Gündem

Abdulkadir Selvi: Erdoğan'ın, IKBY'ye karşı sert üslubu değişti; tatlı sert bir ton aldı

"Kürt vatandaşlarımızın gönüllerinde yaralar açılmaması gerekiyor"

02 Ekim 2017 05:50

Hürriyet yazarı Abdulkadir Selvi, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin (TBMM) 26’ncı dönem 3’üncü yasama yılının açılışını değerlendirdi. Selvi, Meclis'in açılışında konuşan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın, 25 Eylül'de bağımsız referandumu gerçekleştiren Irak Kürt Bölgesel Yönetimi'ne (IKBY) karşı üslup değiştirdiğine dikkat çekerek "Barzani’ye yönelik uyarılarını sürdürdü ancak, ilk kez farklı bir mesaj verdi. Erdoğan sürecin başından itibaren ilk kez hem sopayı gösterdi hem havucu uzattı. Ayrıca üslup da değişti. İlk başlardaki sert üslubun yerini, tatlı sert bir ton aldı" ifadedelerini kullandı.

Abdulkadir Selvi'nin "Üslup ve yaklaşım değişiyor" başlığıyla yayımlanan 

 

Meclis’in açılışında ilginç görüntüler ve çok önemli mesajlar vardı. Cumhurbaşkanı Erdoğan salona girince CHP’liler ayağa kalkmadı. HDP sıraları ise boştu. AK Partililer ve MHP’liler Cumhurbaşkanı’nı ayakta karşıladı.

Meclis Başkanı İsmail Kahraman konuşurken, CHP milletvekilleri dikkatli bir şekilde dinliyordu. Meclis Başkanı’na hayran olduklarından değil, ‘Atatürk’ deyip demeyeceğini tespit etmeye çalışıyorlardı. İsmail Kahraman konuşmasının sonunda ‘Atatürk’ deyince en çok CHP milletvekilleri rahatladı. AK Parti milletvekilleri ise İsmail Kahraman’ın yeni dönemde Meclis başkanı olup olmayacağıyla ilgiliydiler. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın iradesinin İsmail Kahraman’ın Meclis başkanlığının devamından yana olduğu söyleniyor. Bir dönem daha, ‘İsmail Abi’ formülü geçerli.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasını dinlemek için ülkemizde görev yapan diplomatlar yoğun ilgi gösterince kordiplomatik loca dolmuştu. Erdoğan konuşmasında en geniş yeri Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’nin bağımsızlık referandumuna ayırdı.

Üslup farkı

Barzani’ye yönelik uyarılarını sürdürdü ancak, ilk kez farklı bir mesaj verdi. “Kuzey Irak Yönetimi yaptığı yanlıştan dönme erdemini gösterdiğinde Türkiye, devleti ve milletiyle bu kardeşlerimizin yanında olmaya devam edecektir” dedi. Erdoğan sürecin başından itibaren ilk kez hem sopayı gösterdi hem havucu uzattı. Ayrıca üslup da değişti. İlk başlardaki sert üslubun yerini, tatlı sert bir ton aldı. Barzani’ye tepki ile Kürt halkı ayrı tutulmaya özen gösterilmeye başlandı. Erdoğan bunun ilk işaretini cumartesi günü Erzurum’da verdi. “Bu meselenin Kuzey Irak’taki Kürt halkıyla alakası yoktur” dedi. AK Parti’nin önemli bir Kürt seçmeni ve Türkiye’nin ciddi bir Kürt sorunu var. Barzani’nin bağımsızlık referandumuna tepki gösterilirken, Kürt vatandaşlarımızın gönüllerinde yaralar açılmaması gerekiyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan bunu fark etti. Çünkü bu arada bölgenin nabzını yansıtacak isimlerle görüşmeleri oldu. Bir anekdot aktarmak istiyorum.

- Efendim, üslubunuz çok sert.

- Bağımsızlık referandumu yaptı, nasıl sert olmam...

- Referandum kararı çok anlamsız ama sizin üslubunuz çok sert. Bölge insanını yaralar.

- Onu ayarlarım.

Bağımsızlık referandumunun yapıldığı 25 Eylül öncesinde iktidarda müthiş bir gerginlik vardı. Ancak referanduma uluslararası camiadan destek gelmemesi, bölge ülkelerinden birbiri ardına gelen yaptırımların etkili olmaya başlaması Ankara’yı biraz rahatlatmış görünüyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’da gergin değildi.

Meclis’ten ayrılırken gazetecilerle arasında şu diyaloglar yaşandı.

- Resepsiyona gelecek misiniz?

- Geleceğim.

- Sorularımız olacak.

- Çok zor sorular sormayın ama.

Kongre esprisi

Erdoğan, Meclis Başkanı’nın makamındaki sohbette de esprili tavrını sürdürüyor.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye, “İl kongrelerini tamamladınız mı?” diye soruyor, MHP Lideri, “Bir-iki il kaldı, tamamlanmak üzere” karşılığını verince, Başbakan Binali Yıldırım’a dönüp “MHP işini tamamlamış durumda, daha sizin çok işiniz var” diye takılıyor.

Cumhurbaşkanı’nın mesajlarını tek tek sıralamayacağım. Ancak konuşmasını, “Gelin, Türkiye’nin geleceğini beraber inşa edelim” çağrısıyla bitirmesi önemliydi.

Bu çağrının ardından keşke Meclis Başkanı’nın makamında Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Başbakan Binali Yıldırım, MHP Lideri Devlet Bahçeli ve Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar’ın buluşması CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun katılımıyla tamamlanmış olsaydı. Keşke Meclis’in açılışında HDP sıraları boş olmasaydı. HDP’liler, Edirne Cezaevi’nin önünde olmak yerine Meclis’te olmayı tercih etse, biz de milletvekillerinin yerinin cezaevi değil, Meclis olduğunu değerlendirseydik.

Çünkü başka Türkiye yok.