Gündem

AB'nin siyasi tutuklu tanımına CHP 'evet', AKP 'hayır' dedi

Ergenekon, Balyoz, KCK gibi davalardan tutuklu sanıkları da etkileyecek tanıma CHP 'evet' derken AKP 'hayır' oyu kullandı

19 Ekim 2012 12:12

Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi’nin (AKPM) Avrupa Birliği’ne üye ve aday ülkelerdeki hak ihlallerine karşı “siyasi tutukluluk haline” yeni bir tanım getirdi.

Ergenekon, Balyoz, KCK gibi davalardan tutuklu sanıklara tahliye yolunu açacak tanıma CHP ‘evet’ derken, AKP ‘hayır’ oyu kullandı.

Taraf gazetesinden Cengiz Aktar’ın haberi şöyle:

 

Yeni siyasî tutuklu tanımı


3 ekimde Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM) yeni bir siyasî tutuklu tanımında uzlaştı. Amaç koloni döneminde Namibya için tarif edilmiş siyasî tutuklu hâlini güncellemek ve bazı üye ülkelerdeki hak ihlallerine deva olmaktı. Bu vesileyle ilk defa bir hükümetler arası kuruluş siyasî tutukluluk hâline açık bir tanım getirmiş oldu. Tavsiye kararını Türkçeleştirdim, temel maddeleri şöyle:

3. Bireysel özgürlüğünden alıkoyulan birey şu durumlarda “siyasî tutuklu” olarak ele alınmalıdır:

a. Tutukluluk Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) ve ek protokollerinde belirtilen, başta düşünce, inanç ve din özgürlüğü, ifade ve bilgiye erişim özgürlüğü, toplantı ve dernek kurma özgürlüğü olmak üzere temel garantilerin ihlali sonucunda hükmedilmişse;

b. Tutukluluk herhangi bir suçla ilintili olmadan sadece siyasî nedenlerden hükmedilmişse;

c. Tutukluluk süresi veya tutukluluk şartları siyasî gerekçelerle bireyin suçlu veya şüpheli bulunduğu fiille açıkça orantısız olduğu durumlarda;

d. Birey siyasî nedenlerden dolayı diğer hükümlülerden farklı olarak hapsedilmişse;

e. Tutukluluk açıkça ve yetkililerin siyasî gerekçeleriyle bağlantılı olarak haksız yargılama sonucunda gerçekleşmişse.


4. Terör suçları dolayısıyla bireysel özgürlüklerinden alıkoyulanlar eğer bu suçlar nedeniyle ulusal yasalar ve AİHS uyarınca yargılanmış ve hüküm giymişlerse siyasî tutuklu sayılmazlar.


5. AKPM Avrupa Konseyi’nin bütün üye devletlerini yukarıda zikredilen kriterleri uygulayarak olası siyasî tutukluların durumlarını yeniden değerlendirmeye ve bu nevî tutukluları yeniden yargılamaya veya serbest bırakmaya davet eder.

Tutanaklar, metin tartışılırken özellikle Azerbaycanlı vekillerin kıyameti kopardığını yazıyor. Mesele Azerbaycan’daki hak ihlallerini ele alan Avrupa Konseyi raporunun siyasî tutuklu kavramıyla daha şeddeli olacak olması.

Gelelim bizim vekillere. Strasbourg’da bu karara, eski meclis başkanı Mevlut Çavuşoğlu da dâhil olmak üzere bütün AK Partililer ret bütün CHP’liler kabul oyu neden vermiştir acaba? CHP’nin Ergenekon ve diğer darbeci davalarını hedeflediği açık. Ancak bu tanım Kürt siyasetçi ve aktivistleri de kapsar. Farkındalar mı acaba? Hele Terörle Mücadele Yasası’nda yapılan son değişikliklerden sonra. Terör suçlarının tanım dışı olması ise AK Partilileri rahatlatmamış. Kaşının altında gözün olduğu zaman tutuklanmanın sıradanlaştığı bu memlekette Avrupa Konseyi’nin yeni tanımının ileride yazılacak Türkiye raporlarında epeyi baş ağrıtacağı aşikâr.

Avrupa ve ABD mahreçli Türkiye İnsan Hakları raporları gittikçe daha çok uluslararası kavramı kullanmaya başladı. Neredeyse her başkaldırıyı terör olarak değerlendirmede ısrar eden Türkiye’ye rağmen, bir aralar inkâr edilen IDP (Internally Displaced PersonsYerlerinden Olmuş Kişiler (YOK),“toplu mezarlar” ve son rapordan son anda çıkartılan PKK’nın kullandığı “çocuk askerler” terimleri bunun açık kanıtları. Sorunlarını çözemediğin zaman o sorunların uluslararalılaşması işte bu şekilde oluyor.