Gündem

Abdurrahman Dilipak: Moda haftasının açılışında Kur’an-ı Kerim’den ayetler okunacak mı?

"Bizim Fransızlardan neyimiz eksik, Fashion TV'mizin olmasının vakti geldi"

08 Mayıs 2016 17:46

Yeni Akit gazetesi yazarı Abdurrahman Dilipak, 13-14 Mayıs'ta Haydarpaşa Garında düzenlenecek "İstanbul Modest Fashıon Week" organizasyonuyla ilgili olarak, "Açılışında Kur'an-ı Kerim'den ayetler okunacak mı? Bilemiyorum. Bunu da nereden çıkarttın' derseniz, ne bileyim ben; “HDP Gaziantep 1. sıra adayı Av. Celal Doğan’ın, 1990 yılında belediye başkanlığı yaptığı dönemde tekbir, salavat ve dua eşliğinde kurban keserek genelevi açtırdığı ortaya çıktı” diye bir haber okudum da, aklım karıştı" dedi.

Dilipak ayrıca, "Fashion TV, moda kanalıdır. 1996 yılında Fransa’da Michel Adam Lisowski tarafından kurulmuştur. 24 saat boyunca yayın yapmaktadır. Ee bizim onlardan neyimiz eksik, artık bizim de bir Fashion Tv’mizin olmasının vakti geldi" diye yazdı.

Abdurrahman Dilipak'ın, "Men teşebbehe" başlığıyla yayımlanan (8 Mayıs 2016) yazısı şöyle: 

"Fashion TV, moda kanalıdır. 1996 yılında Fransa’da Michel Adam Lisowski tarafından kurulmuştur. 24 saat boyunca yayın yapmaktadır. Ee bizim onlardan neyimiz eksik, artık bizim de bir Fashion Tv’mizin olmasının vakti geldi.

Cumhurbaşkanı sigaraya savaş ilan ediyor, bizimkiler, kollarının altına nargile koyup, başına bir fes geçirip “Osmanlı kahvesi” diye çıkıp geliyorlar.. Yani Müslim bar açılırsa şaşmam.. Alkolsüz Nane liköründen başlarız. Besmele ile üç yudumda içince herhalde günah olmaz.. Zaten 5-10 bin dolara 5 yıldızlı hac, umre ile defterleri de sildirdik mi, Allah da affeder zaten, O biliyor ki bizim kalbimiz temiz. Zaten kalbimiz Resulün aşkı ile dolu değil mi! Ah minel aşk!

Cehennemin yolları iyi niyet taşları ile döşelidir. Aramıza sızmaya çalışan Melek maskeli şeytanlara dikkat. Hatırlayın Bakara 11’de ne diyordu: “Onlara ‘yeryüzünde fesat çıkarmayın’ denildiği zaman, ‘biz ancak ıslah edicileriz’ derler. Şunu bilin ki, onlar bozguncuların ta kendileridir.” 

13 Kasım 1998 tarihinde Cuma sohbetlerinde Prof. Dr. M. Es’ad COŞAN,“Men teşebbehe” hadisini açıklarken diyor ki, “Ve men teşebbehe bi kavmin fehüve minhüm. Kim bir kavme benzemeye çalışırsa, onlardan sayılır.” (…) Kim de kafirlere benzemek durumunda olanlar da onların tarafında haşrolur. Kâfirlere özeniyorsa, onlara benzemeye çalışıyorsa, kâfirler grubundan, zümresinden sayılır. Kimi taklid ettiği, kimin yolunda gittiği, kimin sözünü dinlediği, hangi fikri benimsediği çok önemlidir bir insanın... Eğer kâfirin, zalimin fikrini benimsiyorsa, onun yanında yer alıyorsa, o da zalimdir. Peygamberimiz, ‘Benim yaptığım gibi yapanlar benden olurlar. Kâfirlerin yaptığını yapmak isteyenler, onlara benzemeğe çalışanlar da belâlarını, cezalarını bulurlar.”

Burada dünden bugüne ertelediğim ayetlere de bir bakmak gerek: Nisa 26. Allah size (bilmediklerinizi) açıklamak ve sizi, sizden önceki (iyi)lerin yollarına iletmek ve sizin günahlarınızı bağışlamak istiyor. Allah hakkı ile bilicidir, yegâne hikmet sahibidir. 27. Allah sizin tevbenizi kabul etmek ister; şehvetlerine uyanlar (kötü arzuların esiri olanlar) ise büsbütün yoldan çıkmanızı isterler. 38. Allah’a ve ahiret gününe inanmadıkları halde mallarını, insanlara gösteriş için sarf edenler de (ahirette azaba dûçâr olurlar). Şeytan bir kimseye arkadaş olursa, ne kötü bir arkadaştır o! 39.Allah’a ve ahiret gününe iman edip de Allah’ın kendilerine verdiğinden (O’nun yolunda) harcasalardı ne olurdu sanki! Allah onların durumunu hakkı ile bilmektedir. 40. Şüphe yok ki Allah zerre kadar haksızlık etmez. (Kulun yaptığı iş, eğer bir kötülük ise, onun cezasını adaletle verir.) İyilik olursa onu katlar (kat kat arttırır), kendinden de büyük mükâfat verir. 41.Her bir ümmetten bir şahit getirdiğimiz ve seni de onlara şahit olarak gösterdiğimiz zaman halleri nice olacak! 42. Küfür yoluna sapıp peygamberi dinlemeyenler o gün yerin dibine batırılmayı temenni ederler ve Allah’tan hiçbir haberi gizleyemezler.”

44. Kendilerine Kitap’tan nasip verilenlere baksana! Sapıklığı satın alıyorlar ve sizin de yoldan çıkmanızı istiyorlar! 45. Allah düşmanlarınızı sizden daha iyi bilir. Gerçek bir dost olarak Allah yeter, bir yardımcı olarak da Allah kâfidir.

50. Bak, nasıl da Allah üzerine yalan uyduruyorlar; apaçık bir günah olarak bu (onlara) yeter! 51. Kendilerine Kitap’tan nasip verilenleri görmedin mi? Putlara ve bâtıla (tanrılara) iman ediyorlar, sonra da kâfirler için: “Bunlar, Allah’a iman edenlerden daha doğru yoldadır” diyorlar! 52. Bunlar, Allah’ın lânetlediği kimselerdir; Allah’ın rahmetinden uzaklaştırdığı (lânetli) kimseye gerçek bir yardımcı bulamazsın. 62. Elleriyle yaptıkları yüzünden başlarına bir felâket gelince hemen, ‘biz yalnızca iyilik etmek ve arayı bulmak istedik’, diye yemin ederek sana nasıl gelirler! 63. Onlar Allah’ın, kalplerindekini bildiği kimselerdir; onlara aldırma, kendilerine öğüt ver ve onlara, kendileri hakkında tesirli söz söyle. 69. Kim Allah’a ve Resûl’e itaat ederse işte onlar, Allah’ın kendilerine lütuflarda bulunduğu peygamberler, sıddîkler, şehidler ve salih kişilerle beraberdir. (…)

74. O halde, dünya hayatını ahiret karşılığında satanlar, Allah yolunda savaşsınlar. Kim Allah yolunda savaşır da öldürülür veya galip gelirse biz ona yakında büyük bir mükâfat vereceğiz. 75. Size ne oldu da Allah yolunda ve “Rabbimiz! Bizi, halkı zalim olan bu şehirden çıkar, bize tarafından bir sahip gönder, bize katından bir yardımcı yolla!” diyen zavallı erkekler, kadınlar ve çocuklar uğrunda savaşmıyorsunuz! 85. Kim iyi bir işe aracılık ederse onun da o işten bir nasibi olur. Kim kötü bir işe aracılık ederse onun da ondan bir payı olur. Allah her şeyin karşılığını vericidir.107. Kendilerine hıyanet edenleri savunma; çünkü Allah hainliği meslek edinmiş günahkârları sevmez. 108. İnsanlardan gizler de Allah’tan gizlemezler. Halbuki geceleyin, O’nun razı olmadığı sözü düzüp kurarken O, onlarla beraber idi. Allah yaptıklarını kuşatıcıdır. 109. Haydi siz dünya hayatında onlara taraf çıkıp savundunuz, ya kıyamet günü Allah’a karşı onları kim savunacak yahut onlara kim vekil olacak? 110. Kim bir kötülük yapar yahut nefsine zulmeder de sonra Allah’tan mağfiret dilerse, Allah’ı çok bağışlayıcı ve esirgeyici bulacaktır. 113. Allah’ın sana lütfu ve esirgemesi olmasaydı, onlardan bir güruh seni saptırmaya yeltenmişti. Onlar yalnızca kendilerini saptırırlar, sana hiçbir zarar veremezler.(…).

118. Allah onu (şeytanı) lânetlemiş; o da: “Yemin ederim ki, kullarından belli bir pay edineceğim” demiştir. 119. “Onları mutlaka saptıracağım, muhakkak onları boş kuruntulara boğacağım, kesinlikle onlara emredeceğim de hayvanların kulaklarını yaracaklar (putlar için nişanlayacaklar), şüphesiz onlara emredeceğim de Allah’ın yarattığını değiştirecekler” (dedi). Kim Allah’ı bırakır da şeytanı dost edinirse elbette apaçık bir ziyana düşmüştür. 120. (Şeytan) onlara söz verir ve onları ümitlendirir; halbuki şeytanın onlara söz vermesi aldatmacadan başka bir şey değildir.  Allah muhafaza buyursun, Nisa 173’de şöyle buyuruluyor. “Bizim yaptığımız kardeşlerimiz için sadece bir hatırlatma ve uyarıdır. Bu da bir kardeşlik görevidir aslında.  (…) Kulluğundan yüz çeviren ve kibirlenenlere gelince onlara acı bir şekilde azap edecektir.” 

Bu arada “gaflete düşüp” unutmayın da, Moda haftası 13-14 Mayıs’ta Haydarpaşa Tren Gar’ında, açılışta Kur’an-ı Kerim’den ayetler okunacak mı (!), onu da bilmiyorum.. “Bunu da nereden çıkarttın” derseniz, ne bileyim ben; “HDP Gaziantep 1. sıra adayı Av. Celal Doğan’ın, 1990 yılında belediye başkanlığı yaptığı dönemde tekbir, salavat ve dua eşliğinde kurban keserek genelevi açtırdığı ortaya çıktı” diye bir haber okudum da, aklım karıştı.. Olmaz olmaz deme, olmaz olmaz. Selâm ve dua ile.."