T24 Dış Haberler
ABD Senatosu Dış İlişkiler Komitesi üyesi Senatör Chris Van Hollen, Yunan basınına yaptığı açıklamalarda Türkiye için “güvenilmez müttefik” ifadelerini kullanırken F-16 satışı ya da güncellemeleri konusunda koşullar belirlenmesi gerektiğini söyledi.
ABD Senatosu Dış İlişkiler Komitesi üyesi Demokrat Partili Senatör Chris Van Hollen, Kathimerini’ye açıklamalarda bulundu. Kasım ara seçimlerinde yeniden seçilmeyi bekleyen Hollen, Yunanistan’ın “önemli bir stratejik ortak” olduğunu belirttiği söyleşide Atina-Washington ilişkileri, enerji krizinin yanı sıra ABD-Türkiye ilişkileri de konuşuldu.
“Senato, Ankara’ya yeni F-16 satışı ya da varolanların güncellenmesi konusunda nerede duruyor?” sorusunu yanıtlayan Van Hollen, “Burada zamanı biraz geri sarayım çünkü bence bağlamı önemli” diyerek Türkiye’nin Rusya yapımı hava savunma sistemi S-400 almasıyla Kongre’nin F-35 satma kararından dönmesinde haklı olduğunu söyledi. Hollen, sözlerine şöyle devam etti:
“Bu adım önemliydi çünkü başka şeylerle birlikte, Türkiye’nin güvenilmez bir müttefik olduğunu gösterdi ve onları F-35 programından çıkartmamız önemliydi”
Van Hollen, F-16 satışı ya da güncellemesi konusunda ise “Türkiye’nin Yunanistan gibi başka bir NATO ülkesinin hava sahasını işgal etmemesi gibi koşullar içermeli. Aynı zamanda Türkiye’nin F-16’ları, IŞİD’le savaşta kritik olan Suriyeli Kürt müttefiklerimize saldırmak için kullanmasının da engellenmesi gerektiğini düşünüyorum. Yani uzun lafın kısası, herhangi bir F-16 satışı ya da güncellemesi, açık koşullarla gerçekleşmeli. Kongre, F-35 meselesinde ipleri eline aldı ve garanti ederim ki F-16’lar meselesinde de Kongre oldukça dahil olacak” ifadelerini kullandı.
Van Hollen, Senato’nun Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Yunanistan’a karşı sözleri ve Türkiye’nin Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’ne ilişkin adımlarını nasıl değerlendirdiği sorusuna ise şöyle yanıt verdi:
“Kıbrıs’ın münhasır ekonomik bölgesinin ihlal edilmesi denge bozucu. ABD ve NATO müttefiklerimiz, ortaklarımız Türkiye’yi sorumlu tutmak için birlikte çalışmalıdır. Bir yıldan kısa bir süre önce, BM Güvenlik Konseyi kararlarının açık bir ihlali olan Kapalı Maraş adımlarını gördük ve tüm bunlar Kürtler gibi, muhalif partilere yönelik süren siyasi baskı gibi, yalnızca Yunanistan ve ABD değil; tüm demokrasiler için önemli olan meselelerin üzerine yaşanıyor.”
