Eti Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğü’nün, dünya bor rezervlerinin yüzde 70'inden fazlasına sahip olan Türkiye'nin itirazlarına rağmen, boru 'üremeye olumsuz etkili toksik madde' listesine alan Avrupa Birliği'nin (AB) tezini çürütmek için bora maruz kalan işçilerin üreme sağlığıyla ilgili aralık ve ocak aylarında çalışma yapacağı öğrenildi. Alınan bilgiye göre, genel müdürlüğün koordinatörlüğünde oluşturulan Ankara ve Hacettepe üniversitelerindeki iki profesörün yürütücülüğünde 6 akademisyenden oluşan heyet, bor üretiminin yapıldığı Bandırma, Kırka, Emet, Bigadiç ve Mustafakemalpaşa işletmelerinde aralık ve ocak aylarında incelemelerde bulunacak.
Heyetin, incelemeleri sırasında su, hava ve gıda analizleri yapılacak, işçilerden ise kan, idrar ve sperm örneği alınarak incelenecek.
Petrol-İş Sendikası Bandırma Şube Başkanı Recep Gökdeniz, AB'nin iddiasının bilimsel bir dayanağı olmadığını söyledi.
AB’nin bor kararına tepkiler sürüyorAB'nin 9 Haziranda aldığı ve 15 Eylülde yayın organında yayımlanan kararıyla, daha önce 3. sınıf kimyasal grubunda yer alan bor madeninin "tehlikeli" olarak nitelendirilen 2. sınıf kimyasal grubuna alındığını anımsatan Gökdeniz, bu karara sadece Türkiye'nin değil ABD, Çin, Japonya, Avustralya, Malezya, Arjantin gibi ülkelerin de karşı çıktığını ifade etti.
Gökdeniz, kararın AB'ye ihraç edilecek bor ürünlerinin ambalajlarında "kuru kafa" amblemini kullanma zorunluluğu getirdiğini belirtti. Bu konuda Ankara ve Ege üniversitelerinin daha önce yaptıkları araştırmalarda borun olumsuz etkileri üzerine bir şey bulunamadığına işaret eden Gökdeniz, şöyle konuştu:
"Şimdi Eti Maden İşletmelerinin, AB'nin iddiasının iptal edilmesi yönünde bir girişimi var. Bununla ilgili, iddiaların doğru olmadığını ispatlamaya yönelik ulusal ve uluslararası alanda bilimsel çalışma yapılacak. Bu konuda oluşturulan heyet Bandırma'ya gelerek bor madenine maruz kalan işçi arkadaşlarla, eş ve çocuklarının sağlığı ile ilgili de çeşitli tahliller yapacak. Bu çalışmalar Dünya Ticaret Örgütü'ne yapılacak başvuru dosyasında yer alacak."
Solunan bor kriterlerin çok altında Eti Madencilik Bandırma İşletmesi bünyesinde yapılan 8 saatlik ölçümlerde iş yerinde solunan hava miktarının 3.6 metre küp olduğuna, buna karşılık solunan bor miktarının ise 3.06 mgr/bor olduğuna işaret eden Gökdeniz, bu oranın kriterlerin çok altında olduğunu, borun insan sağlığını tehdit edebilmesi için solunan miktarın en az 12 mgr/bor olması gerektiğini vurguladı.
Borun insan üreme sağlığını olumsuz etkilemesinin söz konusu olmadığını, hatta bor madeninin yoğun bulunduğu Balıkesir'in Bigadiç ilçesinde erkeklerde prostatın az görüldüğüne, bunun da bordan kaynaklandığına ilişkin yaygın kanı bulunduğunu savunan Gökdeniz, insan sağlığına, özellikle üremeye zararlı etkisi olduğu öne sürülen borun böyle bir özelliği varsa önce bor işletmelerinde çalışan kişileri etkilemesi gerektiğini kaydetti.
‘Bor işçisinin üremeyle ilgili bir problemi yok’ Gökdeniz, bor çalışanları arasında çocuklu ailelerin oranının ve çocuklarının sayılarına bakıldığında böyle bir sorunun olmadığının kolayca anlaşılabileceğini dile getirerek, şunları söyledi:
"Allah'a şükür bor işçisinin bir sıkıntısı yok. Hepimizin çoluk çocuğu var. Üremeyle ilgili herhangi bir sıkıntımız olsa çocuğumuz olur mu?
AB'nin kararının, dünyadaki bor rezervinin yüzde 72'sine sahip olan Türkiye'nin ihracatının azalmasını, böylece bor madeninin elden çıkarılmasını sağlamaya yönelik olduğunu düşünüyoruz. Türkiye'de bor işletmeleri 2000 yılında özelleştirme kapsamına alındı ama sonradan önemi anlaşıldığı için bu çalışmadan vazgeçildi. Çünkü bor sanayide kullanılan çok önemli, alternatifsiz bir maden, hidrojen depolayabilen tek madde. Biliyorsunuz hidrojen gelecekte yakıt olarak kullanılacak. Bunu bilen Avrupa Türkiye'nin satışına, ihracatına yönelik engeller koyarak işletmelerin zarar etmesini, böylelikle elden çıkarılmasını sağlamaya çalışıyor ama Türkiye buna izin vermeyecek."