Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın New York ziyaretinin ardından yaptığı açıklamalara değinen Yeni Akit yazarı Abdurrahman Dilipak, siyaset yapmanın giderek zorlaştığını belirterek, "Siyaset aslında yargı, sermaye, STK, medya ve bürokrasi ile cemaat ve akademi ile gayrimeşru, çıkar temelli bir ilişki içine girdi. Bunlar aslında dışarıdan bakınca cazip, yakından bakınca kazip ilişkilerdir. ‘Haddinden fazla şiddet ya da güç, gayedeki hikmeti yok eder.’ ‘Keskin sirke küpüne zarar verir" dedi.
Siyaset tüm dünyada giderek daha karmaşık bir hal aldığını 'Yeni dünya düzeni', 'Yeni para ve ekonomi' yeni devlet, yeni insan, yeni toplum, yeni kavramlar ve kurumlar, sınırların yeniden çizildiği, kavramları kurumları ile devletin yeniden tanımlandığı, rejimlerin ve iktidar yapılarının değişime uğrayacağı bir zaman diliminden geçildiğini belirten Dilipak, "Erdoğan’ın Ankara’daki hesapları ‘Dostumuz ve müttefikimiz’ ABD’ye uymadı. ABD ve AB ile ‘Daha adil bir dünya’ pek mümkün gözükmüyor. Ankara şimdi ‘Pek sorun yaşamadığımız’ı düşündüğümüz (!) Moskova yolunda ama İdlib’e yönelik hava harekâtı, ABD ve Rusya’nın Suriye konusunda el sıkışması işleri zora sokacak gibi” diye yazdı.
Siyasetin zor zanaat olduğunu yazan Dilipak, özetle yazısına şöyle devam etti:
“Eğer hakkı ile yapılmazsa aslında ‘dua ile istenen bela’dır. Düşünsenize insan kendi nefsi ile bile baş etmekte zorlanır, ‘Ya Rab, beni nefsimle baş başa, yalnız bırakma’ diye dua ederken, kendi aile ve akrabası ile bile baş edemezken, diğer insanların sorumluluğunu üstlenmek beni korkutur. Ancak mecburen, geçici bir süre için Allah’ın yardımı ile yapılacak bir iştir bu iş.
Hele birde ‘el Emin’ değilseniz, adaleti sağlayamıyorsanız, kul hakkını koruyamıyorsanız, vay size! O zaman sadece yaptıklarınızdan değil, bir de yapmanız gerekirken yapmadıklarınızdan hesaba çekilecektir. Durun daha bitmedi, elinizin altıdakilerden, emanetini üstlendiklerinizin, mal, can, namus, akıl, inanç ve neslinin güvenliğinden de hesaba çekileceksiniz.”
Bugün siyasetin çok daha karmaşık ve zor bir hadise haline geldiğini, toplumun siyasetten beklentisinin yükseldiğini belirten Dilipak, “Siyaset aslında yargı, sermaye, STK, medya ve bürokrasi ile cemaat ve akademi ile gayrimeşru, çıkar temelli bir ilişki içine girdi. Bunlar aslında dışarıdan bakınca cazip, yakından bakınca kazip ilişkilerdir. ‘Haddinden fazla şiddet ya da güç, gayedeki hikmeti yok eder.’ ‘Keskin sirke küpüne zarar verir. Siyasetin satın aldığı cemaat, medya, STK, sendika, oda bütün ‘meziyet’lerini kaybeden ve herkes için ‘eziyet’e dönüşür" dedi.
Siyasetçinin doğru yaptığı sürece ona destek olmak gerektiğini yazan Dilipak, "Siyaset tek başına yapılacak bir iş değil. Yanıldıklarında düzeltmek için çalışılmalı. Ancak inat ve ısrar durumunda elbette hukuk içinde kalarak itiraz etmeli, baskının şiddetine göre direnmeli. Sorun adaletle çözülmeli. Devletsizlik beladır, zalim devlet daha da büyük bir beladır. Adalet yoksa, barış olmaz. Barış var gibi gözüküyorsa o illüzyondur. Adalet ve barış yoksa özgürlükten söz edemezsiniz." şeklinde yazdı.
Yazının tamamını okumak için tıklayın