19 Mayıs'ta Sözcü gazetesine yönelik olarak başlatılan 'FETÖ' operasyonu kapsamında gözaltına alındıktan sonra tutuklanan Gökmen Ulu'nun abisi, kardeşini yazdı. Ağabey Oben Ulu kardeşi Gökmen hakkında, "Yaşamı boyunca gericiliğe, eşitsizliğe, adaletsizliğe savaş açtı. Hiç kimsenin kalemi olmadı, masasında yemek yemedi" dedi.
İşte ağabey Oben Ulu’nun kaleminden Gökmen Ulu:
Buraya gelene kadar, ne yapacağını hep bilen, mutlu, inançlı ve haklıdan yana bir çocukluktu bizimkisi. Aradaki yaş farkının az olmasından dolayı da hep arkadaştık, yoldaştık, sırdaştık birbirimize. 5 kişilik bir ailede 3 kardeştik. İzmir'in güzel ilçesi Dikili'de doğmuştuk hepimiz. Annem bize hep doğruluğu tembih eden bir ev kadınıydı. Babam ise biraz fevri, ancak çok duygusal, yurtsever, demokrat bir esnaf emeklisiydi.
Bana ağabeyliğimi doyasıya yaşatan Gökmen içi içine sığmayan bir çocuktu. Ortaokul, lise çağlarında iyi bir sağ açık futbol oyuncusuydu. Fenerbahçeliydi. Ancak İzmir'in tüm takımlarının da büyük bir destekçisiydi. Edebiyatı çok güçlü, öğretmenleri tarafından da çok sevilen bir öğrenciydi. 12 Eylül'ün ardından Dikili'de yapılan Barış ve Demokrasi Festivalleri'ne katılan yazarları, akademisyenleri ve bilim insanlarını dinler, notlar alırdı. Benim 93 yılında Dikili Postası Gazetesi'nde meslek hayatına başlamamın ardından radyoda başladı spikerlik yaşamına. Dikili'de kurulan yerel bir radyoda spiker aranıyordu. Radyo sahibi benden yardım istedi. Gökmen'i önerdim. Çağırdık ve mikrofonun başına geçmesini istedik. Sonrada radyonun karşısında ki eczaneye gidip radyosunu açarak yayına başlamasını bekledik. Gökmen'in radyodan sesini duyduğumuzda orada bulunanlarla birlikte hepimizin tüyleri diken diken olmuştu. İnanılmaz bir ses tonu vardı. İnsanın içine dokunan gece programları yapmaya başladı. ‘Gecenin Sesi' adıyla yaptığı programlarda o muhteşem ses tonuyla okuduğu şiirler, çaldığı nostaljik şarkılar Dikili'de herkesi uykusuz bırakıyordu.
Uğur abisini örnek alıyordu
Başarısı Aliağa'da bulunan bir radyoda duyulmuştu. 96 yılında gittiği Aliağa'da çok sevdiği eşi ile tanıştı. 99 yılında askere gitti. Dönünce hemen Aliağa'da işinin başına geçti. Haber spikerliğine de burada başladı. Çevrede araştırıyor, yapılan haksızlıkları buluyor, rantçıları, hukuku tanımayanları teşhir ediyor, üst üste haber programları yapıyordu. Aliağaların sevgilisi olmuştu. Bir gün beni aradı. Abi EgeTV'den beni duymuşlar, hemen bu akşam denemeye çağırıyorlar' dedi. Dikili'de evde annem kıyafet hazırladı ve babamın hayır duasını alarak İzmir'e gitti. Akşam telefon etti. O'nu ve birçok kişiyi denemeye almışlar, ses tonu ve diksiyonundan etkilenerek hemen başlamasını istemişlerdi. Artık EgeTV'de ana haber bültenini sunuyordu. İşe başladığı ilk günlerden itibaren diksiyonu tüm İzmirliler tarafından beğenilmişti. Yaptığı özel haber programlarıyla henüz tanışmamış olduğu Uğur abisini örnek alıyordu. 2004 yılında Burcusuyla evlendi. 2005 yılında Efe'si dünyaya geldi.
Sözcü'ye katıldı
2007 yılında ekonomik sıkıntılarında olduğu bir dönemdi. Baskıcı, adil olmayan adam kayırmacılığın hat safhaya çıkmasından yakınıyordu. Marmaris'e gitmeye karar verdi. Marmaris TV'yi kurarak yöneticilik yapmaya başladı. En büyük üzüntüsü 2011 yılında annemizi kaybetmek oldu. 2014 yılına kadar yaptığı rant karşıtı programlar ile Marmarislilerin gönlünde taht kurdu. Yıllarca habercilik anlayışında örnek aldığı Uğur ağabeyi ile burada tanıştı. Davetiyle +1 televizyonunda en sevdiği kişinin öğrencisi olarak işe koyuldu. Reyhanlı'da ve Gezi olaylarında yaptığı habercilik ile herkes tarafından tanındı. Daha sonra birçok yerden teklif gelmesine karşın, olabileceği tek yer olarak tanımladığı SÖZCÜ ailesine katıldı.
Hiç kimsenin kalemi olmadı
Kimsenin yazamadığı hukukun çiğnendiği yolsuzluk haberlerini yazmaya başladı. Soma 301'de madenci ailelerinin yanında oldu. Urla Hancılar Koyu'nda ki kaçak villaları yazdı. Yırca'dan Artvin Cerattepe'ye orman katledicilerin ve kirleticilerinkarşısındaydı. Yaşamı savunmayı kendine ilke edinmişti. Kalemiyle ekoloji mücadelesine destek verirken, çevrecilere omuzdaşlık yaptı. 2017 Mayıs ayının başlarıydı. Bir takım malum haberler yapmaya başladı. Kimsenin dokunamadığı, yazamadığı haberler. Önce Çeşme'nin cennet koylarına yasaları ihlal ederek kondurulan inşaat haberine yasak getirildi. Ancak Gökmen durmadı. İzmir'de ki diğer rant haberlerini yazdı. 19 Mayıs sabahı Milliyet Gazetesi internet sayfasındaki manşet haberi gördüm. Sözcü çalışanlarının evlerinde arama başlatıldı yazıyordu. O sırada Gökmen aradı. ‘Abi basında yer almış ama ben evdeyim. Gelen giden yok. Yaptığım bir haber var, onu gazeteme göndermekle meşgulüm. Sen babama ve kardeşime anlat durumu. Korkacağımız hiçbir şey yok'
Yaşamı boyunca gericiliğe, eşitsizliğe, adaletsizliğe savaş açtı. Hiç kimsenin kalemi olmadı, masasında yemek yemedi. Onurunu, kişiliğini, kalemini satmayan, evrensel meslek ilkelerine bağlı, Atatürkçü, dürüst kişiliğiyle ailemin gururu oldu. Dikili'nin, Aliağa'nın, Marmaris'in, İzmir'in ve şimdi de Türkiye'nin gururu oldu.