Gündem

Acil'de bir hastaya sadece 1,5 dakika düşüyor

Dünya Sağlık Örgütü'nün önerdiği 20 dakikalık muayene süresi, sadece 1.5 dakika. Hastaya 1.5 dakika ayırmanın vicdan azabını yaşayan doktor ve hemşirelerin can güvenliği Allah'a emanet

25 Mayıs 2012 14:31

Mine Tuduk
(25 Mayıs 2012, Radikal)

Doktorlara şiddetin hız kesmediği bir ortamda, acil servisteyiz. Sürekli bir bağırışma var. Tüm hastalar öncelik istiyor. Muayene için 1.5 dakikaları var.

Hastane koridorlarını dövüş filmi setine dönüştüren şiddet olaylarını yerinde görmek için nöbetteyiz! Yer Bağcılar Eğitim ve Araştırma Hastanesi (BEAH). Saat 17.00’den ertesi günün sabahına kadar süren bir gecelik nöbetin sonucunu tek cümleyle özetlemek mümkün: Hastanelere acil yardım gerek! Yoğunluktan dolayı bir hastaya sadece 1.5 dakika ayırmanın vicdan azabını yaşayan doktor ve hemşirelerin can güvenliği Allah’a emanet. İhaleye çıkılamadığı için güvenlik kamerası yok. Sadece duvarlardaki ‘‘Buranın güvenliği kameralarla sağlanmaktadır’ yazısıyla verilen gözdağı var!

Bağcılar Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde bir günde bakılan hasta sayısı, 7 bin. Acilde ise yaklaşık 2 bin kişiye aralıksız sağlık hizmeti veriliyor. Acilde toplam 13 asistan doktor ve 8 hemşire dönüşümlü olarak 24 saat hizmet veriyor. Doktor başına düşen hasta sayısı gecede 150-200. Dünya Sağlık Örgütü ’nün önerdiği 20 dakika muayene süresi, burada 1.5 dakika. Acilin önü de içi de mahşer yeri gibi.

Normalde hastanın yalnızca bir refakatçi ile girebileceği acilde bekleyenler belediye otobüsü durağını andırıyor. Nöbetçi hekimler gelen başvuruların yüzde 90’ının acil olmadığını belirtiyor.

Gecenin ilerleyen saatlerinde yoğunluk azalır derken gece yarısına doğru trafik daha da artıyor. Tabii havadaki gerginlik de...

Güvenlik görevlisi olarak 6-7 kişi göze çarpıyor. Bir de silah ve bıçaklı vakalarda devreye giren polis odası bulunuyor. Neredeyse her 5 dakikada bir, hasta yakınları ve sağlık çalışanları arasında ağız dalaşı çıkıyor. Doktorlar, hemşireler ve hasta yakınları sürekli bir bağırış halinde.

Hasta bu ortamda derdini anlatamıyor. Yeterince dinlenmediğini söyleyerek agresifleşiyor.

Acile gelen herkes telaşlı ve öncelik istiyor. Bir hasta ve doktor diyaloğu durumu ortaya koyuyor.

Hasta: “Bu hemşire bir daha benim yanıma gelmesin. Yarım saattir koluma bir serum takılamadı.”

Doktor: “Burada yalnızca siz yoksunuz. Ayrıca o bizim tek hemşiremiz.”

Acilde görevli asistanlar “Bu yoğunluk önümüze iki büyük sorun çıkarıyor: Can güvenliği ve eğitim. Asistan hekimliğimiz süresince yeterli eğitim almazsak nasıl uzman olabiliriz? Hasta bakma robotu gibi çalışırken bir şeyleri layıkıyla öğrenmek çok zor” derken özel hayatlarının kalmadığını söylüyorlar.


Hâlâ kamera yok


Hastanedeki asistan doktorlar, başhekimliğe dilekçe vererek, Gaziantep’te hasta yakını tarafından bıçaklanan Dr. Ersin Arslan’ın ölümünden sonra acile kamera sistemi koyulmasını talep etmiş. Başhekimlik ihaleye çıkıldığını söylemiş ancak o gün bugündür bir ilerleme yok. Başhekimlik duvara astığı “Acil servisimiz 7/24 görüntülü ve sesli kamerayla izlenmektedir” uyarı yazısıyla durumu idare etmeye çalışıyor.