Aşağıdaki grafikler, güncel oranların en yakın sayıya yuvarlanmış halini gösteriyor.
İki aday, 10 Eylül'de Pennsylvania eyaletinde canlı yayınlanan bir televizyon tartışmasında karşı karşıya geldi. Tartışmayı 67 milyon kişi izledi.
Tartışma sonrası yapılan ulusal anketlerin çoğuna göre Harris, performansı sayesinde oylarını az da olsa artırdı. Demokrat Parti adayı, tartışma günü yüzde 2,5 olan oy farkını bir hafta içinde yüzde 3,3'e yükseltti.
Bu kısıtlı artışın büyük kısmı, Trump'ın oylarındaki düşüşten kaynaklandı.
Trump'ın oy ortalaması tartışma öncesi artıştaydı. Ancak tartışmayı takip eden hafta yüzde 0,5 düştü.
Bu ufak değişimleri aşağıdaki anket grafiğinde görebilirsiniz. Çizgiler, adayların ortalama oy oranlarındaki değişimi gösteriyor. Noktalarsa her adayın farklı anketlerde elde ettiği sonuçları temsil ediyor.
Ulusal anketler bir adayın ülke genelindeki popülerliğine ışık tutma konusunda faydalı, ancak seçim sonuçlarını tahmin etmek için isabetli bir yöntem olmayabilir.
Çünkü ABD seçiciler kurulu adı verilen bir sistem kullanıyor.
Bu sistemde ülkedeki 50 eyalete nüfusuna oranla seçiciler atanıyor. Ülke genelinde toplam 538 seçici kurul oyundan 270'ini toplayan aday kazanıyor.
Eyaletlerin çoğu neredeyse her seçimde aynı partiye oy verdiği için iki adayın da kazanma ihtimali olan eyalet sayısı oldukça düşük.
Seçimi kimin kazanacağını kritik eyalet olarak görülen bu bölgeler belirliyor.
Kritik eyaletlerde kim önde?
Şu anda 5 Kasım seçimi için salıncak eyalet olarak kabul edilen yedi eyalette adaylar başa baş gidiyor. Bu eyaletlerde Harris ve Trump arasında oy farkı yüzde 1-2 civarında.
Salıncak eyaletlerden Pensilvanya, yedi eyalet arasında en fazla nüfusa sahip.
Dolayısıyla en fazla seçici kurul oyuna da sahip olan eyaleti kazanan aday, başkanlık için gerekli 270 oya daha kolay ulaşabilecek.
Salıncak eyaletlerde oy farkı, Başkan Joe Biden'ın adaylıktan çekildiği gün Trump lehine ortalama neredeyse yüzde beş oranındaydı.
Ancak Harris'in adaylığını duyurması ile birlikte tablo değişti.
Şu an ulusal anketlere kıyasla eyalet aketlerinin sayısı daha az. Bu yüzden hesaplamalar daha az veri kullanılarak yapılıyor.
Her anketin hata marjı dikkate alındığında buradaki sayıların daha yüksek ya da alçak çıkma ihtimali söz konusu.
Ancak Harris'in seçime katılmasının ardından ortaya çıkan tablo incelendiğinde, anket ortalamalarına bakarak Demokrat adayın hangi eyaletlerde oyunu artırdığını görmek mümkün.
Grafiklerde Harris'in Ağustos başı itibariyle Michigan, Pensilvanya ve Wisconsin'de önde olduğu görülüyor.
Üç eyalet de Trump'ın başkanlığı kazandığı 2016 seçimine kadar Demokrat Parti'nin kaleleri konumundaydı.
Biden, 2020'de bu eyaletleri geri kazandı. Harris de 5 Kasım'da üç eyalette ipi göğüsleyebilirse seçilme şansını artıracak.
Ortalamalar nasıl hesaplanıyor?
Yukarıdaki grafiklerde kullanılan sayılar, ABD merkezli ABC News haber kanalına bağlı 538 adlı anket analiz sitesi tarafından hesaplanan ortalamaları içeriyor.
538, bu ortalamaları hesaplamak için farklı anket şirketlerinin ulusal ve eyalet boyutlarında yaptığı anketlerin verilerini kullanıyor.
Site, kalite kontrol açısından yalnızca belirli kriterleri karşılayan anket şirketlerinin verilerini kullanıyor. Bu kriterler arasında kaç kişinin ankete katıldığına dair şeffaflık, anketin ne zaman yapıldığı ve hangi yöntemle yapıldığı (telefon görüşmeleri, kısa mesajlar, çevrimiçi vs.) gibi unsurlar yer alıyor.
Anketler güvenilir mi?
Anketlere göre Kamala Harris ve Donald Trump arasındaki oy farkı, kritik eyaletlerde oldukça düşük.
Oyların bu kadar yakın olduğu durumlarda kimin kazanacağına yönelik tahmin yürütmek oldukça zorlaşıyor.
Anketler, 2016 ve 2020 seçimlerinde Trump'a olan desteği hafife aldı.
Anket şirketleri, bu sorunu çözmek için anket sonuçlarının seçmen nüfusunu daha iyi yansıtması sağlamak gibi yöntemler uyguluyor.
Bu düzenlemeleri yapmak oldukça zor. Anketçiler hala 5 Kasım'da kimin sandığa gidip kimin gitmeyeceği gibi diğer faktörlere dair tahminlerde bulunmak mecburiyetinde.