Bir belediye işçisinin kızıydı ama bugün Amerika onu konuşuyor ve dünyanın gözü onda. Çünkü dün, eşi senatör Barack Obama resmen başkan adayı oldu. Kasım'daki seçimden zaferle çıkması durumunda Michelle Obama da Amerikan tarihinde, Beyaz Saray'ın ilk siyahi First Lady'si olacak.
Çok değil bir yıl öncesine kadar dünya onu pek tanımazdı. Ülkesi Amerika'da ise yükselişi başlamıştı. Kasım 2008'de dünya, Başkan Bush'a veda etmeye hazırlanırken, onun yerine oturmaya aday kişiler de tek tek ortaya çıkmıştı.
Illinois Senatörü Barack Obama, başkanlığa aday ilk siyahi olarak bir anda medyanın ilgi odağı oldu. Demokrat Parti'nin adayı Obama, bu süre içinde rakiplerini tek tek solladı ve dün, Demokrat Parti kurultayında resmen adaylığını aldı.
Belediye işçisinin kızıydı ama Princeton ve Harvard'da okudu
İşte o andan itibaren Obama ve ailesi, ABD'de gündeme oturdu. Bugün, tüm gazetelerin manşetlerinde. Eşi Michelle ise yine spotların önünde. Çünkü seçimin favorisi olarak gösterilen Obama'nın Beyaz Saray'a yerleşmesi durumunda, Michelle Obama da tarihe ilk siyahi First Lady olarak geçecek.
Ocak 1964'te Chicago'da, belediye işçisi bir babanın ve sekreter bir annenin kızı olarak dünyaya gelen Michelle, parlak zekasıyla yaşıtlarından hep bir adım önde oldu ve ABD'nin en prestijli üniversitelerinden önce Princeton'da, ardından da Harvard'ta hukuk okudu.
Eşinden daha fazla kazanıyordu
2006 gelir vergisi iadesine göre, Chicago Üniversite Hastaneleri İdaresi'nde görev yaptığı sırada Michele Obama'nın yıllık maaşı 275 bin dolardı. Aynı dönemde Barack Obama, senatör olarak yılda 157 bin maaş kazanıyordu.
Mayıs 2006'da "Essence" dergisi tarafından "Dünyanın En İlham Verici 25 Kadını" arasında gösterilen Michele Obama, Temmuz 2007'de "Vanity Fair" dergisi'nin de "En İyi Giyinen 10 Kişi" listesinde yer aldı.
1991'de, Chicago'nun en iyi avukatlık şirketinde çalışan tek siyahi olan Michelle, Barack Obama ile şirketin bir yemeğinde tanıştı. 1992'de Barack Obama ile evlenen ve iki kızı olan Michele "Beni ilk kez sinamaya götürdüğünde Spike Lee'nin 'Do The Right Thing' (Doğru olanı yap) filmini izlemiştik. Ne tesadüf, şimdiye kadar hep doğruyu yapmak için çabaladık" diyor.