T24 - ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, Obama yönetiminin, Arap Baharı sonrasında siyasi arenada güçlenen İslamcı partilerle de çalışacağını söyledi.
Washington'da Ulusal Demokratik Enstitüsü’nde konuşan Clinton, Amerika Birleşik Devletleri'nin, İslamcı Partiler'i demokrasi, kadın hakları ve diğer temel değerlere gösterecekleri saygı çerçevesinde değerlendireceğini söyledi.
Clinton, Mısır’da, demokrasiye verilen uzun vadeli desteğin, otoriter rejimlerle yapılan kısa süreli ittifaklardan daha kalıcı ve anlamlı olduğunu ortaya koyduğunu belirtti.
Amerikan Dışişleri Bakanı, ülkesinin Suriye ve Bahreyn'e yönelik izlediği farklı politikaların, bölgedeki Amerikan güçlerine yönelik oluşacak risk, El Kaide ile mücadeleye etkisi, müttefikleri koruma ve petrolün akışını sürdürülmesi gibi farklı faktörlere bağlı olarak kararlaştırıldığını da vurguladı.
Demokratik özgürlük istikrarın garantisi
Clinton, ABD'nin çıkarlarının zaman zaman Ortadoğu'da demokrasiye verdiği destekle uyuşmazlık gösterebildiğini ancak yine de demokratik özgürlüklerin uzun vadede istikrarın en iyi garantisi olduğunu kaydetti.
“Çıkarlarımızın tümünün birbiriyle uyuşmadığı zamanlar olacak. Bu bir gerçek” diyen Clinton, ülkesinde özellikle Cumhuriyetçi çevrelerce dile getirilen, ABD Başkanı Barack Obama yönetiminin Arap Baharı'na verdiği desteğin “laik yönetimlerin İslamcıların eline geçmesine kapıyı açtığı” şeklindeki eleştirilere de yanıt vererek, Müslümanların demokrasiyle yaşayamayacağı iddialarını “onur kırıcı, tehlikeli ve yanlış” olarak niteledi.
'Türkiye'yi de dini kökenli bir parti yönetiyor ama...'
Tüm İslami kökenli partilerin aynı olmadığına değinerek, Türkiye ile İran'ın karşılaştırmasını yapan Clinton, “Hem Türkiye, hem de İran, dini köklere sahip partilerce yönetiliyor ama modelleri ve davranışları birbirlerinden çok farklı” dedi.
Clinton, ABD'nin, görüşleri tamamen uyuşmasa da demokratik yollarla seçilen liderlerle birlikte çalışmaya hazır olması gerektiğini, temel değerleri savunmada isteklilik gösteren tüm birey ve partilerle çalışabileceklerini vurgulayarak, “Partilerin kendilerini nasıl adlandırdıklarından çok, onların ne yaptığını önemsiyoruz” ifadesini kullandı.
'Devrimlerde ABD'nin rolü yok'
Geçiş süreçlerinin kolay olmadığını, “kaotik, istikrar gözetmeyen ve şiddet içeren” şekilde cereyan edebileceğini kaydeden Clinton, “32 yıl önce bir diktatörü deviren ancak bu devrimleri, o tarihten bu yana kendilerine baskı uygulayan aşırılık yanlılarınca gasp edilen İranlılara sorun” ifadesini kullandı.
Arap Baharı'nda ABD'nin rolüne ilişkin olarak, “Devrimler bize ait değil. Bunlar bizim tarafımızdan yapılmadı, bizim için ya da bize karşı da yapılmadı” diyen Clinton, ülkesinin, demokrasiyi muhafaza etmelerinde yardımcı olmak için Tunus, Mısır ve Libya halkıyla birlikte çalışacağını belirtti.
Clinton, Suriye konusunda da “Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad, değişimi erteleyebilir ancak halkının meşru taleplerini sonsuza dek reddedemez” diyerek, geleceği silah zoruyla zapt etmeye çalışan liderlerin günlerinin sayılı olduğunu ifade etti.
ABD Dışişleri Bakanı Clinton ayrıca, Arap-İsrail sorununda yaşanan çıkmazın Ortadoğu'daki sürdürülemez statükolardan biri olduğunu sözlerine ekledi.