26 yaşındaki Türk-Amerikan vatandaşı Ayşenur Ezgi Eygi'nin işgal altındaki Batı Şeria'da İsrailli yerleşimcilere karşı katıldığı bir protestoda öldürülmesiyle ilgili İsrail'in başlattığı soruşturmayı değerlendiren ABD Dışişleri Bakanlığı, ilk bulguların İsrail güvenlik güçlerinin aklamadığını açıkladı.
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Matthew Miller, Pazartesi günü yaptığı açıklamada, İsrail'in ilk bulgularının güvenlik güçlerini temize çıkarmadığını belirterek, Washington'un İsrail'in soruşturmasının sonuçlarından memnun kalmaması halinde başka seçenekleri değerlendireceğini söyledi.
İsrail ordusu 10 Eylül'de soruşturmanın ilk bulgularına göre Eygi'nin "büyük olasılıkla" birlikleri tarafından öldürdüğünü ancak bunun kasıtlı bir eylem olmadığını açıklamıştı.
İsrail'in ilk bulguları hedefin Eygi değil, eylemin "kilit kışkırtıcısı" olarak nitelendirilen bir başkası olduğu yönündeydi.
Reuters haber ajansına göre bu olayın hiç yaşanmaması gerektiğini söyleyen Miller, "Bazılarının ilk bulguları sanki bir şekilde İsrail güvenlik güçlerini aklamış gibi yorumladıklarını duyuyorum. En azından bizim bakış açımıza göre, bu kesinlikle böyle değil" ifadelerini kullandı.
Miller, "İlk soruşturma tamamlandığında tatmin olmazsak, elbette başka önlemlerin uygun olup olmadığına bakacağız" diye ekledi.
Miller, İsrail güvenlik güçlerinin Amerikalı yetkililere, angajman kurallarında talep edilen değişiklikleri yapacaklarına dair güvence verip vermediklerini açıklamadı.
Ayşenur Ezgi Eygi, 6 Eylül'de Batı Şeria'da Nablus kentine bağlı Beyta beldesinde İsrail’in yasa dışı yerleşim projelerine karşı düzenlenen gösteriye katılmış ve başından vurulmuştu.
Filistin medyası ve görgü tanıkları, Eygi'nin İsrail askerlerinin açtığı ateş sonucu öldüğünü aktarmıştı.
Cenazesi Didim'de toprağa verildi
Ayşenur Ezgi Eygi'nin cenazesi, 14 Eylül'de Aydın'ın Didim ilçesinde toprağa verildi.
Eygi'nin cenazesi bundan bir gün önce Türkiye'ye getirilmişti.
Azerbaycan üzerinden getirilen cenaze, Cuma günü sabah saatlerinde İstanbul Havalimanı'nda törenle karşılandı. Eygi'nin cenazesi öğlen saatlerinde de İzmir Havalimanı'na ulaştırıldı.
Eygi'nin Türk bayrağına sarılı cenazesi için her iki havalimanında tören düzenlendi ve dua okundu.
İzmir Adli Tıp Kurumu'nda otopsi işlemleri tamamlandıktan sonra cenaze, Aydın'ın Didim ilçesine götürüldü.
Didim Merkez Camisi'nde kılınan cenaze namazının ardından Eygi'nin cenazesi, Didim Asri Mezarlığı'nda toprağa verildi.
Cenazeye hükümet yetkilileri ile farklı siyasi partilerin temsilcileri de katıldı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Bosna Hersek Devlet Başkanlığı Konseyi Başkanı Denis Becirovic ile görüşmesinin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında, Ayşenur Ezgi Eygi’nin öldürülmesine değindi.
Erdoğan, "41 bini aşkın Gazzeli kardeşimizle birlikte İsrail işgal güçleri tarafından öldürülen Ayşenur Ezgi Eygi evladımızın da hesabını adalet önünde mutlaka soracağız" dedi.
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş da aileye taziye ziyareti düzenledikten sonra cenaze törenine katıldı. Kurtulmuş burada yaptığı konuşmada, "Katillerinden bütün uluslararası mahkemelerde hesap sorulacak" dedi.
Türkiye soruşturma başlattı
Türk-Amerikan aktivistin öldürülmesi ile ilgili olarak Türkiye tarafından soruşturma başlatıldı.
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, konuyla ilgili açıklamasında, "Ankara Cumhuriyet Başsavcılığımız iç hukuktan kaynaklanan yetkimizi kullanarak soruşturma başlattık" dedi.
Tunç, "Uluslararası sistemde de Eygi’nin hakkını korumak için çalışacağız" dedi.
Ankara, Eygi'nin ölümü ile hazırlanacak soruşturma dosyasının Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi'nde görüşülmesini istiyor.
Aynı şekilde Eygi'nin dosyasının Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde İsrail'le ilgili soruşturmaya dahil edilmesi için de girişimlerde bulunulacak.
Bakan Tunç, Güney Afrika’nın Uluslararası Adalet Divanı'nda İsrail'e karşı ‘soykırım’ suçlamasıyla açtığı ve Türkiye'nin de müdahil olma başvurusunda bulunduğu davaya da raporun delil olarak sunulacağını kaydetti.
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas da Eygi'nin öldürülmesiyle ilgili Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne şikayette bulunacaklarını söyledi.
Eygi, 6 Eylül Cuma günü Nablus yakınlarındaki Beyta kasabasında Yahudi yerleşimlerinin genişlemesine karşı düzenlenen bir protesto sırasında başından vurularak öldürülmüştü.
ABD'den farklı değerlendirmeler
Eygi'nin babası Didim'de yaptığı açıklamada, Amerika'nın da Türkiye gibi soruşturma başlatmasını istedi.
ABD yönetiminden ise Eygi'nin vurulması ile ilgili farklı tonda açıklamalar gelmişti.
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken Eygi’nin öldürülmesinin “meşrulaştırılamayacağını” söylemişti.
Blinken, İsrail’e Batı Şeria’daki operasyonlarındaki angajman kurallarında “kökten değişiklik” yapma çağrısında da bulundu.
Ancak ABD Başkanı Joe Biden, Eygi’nin ölümü için “kaza” ifadesini kullandı.
Blinken’dan sonra medyaya konuşan Biden “Muhtemelen kaza gibi görünüyor. Kurşun yerden sekmiş ve kaza ile vurulmuş” değerlendirmesini yaptı.
İsrail ordusundan yapılan açıklamada ise Eygi’nin "kendisine yönelik olmayan dolaylı ve kasıtsız atış ile" öldürülmüş olma ihtimalinin yüksek olduğu kaydedildi.
Açıklamada Eygi'yi öldüren kurşunun, İsrail güvenlik güçlerine yönelik "ayaklanmanın baş kışkırtıcısı erkeği" hedef aldığı belirtildi.
İsrail ordusu, olayla ilgili tam teşekküllü bir soruşturma başlatıldığını da açıkladı.
Açıklamada ayrıca İsrail'in Eygi'nin cesedine otopsi yapma talebinde bulunduğu belirtildi ve "İsrail ordusu Ayşenur Ezgi Eygi'nin ölümü için en derin üzüntülerini ifade eder" denildi.
Türkiye doğumlu Ayşenur Ezgi Eygi, ABD'nin Seattle kentinde yaşıyordu.
BM'den soruşturma çağrısı
Birleşmiş Milletler (BM), Eygi'nin öldürülmesiyle ilgili soruşturma çağrısında bulundu. Beyaz Saray da olayla ilgili İsrail hükümetinden soruşturma talep edildiğini açıkladı.
BM Genel Sekreteri Sözcüsü Stéphane Dujarric, olaya tepki göstererek, "Koşulların tam olarak araştırılmasını ve sorumluların hesap vermesini istiyoruz" dedi.
Dujarric sivil halkın "her zaman korunması gerektiğini" vurguladı.
BBC'ye konuşan aktivist: 'İki el ateş edildiğini duydum'
Eygi ile birlikte protestoya katılan İsrailli-Yahudi aktivist Jonathan Pollak, BBC'ye verdiği demeçte, olay sırasında iki el ateş edildiğini duyduğunu söyledi.
"Çatıda askerlerin nişan aldığını" gördüğünü aktaran Pollak, "bir ya da iki saniyelik" arayla iki el ateş edildiğini duyduğunu belirtti.
"Birinin bana seslendiğini ve İngilizce 'Bize yardım et. Yardıma ihtiyacımız var. Yardıma ihtiyacımız var' dediğini duydum. Onlara doğru koştum" dedi.
Eygi'yi "yerde bir zeytin ağacının altında yatar halde, başı kanlar içinde" gördüğünü söyledi ve şöyle devam etti:
"Elimi arkasına koyup kanamayı durdurmaya çalıştım. Bakınca askerlerle bizim aramızda belirgin bir görüş hattı vardı. Nabzını ölçtüm çok zayıftı."
Erdoğan: 'İsrail’in sivil bir protestoya karşı yaptığı barbarca müdahaleyi lanetliyorum'
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, sosyal medya hesaplarından Eygi için başsağlığı mesajı yayımladı.
Erdoğan, "İsrail’in Batı Şeria’daki işgal karşıtı sivil bir protestoya karşı yaptığı barbarca müdahaleyi lanetliyorum" dedi ve şöyle devam etti:
"Türkiye olarak, İsrail’in neredeyse 1 yıldır devam eden, çoluk çocuk, genç yaşlı demeden 41 bin insanı katlettiği bu işgal ve soykırım politikasının son bulması ve işlediği insanlığa karşı suçların hesabını hukuk önünde vermesi için her platformda çaba göstermeye devam edeceğiz."
'Yerleşimci şiddetine karşı kampanyada yer alıyordu'
Çifte vatandaş olan Eygi, Antalya'da doğmuştu.
Seattle'daki Washington Üniversitesi'nde psikoloji bölümünden mezun olmuş, yan dal olarak Orta Doğu dilleri ve kültürleri eğitimi almıştı.
Eygi, Filistinli köylüleri İsrailli yerleşimcilerin şiddetinden korumak için yürütülen bir kampanyada yer alıyordu.
Olay, İsrail güçlerinin dokuz gün süren operasyonunun ardından işgal altındaki Batı Şeria'da bulunan Cenin şehri ve mülteci kampından çekilmesinin ardından meydana geldi.
Filistin sağlık bakanlığı, operasyon sırasında 21'i Cenin'den olmak üzere en az 36 Filistinlinin öldürüldüğünü ve aralarında çocukların da bulunduğunu açıkladı.
İsrail son 50 yılda Batı Şeria ve Doğu Kudüs'te 700 binden fazla Yahudi'nin yaşadığı yerleşim yerleri inşa etti.
Yerleşimler uluslararası hukuka göre yasadışı sayılıyor, ancak İsrail bunu reddediyor.