Gündem

Abdurrahman Dilipak: Hiçbir parti benim için kurtarıcı değil; gücü eline geçiren kral oluyor

"İstanbul Sözleşmesi ve ona dayalı yasa ve sair sözleşmeleri, LGBT’yi başımıza bela eden düzenlemeleri kaldırmayacak olanlarla işim olmaz"

01 Aralık 2022 09:04

 Haber Vakti yazarı Abdurrahman Dilipak, “benim oyum kime?” sorusunu kritik ettiği bugünkü yazısında,  siyasetin marka değerine değil, muhtevasına baktığını belirterek “Dünya ve ahiret hayatında beni bağlayacak bir icraat için vekalet vereceğim birini seçeceğim” dedi. 

“Hiçbir parti benim için kurtarıcı, tek çare ya da kendine muhtaç olduğum bir yapı değil” diyen Dilipak, “Onlar bana muhtaç, ben onlara değil. Parti bir araç sonunda. Ben asilim, onlar vekil. Vekaleten iş yaparlar. Teoriye göre yetkisini benden alır, benim için bir şeyler yapar ve bana hesap verir. Müteahhit gibi bir şey. Siyasi anlamda bir şeyler taahhüt ediyor. O şeyleri daha kısa zamanda, daha iyi ve kaliteli, daha ekonomik olarak yapacaksa niye onu yaptırmayayım ki. Sonuçta işi ehline vermemiz gerekmiyor mu? Velayet esasen ilim ehlinde, ehli hal vel akt’de olması gerek ama bugünkü durum öyle değil. Gücü eline geçiren kral oluyor. İlahlık ve Rablik taslayabiliyor. Her şeye karışıyor. Vekalet ettiği kişilere tepeden bakıyor, emirler yağdırabiliyor... Hem işimizi ve sözümüzü, hem de siyasetimizi din, akıl ve ahlakla terbiye etmemiz gerekiyor. Daha bilgili, daha dürüst, daha cesur insanlara ihtiyacımız var.” düşüncesini dile getirdi. 

Dilipak, “Oy vermek için, ne tek başına partilerin tabelalarına bakarım, ne de işin başındakine ya da başındakilere. Önüme koydukları adayları kimler, onlara da bakacağım. Dahası bunların ilkeleri neler, neyi gerçekleştirmek için çalışacaklarını söylüyorlar. Söylediklerini yapacak, bilgi, beceri, irade ve cesarete sahipler mi? Yoksa siyasiler genelde insanlara onların duymak istedikleri şeyleri söylerler. Bu insanlar yeteri kadar bilgili, yeteri kadar dürüst ve yeteri kadar cesur olsalar da genel yapıları gözettikleri dengeler, şartları, diğer ilişkileri ve taahhütlerini de hesaba katmak gerek. İstanbul Sözleşmesi ve ona dayalı yasa ve sair sözleşmeleri, Lanzarotte'yi, LGBT’yi başımıza bela eden düzenlemeleri kaldırmayacak olanlarla işim olmaz. Sadece onlar değil, GlobalReset çetesinin TransHumanizm projesine destek verenler benden uzak dursun. Ben de onlardan uzağım.” görüşünü dile getirdi.

Yazının tamamını okumak için tıklayın