Gündem

Abdurrahman Dilipak: İş Bankası Diyanet'e devredilsin

habervaktim.com sitesi yazarı Abdurrahman Dilipak, İş Bankası'nın Diyanet İşleri Başkanlığı'na devredilmesi gerektiğini yazdı.

16 Aralık 2011 02:00

T24 - habervaktim.com sitesi yazarı Abdurrahman Dilipak, CHP'nin İş Bankası'nda bulunan hesabına ilişkin olarak, "İş Bankası bir kamu bankasıdır. Mustafa Kemal’in hesabı da, Bayar’ın hesabı da, Hindistan’dan, Hilafet fonundan gelen paradan ödenmiştir. Dolayısı ile bu ortaklığın Hazine’ye değil, Diyanet’e devri gerekir. Diyanet’in de bunu beynelmüslimin projelerde kullanması gerekir" dedi.


Abdurrahman Dilipak'ın "İş Bankası kime bağlı" başlığıyla yayımlanan (16 Aralık 2011) yazısı şöyle:


İş Bankası kime bağlı


İş Bankası bir kamu bankası mı, yoksa özel bir banka statüsünde mi?


Aslında İş Bankası konusunu iki açıdan ele almak gerek..


1-CHP açısından, 2-Diğer ortaklar açısından.


Bana sorarsanız İş Bankası bir kamu bankasıdır. Mustafa Kemal’in hesabı da, Bayar’ın hesabı da, Hindistan’dan, Hilafet fonundan gelen paradan ödenmiştir..


Dolayısı ile bu ortaklığın Hazine’ye değil, Diyanet’e devri gerekir. Diyanet’in de bunu beynelmüslimin projelerde kullanması gerekir..


Tabii, dini vergilerin bir riba kuruluşunun teşkilinde harcanması kadar, Diyanet’in böyle bir bankanın sahibi olması kabul edilemez. Belki bu bankanın söz konusu hisselerinin Vakıflar Bankası’na devri ve bedelinin ise Diyanet’e aktarılması gerekir..


Bu parayı Hindistan Müslüman fonuna iade edelim ama İş Bankası’nda ve CHP’de kalmasın..


Bu paranın CHP’nin yönetimde bir bankada tutulması hiçbir şekilde kabul edilemez..


En azından bu durum siyasi partiler yasasına aykırı bir tutumdur..


Eğer bu yol açılırsa, AK Parti’ye de bir banka sahibi, hisselerinin bir kısmını temlik etsin, vasiyet etsin, bakalım ne oluyor..


Bu konu 1950’de, 60’da, 80’de tartışma konusu olmuş, sonra CHP tekrar açılınca bu fon CHP’nin yönetimine bırakılmıştır.


Bu parayı TTK ve TDK kullanıyor ama bu iki kurumun da bütçesini DPT belirliyor..


Abuk-subuk bir iş.. Bu işi Meclis mi çözecek, hükümet mi, yargı mı bilmiyorum ama birilerinin bu işe bir el atması gerek artık..


Aslında en son 60 darbesinde Demokrat Parti iktidar olduğu zaman bu konu çözülmüş.. “CHP’nin Haksız İktisaplarının İadesi Kanunu”nu çıkarmış. Bu şekilde İş Bankası’ndaki Atatürk’ün hissesi Hazine’ye devredilmiş. Belki şimdi Hazine bu konuda dava açıp, dava Anayasa Mahkemesi’ne gönderilebilir (mi)? 27 Mayıs 1960 darbesi sonrası Anayasa Mahkemesi bu kanunu iptal ettiği için CHP hisselerini tekrar elde etmiş.. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na yapılacak bir başvuru ile de bu konu yeniden Anayasa Mahkemesi’ne taşınabilir mi?


Yarın bireysel başvuru hakkı çerçevesinde de bu konu belki gündeme getirilebilir..


Bu işin en doğrusu, şık olanı, CHP’nin kendi adını daha fazla örseletmeden, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na ya da Hazine’ye başvurarak, İş Bankası ile ilgili hukuksuzluğa son vermesidir..


Meclis de aslında bu konuyu araştırmak üzere, bir komisyon kurabilir.. Bu komisyonun İş Bankası’nın faaliyetlerini de mercek altına alması gerekir.. Özellikle bu banka üzerinden kimlere kredi verildiğine bakmak gerekir. Birilerinin bu bankayı babasının çiftliği gibi kullandığı hatta zarara soktuğu iddiaları da yok değil.. Sonuçta bu banka kamu kaynakları ile dolaylı olarak da olsa ilgili bir banka..


Ortada açıkça anayasa ve siyasi partiler yasasına aykırı bir durum var.. Mustafa Kemal’in arkasına saklanılarak bu hukuksuzluk bir şekilde sürdürülüyor..


Meclis, siyasi partiler yasasına bir madde ekleyerek de aslında bu çarpıklığı giderebilir..


CHP’nin yapması gereken bir diğer konu, adının ilk kelimesinin sonuna “ci” eklemek. Bu konu ya CHP tarafından kongre kararı ile düzeltilecek ya da siyasi partiler yasasına yapılacak bir başka ekle düzeltilecek. Yine doğrudan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı da devreye girebilir.. “Cumhuriyet” partisi olmaz. “Cumhuriyetçi Halk Partisi” olur..


CHP büyük bir pişkinlikle bu hukuksuzluğu tarihi bir miras olarak sahiplenmeye devam ediyor..


CHP’nin hukukla bu durumu savunması mümkün değil. Demogojik tartışmalarla da ancak anayasa değişikliğine kadar zaman kazanabilir..


Artık bu eşitsizliğin, hukuk ihlalinin bir şekilde sonlandırılması gerek.


Meclis Başkanı da aslında bu konuda grup başkanvekillerinden görüş istemesi mümkün. CHP kendi görüşünün hukuki dayanağını yazılı olarak ortaya koysun bakalım..


Belki Evren dönemi, CHP’nin yeniden kurulmasının ardından, Cumhurbaşkanı Genel Sekreterliği’nin bu imtiyazı CHP’ye iade etmesi ile ilgili de Çankaya bir inceleme yaptırılabilir.. Gerekçe neydi aceba.. Çankaya bu konuda bir insiyatif kullanarak, verdiği bu imtiyazı geri alabilir mi?


Sanırım bu konuyu çok yönlü olarak, sürekli gündemde tutmak gerek ki, CHP’liler meydanı boş bulup bu hukuksuzluğu daha fazla sürdüremesinler..


Selam ve dua ile..