Hürriyet yazarı Tolga Tanış, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) IŞİD'in kontrolündeki Cerablus'a yönelik karadan ve havadan düzenlediği 'Fırat Kalkanı' harekâtının Türkiye için dört problem yaratacağını öne sürdü.
"El Kaide uzantısı Nusra nasıl isim değiştirdiyse şimdi IŞİD'in de bazı yerlerde aynı şeyi deneyebileceği bilgisi var. Hatta Elbeyli’nin 4 km güneyindeki sınır karakolu Çobanbey’e gittiğinizde bunun şimdiden başladığını fark ediyorsunuz. Sivilleri boşalttıklarından bölgede kimin kim olduğunu bilen insan da kalmayınca kolayca kimlik değiştirebiliyorlar" ifadesini kullanan Tanış, "YPG’yi mi yoksa IŞİD’i mi hedef aldığı belli olmayan Cerablus operasyonu, Türkiye ve ABD arasındaki Suriye makasını da büyütüyor. Hayır, söylenenin aksine ABD, Cerablus’a muharip hava desteği vermiyor" diye yazdı.
Tolga Tanış'ın "Cerablus problemleri" başlığıyla yayımlanan (28 Ağustos 2016) yazısı şöyle:
Çarşamba sabahı Türkiye'nin Cerablus'ta başlattığı operasyondan beş saat önce Karkamış'tayım.
Antakya-İskenderun-Öncüpınar’da (Kilis) Suriyeli muhaliflerle yaptığım görüşmelerin ardından Öncüpınar-Karkamış sınır hattını dolaşıyordum. İzin verirseniz, edindiğim gözlemler ışığında bu işin Türkiye için yaratacağı problemlere değinmek istiyorum.
*
1- Cerablus’ta operasyon sabahı yaşananlar, IŞİD’in yürüttüğü mücadele göz önüne alınırsa bir ilktir. Maruz kaldığı kuşatmalara karşı en büyük silahı siviller olan bir örgüt IŞİD. Suriye’de Menbiç, Irak’ta Felluce’nin alınması örgütün zorla bölgede tuttuğu siviller harekâtı güçleştirdiği için uzadı. Ancak salı gecesi Karkamış’ta konuştuğum köylüler, IŞİD’in o gün Cerablus’ta yaşayan herkesi dışarı çıkarttığını anlattı. Neden? Çünkü taktik değiştiriyorlar. Zira YPG destekli Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) Menbiç’i almasından sonra batıdaki El Bab’a ilerleyip alttan bir kuşak oluşturma ihtimali doğunca kuzeydeki 98 km’lik sınır hattında binlerce IŞİD militanı SDG ve Türkiye arasında sıkışacaktı. Bu yüzden, IŞİD önce Öncüpınar’dan Çobanbey’e kadar olan 40 km’lik alanı Suriyeli muhaliflere bıraktı. Operasyona MOM’dan (CIA destekli destek havuzu) silah desteği alan 8 örgüt katıldı. Ve aylardır IŞİD karşısında milim ilerleyemeyen bu gruplar, bir haftada Ar Rai’nin karşısındaki Çobanbey’e kadar geldi. Sonra da aynı şey Cerablus’ta yaşandı. Peki bu IŞİD militanları buharlaşmadığına göre nereye gitti? İşte Türkiye için en büyük risk bu. Belli değil. Ve vahim olan, El Kaide uzantısı Nusra nasıl isim değiştirdiyse şimdi onların da bazı yerlerde aynı şeyi deneyebileceği bilgisi var. Hatta Elbeyli’nin 4 km güneyindeki sınır karakolu Çobanbey’e gittiğinizde bunun şimdiden başladığını fark ediyorsunuz. Sivilleri boşalttıklarından bölgede kimin kim olduğunu bilen insan da kalmayınca kolayca kimlik değiştirebiliyorlar.
*
2- İranlı istihbarat şefi Kasım Süleymani, Suriye’de nasıl Şii milislerle fotoğraflar çektirdiyse, şimdi Türk generaller de Sünnilerle aynısını yapıyor. Ancak fark, İran bunu yaparken arada tampon bölge Irak var. Ayrıca bu milisler Suriye’deler, sahadalar. Bölgede birçok Suriyeli muhalif grubun temsilcisiyle görüştüm. Bunların arasında MOM birliği (toplam 15 taneler) olanlar da vardı, Amerikalılardan destek alamayanlar da. Antakya’da kentin her yerindeki apartman altı ofislerinde oturuyor, sayıları 1500 - 5 bin arasında değişen militanları için yardım kovalıyorlardı. Sorun, IŞİD karşısında şimdiye kadar bir varlık gösteremediler. Ve Türkiye’yle yakın görüntü içinde olarak varlıklarıyla ülke için risk oluşturmaya devam ediyorlar. O fotoğraflar ne düşünülerek çektiriliyor, ben sınırda bu sorunun cevabını bulamadım.
*
3- Halbuki bölgedeki köylülerle konuştuğunuzda Türkiye’nin aslında kendini IŞİD’den koruma konusunda bu gruplardan daha fazla güvenebileceği başka bir yöntem olduğunu anlıyorsunuz: Duvar. Arpakesmez, Akıncı, Çıldıroba. Öncüpınar’dan çıkın doğudaki Karkamış’a doğru sınır boyunca yanınızda sizi bir duvar takip ediyor. Yeni bitmiş. Ve köylüler duvardan önce her gece sınırdan geçişler olduğunu söylerken, duvardan sonra gelip gidenlerin bıçak gibi kesildiğini anlattılar. Nitekim IŞİD karşıtı koalisyon sözcüsü Albay Chris Garver da, 16 Ağustos’ta eskiden Türkiye’den Suriye’ye ayda 2 bin savaşçı geçerken şimdi bu sayının ayda 200-500’e düştüğünü söylemişti. Peki niye geçişler halen sıfır değil? Çünkü sınır boyunca devam eden duvar, Çobanbey’den 30 km. doğudaki Akçakoyunlu’da bitiyor. Ve Cerablus operasyonu da başladığı için şimdi duvarın kalan kısmının bitirilmesi öncelik olmaktan çıkıyor. Böylece IŞİD bölgede MIŞİD’e dönüşürken Akçakoyunlu’dan Karkamış’a 30 km’lik hat, geçişlere açık kalmaya devam ediyor.
*
4- Son olarak, YPG’yi mi yoksa IŞİD’i mi hedef aldığı belli olmayan Cerablus operasyonu, Türkiye ve ABD arasındaki Suriye makasını da büyütüyor. Hayır, söylenenin aksine ABD, Cerablus’a muharip hava desteği vermiyor. CENTCOM’un 24-25-26 Ağustos operasyon notlarına baktığınızda da bölgede tek bir koalisyon hava saldırısı olmadığını görürsünüz. Zira istese de veremez. Çünkü hem El Rai’de hem de Cerablus’ta Ulusal Güvenlik Yasası’na (Title 50) göre örtülü operasyonlar yürüten CIA’den destek alan örgütler var. Ve bu örgütlerin Suriye’de Silahlı Kuvvetler Yasası’na (Title 10) göre açık operasyon yürüten Pentagon’la iletişim içinde olmaları yasak. Ya CIA’den TOW füzesi alacaksınız ya da Pentagon’dan hava desteği. İkisi bir arada olmuyor. Peki başta Başkan Yardımcısı Joe Biden, niye Amerikalılar bu konuda olumlu mesajlar veriyor? Çünkü Fetullah Gülen meselesi iki ülkeyi derin bir krize sürüklerken, Amerikalılar bunun önüne geçmeye çalışıyorlar. Ve Gülen konusundaki kendi yanlış pozisyonlarının yarattığı hasarı, Türkiye’nin Suriye konusundaki pozisyonunu tolere ederek gidermeye çalışıyorlar. Nereye kadar? Cerablus’un doğurabileceği olumsuz sonuçlar ortaya çıkıncaya kadar. Sonra YPG desteği ve duvar yine ön plana çıkacaktır.