ABD Dışişleri Bakanlığı “2013 yılı Terör Raporu”nda, DHKP/C'nin artan eylemlerinin, hem ABD hem de Türkiye'nin güvenlik çıkarlarına tehdit oluşturduğu bildirildi.
Raporun, Avrupa bölümünün özetinde, Avrupa'nın 2013 yılında bir çok ciddi saldırıya sahne olduğu belirtilerek, bunlardan biri olarak Reyhanlı'daki saldırı gösterildi.
Suriye sınırına yakın Reyhanlı'da 52 kişinin ölümüyle sonuçlanan saldırı, "Türkiye'nin modern tarihinin en büyük saldırısı" olarak nitelendirildi.
Avrupa'daki diğer saldırılar, Rusya'daki otobüs ve ABD'nin Ankara Büyükelçiliğine yapılan saldırı ile Paris'te üç Kürt aktivistin öldürülmesi olarak gösterildi.
Raporun Türkiye bölümünde de, ABD'nin, “terörle mücadele”de uzun süredir ortaklarından biri olduğu belirtilerek, ABD'nin, devam eden çözüm sürecinin PKK ile Türk güvenlik güçleri arasındaki çatışmaları azaltmasına rağmen, Türkiye'nin geçen yıl da PKK ile mücadelesine destek vermeye devam ettiği kaydedildi.
Büyük ölçüde Suriye'de devam eden çatışmalar nedeniyle Türkiye'nin sınırlarının yakınlarındaki gruplara dair yükselen kaygılar dile getirdiği ifade edilen raporda, bu gruplar arasında El Kaide, El Nusra ve Irak İslam Devleti gibi örgütlerin olduğu bildirildi.
Raporda, Türkiye'nin 2013 yılında, daha çok iç tehditlerle yüz yüze kalmaya devam ettiğine ve bunlara güçlü karşılıklar verdiğine dikkat çekildi. ABD ve NATO karşıtı görüşlere sahip DHKP/C'nin artan eylemlerinin hem ABD hem de Türkiye'nin güvenlik çıkarlarına tehdit oluşturduğu belirtilen raporda, DHKP/C'nin Şubat ayında ABD'nin Ankara Büyükelçiliği de dahil Türkiye'de birçok saldırılarda bulunduğu hatırlatıldı.
PKK
Raporda, "PKK ile 30 yılı aşkın çatışmadan sonra 2012 yılının sonunda Türk hükümeti ile Abdullah Öcalan'ın barış görüşmelerine başladığı" kaydedildi. Raporda PKK'nın 2013 Mart ayında ateşkes ilan ettiği belirtildi.
Türkiye'deki diğer bir örgütün Türkiye Hizbullah'ı olduğu ifade edilen açıklamada, Türk hükümetinin ayrıca, Türkiye İşçi ve Köylü Kurtuluş Ordusu'nu (TKP-ML-TIKKO) da büyük oranda aktif olmamasına rağmen tehdit olarak gördüğü bildirildi.
Bunun yanında, Türk hükümetinin ülkedeki iki saldırının Mihraç Ural liderliğindeki Suriye kökenli Mukaveme Suriye adlı grup tarafından yapıldığına inandığına işaret edildi.
‘2012 yılında 20 vaka’
Bakanlığın 2012 yılı raporunda ülkede 226 saldırı vakası rapor edildiği belirtilmişti. Bakanlığın 2013 raporunda ise saldırı sayısı 20 olarak belirtildi. Raporda, özellikle şu 5 saldırıya yönelik kınama ifadelerine yer verildi:
"-1 Şubat'ta DHKP/C'nin ABD'nin Ankara Büyükelçiliği'ne saldırısı,
-11 Şubat'ta Türkiye ile Suriye sınırında yaşanan ve 3'ü Türk vatandaşı olmak üzere 13 kişinin ölümüne yol açan bombalı araçla saldırı,
-19 Mart'ta DHKP/C üyelerinin Adalet Bakanlığı ve AKP Genel Merkezi'ne yönelik saldırısı,
-11 Mayıs'ta Reyhanlı'da yaşanan ve 52 kişinin ölümüyle sonuçlanan saldırı,
-20 Eylül'de, DHKP/C üyelerinin Emniyet Genel Müdürlüğü binalarına saldırısı".
‘Terörle mücadele’
Raporda, Türk yasalarının “terörizmi”, "Türk vatandaşlarına ve Türk devletine saldırılar" olarak tanımlaması nedeniyle, uluslararası mücadelenin kanunların engellemesine takıldığı ifade edildi.
TBMM'nin “terörle mücadele yasaları”nı Avrupa Birliği (AB) standartlarına daha çok yaklaştıran bir düzenlemeyi 2013 Nisan ayında onayladığı hatırlatılan raporda, bu düzenlemeyle Türkiye'nin propagandaya yönelik tanımlamayı daralttığı, ancak bu yeni düzenlemeye rağmen, "Türkiye'nin, geniş biçimde uygulanan “terörle mücadele düzenlemeleri” yoluyla binlerce siyasetçi, muhabir ve aktivisti göz altına almaya ve haklarında dava açmaya devam ettiği" belirtildi.
Raporda, 2001 yılı sonrasında polisin, diğer yerlerle birlikte ABD'nin Ankara Büyükelçiliği'ni hedef alması muhtemel El Kaide'nin hücre evleriyle ilgili 16 kişiyi tutukladığı, ancak ABD büyükelçiliği yetkililerine davayla ilgili herhangi bir ek bilgi verilmesinin reddedildiğine işaret edildi.
ABD'nin Ankara Büyükelçiliği'ne geçen yıl Şubat yanında düzenlenen saldırıya Türk güvenlik güçlerinin hızlı yanıt vermesine rağmen, ABD'li yetkililerin olay yerinden toplanan kanıtlara ulaşımının kısıtlı olduğu ifade edildi.
‘Terör finansmanları’
Finansmanın önlenmesi noktasındaki bazı devam eden eksikliklere işaret edilen raporda, bölgesel ve uluslararası işbirliğiyle ilgili bölümünde de, Terörle Mücadele Küresel Forumu'nun kurucu üyesi olan ve ABD ile birlikte forumun eşbaşkanlığını yürüten Türkiye'nin forum için geniş çaplı sekreterlik desteği sağladığı belirtildi.
Türkiye'nin DHKP/C üyelerinin statüleri konusunda Avrupa ülkeleriyle işbirliğini artırdığı belirtilen raporda, Türkiye'nin ayrıca, yabancı savaşçılar için transit rota olarak kalmaya devam etmesine rağmen, Türkiye'den Suriye'ye seyahat etmeyi planlayan potansiyel yabancı savaşçıların geçişine engel olmak için Avrupa, Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkeleriyle yakından çalıştığı kaydedildi.