ABD Başkan Yardımcısı Pence Türkiye’ye geliyor; ziyaretin gündeminde ne var, ABD’nin talepleri neler?
Pence, Türkiye’ye doğru yola çıktığı saatlerde, Trump’ın 9 Ekim tarihinde Erdoğan’a yazdığı mektup basına sızdı
17 Ekim 2019 07:11
ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence, Türkiye'nin Suriye'nin kuzeyinde, Fırat Nehri'nin doğusunda yürüttüğü Barış Pınarı Harekâtı ile ilgili görüşmeler yapmak üzere bugün Ankara'ya geliyor.
Pence'in ziyareti oldukça kritik bir zamanda gerçekleşiyor. ABD'de Başkan Donald Trump yönetimi, Suriye'de konuşlu askerlerini geri çekerek, Türkiye'nin operasyon düzenlediği operasyonun başlamasının önünü açtığı için yoğun eleştirilere maruz kalıyor.
Ayrıca, Pence'in Türkiye'ye doğru yola çıktığı sıralarda Trump'ın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a "aptallık etme, gel anlaşalım" ifadelerini kullandığı mektup basına sızdı.
Trump'ın bu mektubu Türkiye'nin operasyonuna yeşil ışık yaktığı yönündeki eleştirilere yanıt olarak Kongre üyeleriyle paylaştığı belirtiliyor.
Trump'ın bu kararla, Batı'nın Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) ile mücadelede en büyük müttefiki olan, çoğunluğunu Kürtlerin oluşturduğu Suriye Demokratik Güçleri'ne (SDG) "ihanet ettiği" öne sürülüyor.
Kongre'de hem kendi partisi Cumhuriyetçilerin hem de Demokratların eleştirilerine maruz kalan Trump yönetimi, bu hafta içerisinde Türkiye'ye yönelik bir dizi yaptırım devreye soktu ve Pence'i görüşmeler için görevlendirdi.
Pence başkanlığındaki heyette Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, Ulusal Güvenlik Danışmanı Robert O'Brien ve Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey de yer alıyor.
Pence'in bugün Erdoğan ile görüşmesi bekleniyor.
ABD heyetinin çantasında ne var?
ABD'li yetkililerin açıklamalarından, öncelikli gündem maddesinin Türkiye'yi ateşkes ilanına ikna etmek olduğu görülüyor.
Trump, Türkiye'ye bir an önce ateşkes ilan etmesi çağrısı yaptı. Ayrıca, Türkiye ile SDG arasında arabulucuk yapma teklifinde bulundu.
Pence de attığı Twitter mesajında, Ankara'ya "Başkan Trump'ın talimatıyla, Türkiye'ye işgali durdurma, hemen ateşkes ilan etme ve bölgede barış ile istikrarı yeniden tesis için müzakerelere başlama çağrısı yapmak üzere" geldiğini söyledi.
Bu hafta içinde gazetecilere bilgi veren üst düzey bir ABD'li yetkili de önceliklerinin ateşkes ilan edilmesini sağlamak olduğunun altını çizdi ve ABD'nin Suriye'ye yönelik stratejisini şöyle açıkladı:
"İlk olarak, ateşkesle ve kuzeydoğu (Suriye'de) var olan farklı çıkarlar arasında bir uzlaşma sağlamak.
"Daha sonra yalnızca ortağımız SDG ve halen bölgede olan kendi askerlerimiz değil, Türk ordusu ve birçok durumda disiplinsiz ve vahşi davranan milislerinin yanı sıra Rusya ve Suriye ordusunun da olduğu yerde kalmasını sağlamak.
"En sonunda da Türkiye'nin meşru güvenlik kaygılarını gidererek, güvenlik ihtiyacını ve kuzeydoğu Suriye'de yaşayanların ihtiyaçlarını karşılayacak bir dizi plan ortaya koymak."
Türkiye, ABD'nin çağrılarına ne yanıt veriyor?
Türkiye, şu ana kadar gerek ateşkes çağrılarını gerekse de Trump'ın arabuluculuk teklifini net bir dille reddetti.
Bu hafta içerisinde Bakü'den dönüşünde uçakta gazetecilerin sorularını yanıtlayan Erdoğan, ateşkes ilan edilmeyeceğini ve Pazartesi akşamı Trump ile yaptığı telefon görüşmesinde, Türkiye'nin konuyla ilgili teklifinin görüşülmesi için heyet gönderilmesini istediğini açıkladı.
Erdoğan, "Bizler ateşkes ilan edemeyiz… . Sizin teklifiniz vardı 20 mil, öbür tarafında Irak sınırına kadar. Biz şu anda bu 20 mil teklifinizi, Irak sınırından da 444 kilometre batıya olan bu bölgeyi tamamıyla boşaltmanın gayreti içerisindeyiz. Kimden? Terör örgütünden. Bunu boşaltana kadar bizim ateşkes ilan etmemiz mümkün değil. Çünkü biz burayı güvenli bölge olarak ilan ediyoruz" dedi.
Erdoğan, dün Adalet ve Kalkınma Partisi'nin grup toplantısında da operasyonun, söz konusu bölgede bulunan grupların silahlarını bırakıp Türkiye'nin belirlediği güvenli bölgeden çıkması halinde sona ereceğini söyledi.
Erdoğan, "Teklifimiz, hemen bu gece tüm teröristler silahlarını, malzemelerini, her şeylerini bırakıp, kurdukları tuzakları imha edip belirlediğimiz Güvenli Bölge'den dışarı çıksınlar. Bölgede bu dediğimiz yapıldığında, sadece teröristleri hedef alan Barış Pınarı Harekatımız zaten kendiliğinden sona ermiş olacak. Gerçek derdi bölge halkının zarar görmemesi olan herkesin, bu teklife derhal olumlu cevap vermesi gerekir" dedi.
Erdoğan ayrıca, Türkiye'nin "terör örgütleriyle aynı masaya oturmadığını" belirterek, Trump'ın arabuluculuk önerisini de kabul etmediğini açıkladı.
Uzlaşma sağlanamazsa ne olması bekleniyor?
Pence'in temaslarından bir sonuç çıkmaması halinde, Türkiye'nin operasyonlarına devam etmesi bekleniyor.
Bu durumda, gözler 22 Ekim Salı günkü kritik görüşmeye çevrilecek. Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile Rusya'nın Soçi kentinde Suriye'deki son durumu görüşmek üzere biraraya gelecek.
ABD tarafında ise Türkiye'nin ateşkes ilan etmemesi halinde yaptırımların sertleştirileceği yönünde açıklamalar geliyor.
Hazine Bakanı Steve Mnuchin, Türkiye'nin ateşkese razı olmaması halinde, yeni yaptırımların uygulanacağını söyledi. Mnuchin, yeni yaptırımların diğer bazı bakan, bakanlık ve kurumları da kapsayabileceğini ifade etti.
Trump yönetiminin yanı sıra Kongre'de Türkiye'ye yaptırım uygulanması için süregelen süreçlerin hızlanması da uzlaşma sağlanamamasının bir diğer muhtemel sonucu.
Türkiye'ye bir dizi mali, ekonomik ve askeri yaptırım uygulanmasına ilişkin bir yasa tasarısı Temsilciler Meclisi'nde sunuldu.
Senato'da da benzer bir tasarının Perşembe günü sunulması bekleniyor. Senato'ya sunulacak tasarının akıbetinde ise Pence'in görüşmelerinden çıkacak sonuç belirleyici olacak.
Pence'in hareket ettiği saatlerde ortaya çıkan mektup görüşmeleri nasıl etkiler?
Pence'in temaslarda bulunmak üzere Ankara'ya hareket ettiği sıralarda Trump'ın Barış Pınarı Harekatı'nın başladığı 9 Ekim günü Erdoğan'a yazdığı mektup ortaya çıktı.
ABD basını, Trump'ın dün Kongre liderleriyle yaptığı toplantıda kendisine yönelik eleştirileri gidermek için Türkiye'ye "sert" bir mektup yazarak, operasyona karşı çıktığını söylediğini ve bunu kanıtlamak adına da mektubu katılımcılara dağıttığını bildirdi.
Kongre üyelerine dağıtılan mektup daha sonra basına sızdı.
Mektupta Trump, Erdoğan'a, "Eğer bu işi doğru ve insani bir şekilde yaparsanız tarih de sizi iyi yazar. Eğer iyi şeyler olmazsa, sizi sonsuza dek hep bir şeytan olarak görürler. Sert adamı oynama. Aptallık etme! Seni sonra arayacağım" dedi.
Trump, ayrıca yolladığı mektubun ekinde Suriye Demokratik Güçleri'nin (SDG) Genel Komutanı Mazlum Kobani'nin Türkiye ile müzakere etmek istediğini ve bazı tavizler verme niyetinde olduğunu belirttiği mektubu da eklediğini ifade etti.
Mektupta Trump'ın kullandığı üslupla ilgili sosyal medyada ve ABD basınında bir dizi yorum yapıldı. Türkiye'de de #mektup etiketi Twitter'da hakkında en çok konuşulan başlıklardan biri haline geldi.
Sosyal medya kullanıcıları bir süre mektubun gerçek olup olmadığını sorguladı. Mektubun gerçek olduğu daha sonra Beyaz Saray tarafından da doğrulandı.
Eski Başbakan ve Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Twitter'dan attığı mesajda, Erdoğan'ın şahsında Türk milleti ve devletinin "rencide edildiğini" söyledi.
Davutoğlu, "Özür dilenmediği takdirde yarın (bugün) yapılması beklenen görüşmeler ve ABD ziyareti acilen iptal edilmelidir" dedi.
Düşünce kuruluşu Washington Institute for Near Policy Türkiye Araştırma Programı Direktörü Soner Çağaptay, mektubu, Pence'in Ankara ziyareti öncesinde "sızması halinde en fazla zarar verecek olan belge" olarak nitelendirdi.
Çağaptay, "Türk ve ABD'li politika yapıcılar ile diplomatlar için Trump'ın sızan mektubunun ardından Suriye'de ateşkesin önünü açacak bir yol arayışıyla geçen son yılların en uzun gecesi olacak" dedi.