Altı aydır Avrupa Birliği Dönem Başkanlığı’nda, Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy’nin orkestra şefliğinde sahnelenen “Fransa şovda” son perde indi. AB’nin dümeni dünden itibaren altı aylığına Çek Cumhuriyeti’ne geçti Zayıf bir hükümet, AB’ye şüpheyle bakan bir cumhurbaşkanı ve AB yandaşı bir başbakandan oluşan tablo, Prag’ın şovdan çok “dayanıklılık testiyle” karşı karşıya olduğunu ortaya koyar nitelikte. Stratejisini makul hedefler ve mümkün olduğu kadar sorunsuz bir altı ay geçirmek üzerine kuran Çek Cumhuriyeti, Türkiye’nin üyeliğine destek verse de müzakereler konusunda, “geleneklerin” dışına çıkmama yaklaşımı izleyecek.
Çek Cumhuriyeti, AB Dönem Başkanlığı için 2006’dan bu yana hazırlanıyor. Bu dönemi sorunsuz atlatmak için 1500 kişi seferber olmuş durumda. AB liderliği için ayrılan bütçe ise 72 milyon euro tutarında. Teknik hazırlıklar tamam olsa da iç politikada yaşanan çekişme ve gerginlikler, bu eski Sovyet bloku üyesi ülkenin AB’yi yönetme kapasitesi üzerindeki tartışmaların yoğunlaşmasına neden oluyor.
AB’ye yönelik kuşkucu yaklaşımını ikametgâhına Birlik bayrağı çektirmeyecek kadar net bir şekilde ortaya koyan Cumhurbaşkanı Vaclav Klaus’un olası mayınlarını etkisiz hale getirmek belki de Başbakan Mirek Topolanek’in en önemli önceliklerinden birini oluşturacak.
Çek Cumhuriyeti, önümüzdeki 6 ay için kendisine üç öncelik belirlemiş durumda. Bunlar enerji güvenliği, ekonomi ve Akdeniz İçin Birlik projesinin doğu versiyonu olarak görülebilecek olan “Doğu Ortaklığı” inisiyatifi.
Ankara’ya verdiği destekle tanınan Prag, gelenekselleşen “altı ayda iki başlık” uygulamasının dışına çıkma niyetinde değil. “Vergilendirme” ile “Sosyal Politika ve İstihdam”, hükümetin tüm enerjisini yerel seçimlere harcayıp AB sürecini iyiden iyiye unutmaması halinde ilerleme sağlanabilecek başlıklar olarak görülüyor.
Bu iki başlıkta açılış kriterleri yerine getirilemezse “Enerji” ile “Eğitim ve Kültür” başlıklarında ilerleme sağlanmaya çalışılacak.