Gündem

Murat Yetkin yazdı: ABD'nin yeni büyükelçisi Satterfield, belki de bu nedenle Türkiye'ye şimdi geldi

12 Temmuz 2019 09:02

Gazeteci Murat Yetkin, ABD'nin yeni Ankara Büyükelçisi David Satterfield'ın Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın 1 Temmuz’da S-400'ler için “Teslimat on gün içinde yapılacak” dediği sürenin dolduğu gün Türkiye'ye gelmesine dikkati çekti. 

Satterfield'ın Orta Doğu konusunda bir "uzman" sayıldığını belirten Yetkin, yeni büyükelçinin "Dışişleri Bakanı Kıdemli Danışmanı sıfatıyla Türkiye-Rusya-İran arasındaki Astana Sürecinde ABD adına gözlemci olduğunu" bildirdi.

Yetkin'in yazısının ilgili bölümü şöyle:

ABD’nin yeni Ankara Büyükelçisi David Satterfield, belki de bu nedenle tam da Erdoğan’ın söz ettiği on günlük süre dolmakta iken, 10 Temmuz günü saat 19.00 gibi Ankara Esenboğa havalimanına indi. Büyükelçinin Cumhurbaşkanı Erdoğan’a güven mektubunu ne zaman verip resmen göreve başlayacağı 11 Temmuz öğleden sonrası itibarıyla henüz belli olmamıştı. Büyükelçiye güven mektubu randevusunun S-400 teslimatı öncesinde mi, sonrasında mı verileceği, ya da kalkışmanın beyni olmakla suçlanan Fethullah Gülen’in hâlâ ABD’de bulunmasını hatırlatacak şekilde 15 Temmuz’la bağlantılı olarak mı verileceği gibi ayrıntılar da merak konusu diplomatik kuliste.

Satterfield, Ortadoğu meseleleri konusunda uzman sayılan bir diplomat. Son olarak, ABD Dışişleri Bakanı Kıdemli Danışmanı sıfatıyla Türkiye-Rusya-İran arasındaki Astana Sürecinde ABD adına gözlemci olduğu bilgisi var. ABD Dışişlerinde bir dönem Arap ve Arap-İsrail İşleri Müdürü olarak çalışmış, Arapça ve Fransızca biliyor. Suudi Arabistan, Lübnan, Tunus ve Suriye’de görev yapmış, hatta işgal sonrası Irak’tayken İsrail lobisiyle ilişkisi Kongre’de söz konusu edilmiş. ABD Başkanı Donald Trump’ın, bu konularda saplantı derecesinde hassas olduğu halde, hem George Bush, hem de Barack Obama dönemlerinde kilit görevler üstlenmiş Satterfield’ı Ankara’ya göndermesi önemli. Daha önce iki başkanla çalıştığı halde Trump döneminde kilit görev verilen bir diğer diplomatın da, asker kökenli Suriye Özel Temsilcisi (ve önceki Ankara Büyükelçilerinden) James Jeffrey olduğunu hatırlatalım.

ABD yaptırımları, sadece Türkiye’nin de ortak üreticisi olduğu F-35 uçaklarının verilmeme tehdidini kapsamakla kalmıyor. Gerçi önceki Genelkurmay Başkanlarından İlker Başbuğ F-35 programının çok geciktiğini, aksadığını ve planlandığından çok daha yüksek maliyetlere ulaştığını söylüyor ama Türkiye daha yirmi yıl öncesinden, önümüzdeki dört yıl içinde gövde ömrünü tamamlamaya başlayacak F-16’lar yerine hava savunmasını F-35’ler üzerine kurmaya başlamıştı. İşin askeri boyutunda sadece F-35’ler yok. Özellikle hava, bir ölçüde deniz kuvvetlerinde hâlâ ABD ve başka NATO ülkelerinde üretilen teknoloji ve hassas malzemeye bağımlılık mevcut.


Yetkin'in yazısının tamamına buradan ulaşabilirsiniz