Dünya

AB'ye başkan olmak isteyen yok

AB liderleri gelecekteki başkanları için isim belirlemeye çalışırken, kimse adaylığını resmen açıklamaya yanaşmıyor.

30 Ekim 2009 02:00

AB liderleri gelecekteki başkanları için isim belirlemeye çalışırken, kimse adaylığını resmen açıklamaya yanaşmıyor.

Brüksel’de dün bir araya gelen Avrupa Birliği (AB) liderleri, gelecekte kendilerini uluslararası alanda temsil edecek ismi belirleme telaşı içindeler. AB’nin sesi ve yüzü olacak “başkanı” seçmek pek de kolay değil. Son günlerde tam bir “muhtemel aday” enflasyonu yaşansa da kimse adaylığını resmen açıklamaya yanaşmıyor. Gerek AB Başkanı gerekse AB Dışişleri Bakanı olması için isimleri geçenler arasında  Türkiye’yi rahatsız edecek bir profil yok.

Eski İngiltere Başbakanı Tony Blair, karizması, ağırlığı ve liderlik özellikleriyle bu koltuğu en iyi doldurabilecek isimlerin başını çekiyor. Güçlü bir AB imajı isteyenlerin tercih edeceği ve İngiltere Dışişleri Bakanı David Miliband’ın deyimiyle, “Washington, Pekin ve Moskova’ya gittiğinde trafiği durdurabilecek” bir isim olan Blair, etrafında fırtınalar kopmasına karşın adaylık konusunda renk vermiyor. Çok güçlü bir aday yerine konsensüsü öne çıkaracak bir isim üzerinde duran çevrelerin adayı ise, Lüksemburg Başbakanı Jean Claude Juncker. AB’de en uzun süre görev yapan başbakan olma özelliğini taşıyan ve bazı çevrelerce “geçmişin temsilcisi” olarak görülen Juncker, bu makama yönelik iştahını açıklasa da henüz “göreve çağrılmadı“. Son dönemde bu ikilinin arasından sıyrılan ve “AB’nin Harry Potter’ı” olarak tanımlanan Hollanda Başbakanı Jan Peter Balkenende ise, aday olmadığını açıkladı. Tabii AB’nin bir pazarlık cenneti olduğu düşünüldüğünde bu tür açıklamalar çok da bir şey ifade etmiyor.

Liderler, bugün sona erecek olan zirvede isimler konusunu resmen ele almadı. Başkan olacak ismi Avrupa vizyonları, siyasi kanatlar, kadın-erkek denklemi ve büyük-küçük çekişmesi arasında kurulacak denge belirleyecek. Önümüzdeki ay bu konuda özel bir zirve düzenlenmesi gündemde.

Bu arada, liderler, Lizbon Antlaşması’nı onaylamayan tek isim olan Çek Cumhurbaşkanı Vaclav Klaus’un, 2. Dünya Savaşı sonrasında yerlerinden edilen Almanların eski mülkleriyle ilgili hak talebinde bulunacağı endişesiyle Temel Haklar Şartı’na yönelik olarak talep ettiği ayrıcalığı vermeyi kabul etti. Bu aşamadan sonra Klaus’un belgeyi imzalamasına kesin gözüyle bakılıyor.


Rum Bakan: Türkiye’yi bloke etme niyeti yok

Brüksel’de bir konferans veren Rum Yönetimi Dışişleri Bakanı Markos Kipriyanu, Türkiye’nin limanlarını Rum bandıralı gemilere açmasını öngören Ek Protokol’ü uygulamamasının sonuçları olacağını söyledi. AB kararlarının uygulanmasını beklediklerini belirten Kipriyanu, “Türkiye’nin sürecini ya da üyelik ihtimalini bloke etmekten bahsetmiyorum” dedi.