Türkiye yolculuğu öncesi havaalanında sorgulanan New York Times muhabirleri William Bishop ve Chistopher Chivers, ABD İçişleri Bakanlığı’nı mahkemeye verdi. Dava, bilgi edinme yasasına dayandırılırken, gazetenin hukuk müşaviri yardımcısı, “Muhabirlerimizin hükümet tarafından izlenmediğinden emin olmak istiyoruz.” dedi.
New York Times muhabirleri Mac William Bishop ve Chistopher Chivers, mayıs ayında New York John F. Kennedy Havaalanı’nda polis tarafından özel bölümlere alınarak sorgulandı. Verdikleri ifadeler kayıt altına alındı. Türkiye’ye seyahat planlayan iki deneyimli muhabirin amacı Suriye’deki iç savaş hakkında haber yapmaktı. İki hafta sonra ABD’ye dönüşte Pulitzer ödüllü Chivers, ikinci bir sorgudan geçirildi. Daha önce ABD ordusunda görev yapmış iki muhabir, sorgulanma sebeplerinin ne olduğuna dair İçişleri Bakanlığı’ndan (DHS) resmî talepte bulundu. Tatmin edici bir cevap alamayınca da DHS’yi mahkemeye verdi. Bishop ve Chivers, dava başvurularını Bilgi (Edinme) Özgürlüğü Yasası’na (FOIA) dayandırdı. Gazetecilerin işlerini yaparken devlet baskısı hissetmemeleri gerektiğini vurgulayan New York Times Hukuk Müşaviri Yardımcısı David McCraw, “Muhabirlerimizin faaliyetlerinin hükümet tarafından izlenmediğinden ya da DHS tarafından özel bir takiple hedef alınmadıklarından emin olmak istiyoruz.” dedi.
Ülke medyasına yansıyan haberlere göre her ikisi de daha önce ABD Deniz Kuvvetleri’nde görev yapmış eski birer asker olan gazeteciler, mayıs ayında Suriye’deki iç savaş hakkında haber yapmak için seyahat planladıkları Türkiye’ye kendilerini getirecek uçağa binmek üzere geldikleri New York John F. Kennedy Havaalanı’nda polis tarafından sorgulandı. Diğer yolculardan tecrit edildikleri sorgu sırasındaki ifadeleri de kayıt altına alınan gazetecilerden Chivers, 2 hafta sonra geri döndüğü ülkesine girişte de tekrar benzer şekilde ikinci bir sorgulamadan geçirildi.
McCraw, dava açıldıktan sonra yaptığı yazılı açıklamada, “Gazetecilerimizin, muhabirlik yaparken faaliyetlerinin hükümet tarafından izlenmediğinden ya da DHS tarafından özel bir takiple hedef alınmadıklarından emin olmak istiyoruz.” ifadelerini kullandı. Amerikan içişleri bakanlığının yaptıkları başvurulara verdiği cevapların ise kendilerini tatmin etmediğini belirtti. McCraw, “DHS, çalışanlarının sorguyu başlatırken nasıl bir bilgiye dayandıkları ve sorgu esnasında da ne gibi bilgiler elde ettiklerine dair FOIA başvurularımıza yeterli cevap veremedi.” dedi. Bakanlık Sözcüsü Michael J. Friel ise, sorguyu yapan polislerin bağlı olduğu Bakanlık bünyesindeki Gümrük ve Sınır Güvenlik Departmanı’nın iddialar ve dava hakkında bir yorumunun bulunmadığını belirtti.
Mahkemeye iletilen şikâyette, Bishop’a DHS nezdindeki girişimleri sonrasında bakanlığın elinde kendisiyle alakalı herhangi bir kayıt bulunmadığı söylendi. Chivers için yapılan benzer girişimlerden ise herhangi bir sonuç alınamadı. Şahsi web sayfasında yer alan bilgilere göre, 1988-94 yılları arasında ABD Deniz Kuvvetleri’nde piyade subayı olarak Basra Körfezi’nde görev yapan Chivers, 1994 yılında gazeteciliğe başladı, 1999’da ise NYT’ye katıldı. Chivers ve arkadaşları 2009’da da uluslararası habercilik alanında Pulitzer Ödülü’ne layık görüldü. Bishop da çeşitli yayın kuruluşları ve NYT’de çeşitli pozisyonlarda görev almadan önce Chivers gibi ABD Deniz Kuvvetleri bünyesinde piyade asker olarak çalışıyordu.