Yeni çözüm sürecine ilişkin yapılan kamuoyu yoklamasını değerlendiren Abdülkadir Selvi, "AK Parti seçmeni içinde yeni sürece olan destek ilk açıklandığında yüzde 40'a 60 seviyesindeydi. Sürece destek yüzde 40, sürece hayır diyenlerin oranı ise yüzde 60…Üçüncü araştırmada bu oran yüzde 69 desteğe ulaşmış" dedi.
Abdülkadir Selvi'nin Yenişafak gazetesinde 'Türkiyeli çözüm önerdi' başlıklı (27 Şubat 2013) yayımlanan yazısı şöyle:
(...)Hükümet cephesinden bir değerlendirmeyi yansıtmak istiyorum:
'Halk çözüm sürecini satın aldı. Daha önceki süreçte tam öyle değildi. Süreç geliştikçe, sürece olan güven artıyor.'
Yeni çözüm sürecine ilişkin yapılan 3 kamuoyu yoklaması da bunu ortaya koyuyor.
Örneğin Oslo süreci dediğimiz eski süreç kamuoyuna açıklandığı anda AK Parti oylarında dramatik bir düşüş yaşanmış.
AK Parti'nin oyları yüzde 36'nın altına inmiş.
Yeni süreçte ise AK Parti oylarında en ufak bir gerileme yaşanmamış.
Elbette ki geçen sürecin deneyimleri etkili oldu ama daha çok, 'Bu kez sürecin şeffaf olması, AK Parti oylarında en ufak bir oynamaya yol açmadı' diye değerlendiriliyor.
Çözüm süreci başladığında da AK Parti'nin oy oranı yüzde 52 seviyesindeydi, şimdi de…
Ama kamuoyunun eğilimini yansıtması açısından ilginç bir gösterge, AK Parti seçmeni içinde yeni sürece olan destek ilk açıklandığında yüzde 40'a 60 seviyesindeydi.
Sürece destek yüzde 40, sürece hayır diyenlerin oranı ise yüzde 60…
Üçüncü araştırmada bu oran yüzde 69 desteğe ulaşmış.
Kalan yüzde 31'in dağılımı ise çok ilginç.
'Çözüm bulunsun mu?' sorusuna, ankete katılanların neredeyse tamamı, 'evet' diyor.
Yüzde 31'lik kesimin itirazı, çözüm yöntemine ilişkin.
Çözüm yönteminde üç faktör ortaya çıkıyor.
1-Bölgeyi ekonomik olarak kalkındıralım.
2-Sosyal politikalarla geliştirelim.
3-Güvenlik boyutlu bir mücadele ile bitirelim.
Çözüm konusunda negatif bir unsur olarak ön plana çıkan bir nokta ise, çözümün Öcalan'la müzakere edilmesi.
Buna karşın 'kiminle görüşülsün' diye sorulduğunda verilen derli toplu bir yanıt yoktur.
Öcalan'la görüşmeyi yanlış buluyor ama kime oy vereceksin diye sorulduğunda, 'AK Parti'ye' diyor.
Peki, sürecin önündeki en önemli engellerden biri olarak gösterilen milliyetçi oylarda durum ne?
Süreçle birlikte MHP'nin oylarında ne yükseliş var ne düşüş.
Başbakan'ın milliyetçilik konusunda yoğunlaşmasının bir nedeni bu olabilir.
Bu süreçle birlikte Türkiye'nin kodları değişiyor.
Biz Anayasa'daki vatandaşlık tanımının içinden çıkamazken, Başbakan, bir adım ileri gidip, kafatası milliyetçiliğini bombardımana tabi tutuyor.
Öcalan ise görüştüğü BDP'lilere 'Ortadoğu'da taşlar yerinden oynamışken, ben size Türkiyeli çözüm öneriyorum' diyor.