Eskişehir'de gözaltına alınan 5 kişinin serbest bırakılmasını isteyen grup arasında bulunup basın açıklamasına katıldığı için açığa alınan ve göreve dönmek için kurduğu çadırda imza kampanyası başlatan İngilizce öğretmeni Hatice Yüksel, süresiz açlık grevine başladığını açıkladı.
Eyüp Kelebek’in DHA’da yer alan haberine göre, Eskişehir Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube ekipleri geçen 1 Nisan'da düzenledikleri operasyonda 5 kişiyi gözaltına aldı. Arkadaşlarının serbest bırakılmasını isteyen, aralarında Beylikova Atatürk Ortaokulu'nda İngilizce öğretmeni olarak görev yapan Hatice Yüksel'in de bulunduğu 6 kişi aynı gün Emniyet Müdürlüğü önünde 'Baskılar, gözaltılar, tutuklamalar bizi yıldıramaz' yazılı pankart açıp basın açıklaması yaptı. Basın açıklaması ardından 6 kişi Emniyet Müdürlüğü'nün önünde oturma eylemi yapınca gözaltına alındı ve ertesi gün sevk edildikleri adliyede savcılıkça serbest bırakıldı.
Serbest kalanlardan İngilizce öğretmeni Hatice Yüksel, 8 Nisan'da görevinden uzaklaştırıldı. Yüksel, tekrar göreve dönmesi için 24 Nisan'da Porsuk Bulvarı'nda 'Basın açıklamasına katılmak suç değildir, işimi ve öğrencilerimi istiyorum' yazılı pankart açıp imza kampanyası başlattı. Yüksel 2 hafta içerisinde bin 685 imza topladı. İmzalar 8 Mayıs'ta Valiliğe teslim edildi.
İngilizce öğretmeni Hatice Yüksel, topladığı imzalardan bir sonuç alamayınca 27 Mayıs'ta Porsuk Bulvarı'nda çadır kurup imza kampanyasını tekrar başlattı. 24 saat çadırda kalan Hatice Yüksel, bugün de süresiz açlık grevine başladığını açıkladı.
Vali Tuna'yı suçladı
Açıklık grevi ile ilgili çadır önünde kendisine destek verenlerin katılımıyla basın açıklaması yapan Hatice Yüksel, açığa alınmasında Vali Güngör Azim Tuna'yı suçladı. 'İşim ve öğrencilerim için açlık grevindeyim. Adalet istiyorum' yazılı pankart açan Hatice Yüksel şöyle konuştu:
"Basın açıklamasına katıldığım için hakkımda yürütülen soruşturmanın güvenliği bahane edilerek açığa alınmamın üzerinden 70 gün geçti. Sözde güvenliği bu denli önemsenen bu soruşturma, tamamlanmak bir yana ifade aşamasının ötesine dahi geçirilmemiştir.
Basın açıklamasına katılmak suç değildir. Dolayısıyla soruşturulacak bir şey yok. Demokratik haklarımı kullandığım için işimden, öğrencilerimden uzaklaştırıldım. Bu keyfiyetin bir an önce son bulmasını istiyorum. Uğradığım haksızlık karşısında 20 gündür çadırda sürdürdüğüm direnişimi bugün bir üst boyuta taşıyarak süresiz açlık grevine çeviriyorum. İşime ve öğrencilerime dönene kadar mücadeleme devam edeceğim."