Türkiye'deki gelişmeleri değerlendiren Alman Yeşiller Partisi Eşbaşkanı Cem Özdemir, sansür ve müdahalelerin Türkiye'yi AB'den uzaklaştırdığını söyledi. AB'de her şeyi yöneten tek adam politikası olmadığına dikkat çeken Özdemir, "AB'deki yolsuzluk standartları Türkiye'de olsa Meclis herhalde boşalır. AB Türkiye'nin hakkı. Ama bakan oğlu ile kapıcı eşit değilse Türkiye AB'ye giremez. AKP misyonunu tamamlamış gibi görünüyor." dedi.
Özdemir, partisinin Köln teşkilatının düzenlediği etkinlikler sırasında Cihan Haber Ajansı'na konuştu. Türkiye'deki gelişmeleri değerlendiren Özdemir, "Sansürün uygulanması, düşünce özgürlüğünün sınırlanması Türkiye'yi Avrupa Birliği'nden ne yazık ki uzaklaştırıyor. Avrupa'daki yolsuzluklarla ilgili standartlar Türkiye'de geçerli olsa meclis herhalde boşalır. Çok da fazla milletvekili kalmaz diye düşünüyorum. Türkiye AB'ye girmek istediği takdirde ki bu Türkiye'nin hakkıdır, köklü bir şekilde değişime ihtiyacı var." dedi.
'Avrupa'da tek adam politikası yoktur'
Türkiye'de ortaya çıkan kayıtlar ve iddiaların herhangi bir AB ülkesinde yaşanması halinde politikacıların ne yapacağını değerlendiren Özdemir, "Türkiye'nin Avrupa'dan farkı, tek adam politikası yok bizde. Yani Şansölye Merkel, başbakandır. Meclis'teki salt çoğunluk elinde ama her şeyi yönetemiyor. Belediyeler ayrı, eyaletler ayrı, basın ayrı, üniversiteler ayrı, sermaye ayrı. Türkiye'de öyle bir ayrım yok. Türkiye'de tek adam ve her şey elinde. Basın da elinde, üniversiteler de elinde, yargı da elinde. Bu mümkün değil. Dünyanın en iyi insanı olsa bile böyle bir yapı insanı kötü yola ister istemez sürüklüyor." dedi.
İstanbul'da bir alışveriş merkezinin olup olmaması, üniversitede neyin içilip içilmeyeceğinin başbakanın özel meselesi olmaması gerektiğini kaydeden Özdemir, "Güç dağılımı, güçlü bir muhalefet, güçlü bir basın, yargı sisteminin siyasetten ayrı tutulması önemli." açıklamasını yaptı.
'AKP'de misyon tamamlanmış gibi görünüyor'
AK Parti hükümetinin ilk başa geldiğinde gerçekten önemli değişimlere imza attığını, tabuları yıktığını hatırlatan Özdemir şöyle devam etti: "Bugünkü AK Parti yönetimine baktığımızda maalesef o havayı bulamıyoruz, tam tersini görüyoruz. Misyon bir şekilde tamamlanmış gibi görünüyor, başka işlerle uğraşıyorlar. Benim özlediğim Türkiye yönetimi, demokrasiye canla başla sarılan bir hükümet. Anayasa değişecekti, ne oldu? Daha demokratik bir anayasa çıkacaktı, bu proje ne yazık ki rafa kaldırıldı."
Siyasetçilerin eleştirilere tahammül göstermesi gerektiğinin altını çizen Özdemir, eleştiriye tahammülü olmayan siyasetçinin kendisini sorgulaması gerektiğini ifade etti.
'Aklanma yeri sandık değil yargı'
Yeşiller Partisi Kuzey Ren Vestfalya Milletvekili Arif Ünal ise savcılara yapılan müdahalenin, güçlerin ayrılığı ve demokrasinin temel prensibine ters olduğunun altını çizdi. Hükümetin yanlış bir uygulaması varsa yargının bağımsız şekilde onu sorgulayabilmesi gerektiğini dile getiren Ünal, Türkiye'nin uygulamalarıyla AB'den gittikçe uzaklaştığını kaydetti.
Yolsuzluklarla ilgili Türkiye ile Almanya'nın kıyas bile kabul etmeyeceğini belirten Ünal, Almanya Cumhurbaşkanı'nın 731 Euro'luk yemek ücreti ödendi iddiasıyla istifa etmek zorunda kaldığını hatırlatarak, "Türkiye'de milyarlar dönüyor. Tabiat alanlarına villalar yapılıyor. İddialar doğruysa o insanların bırakın hükümeti, politikayla ilişkisini kesip ülkeyi terk etmesi gerekiyor. Doğru veya yanlışlığını ispatlayacak yer bağımsız mahkemeler. Türkiye'de en ufak bir şeyde 'dış güçlerin oyunu' deniliyor. Bu paranoyadan vazgeçmek lazım. Çünkü o paraları odanıza dış güçler getirip koymadı." şeklinde konuştu.
Aklanma yerinin sandık olmadığını vurgulayan Ünal, "Bu bir skandal ve rüşvet olayı. Bunun doğru olup olmadığını mahkemelerin belirlemesi gerekiyor. Büyük bir dezenformasyon yaşanıyor. Hükümet elindeki tüm olanakları kullanırsa halk yanılabilir." şeklinde konuştu.