Gündem

ABD, 2004'te PKK'yı havadan izleme teklifinde bulunmuş

Wikileaks belgelerinde yer alan Kandil kriptolarına göre, 2004 yılında ABD’nin PKK’yı havadan gözaltında tutma teklifi Ankara tarafından reddedilmiş.

21 Ağustos 2011 03:00

T24- Taraf gazetesinin ‘Kandil kriptoları’ adlı dosyasında Wikileaks belgelerinde, ABD ile Türkiye’nin Kandil ve çevresindeki PKK unsurlarına karşı işbirliğine ilişkin daha önce basına yansımamış bazı bilgilerinde yer aldığı ileri sürüldü. Habere göre, 2004 yılında ABD’nin PKK’yı havadan gözaltında tutma teklifi Ankara tarafından reddedilmiş.
 

Taraf gazetesinin Kandil kriptoları dosyasında bugün (21 Agustos 2011) yayımlanan bölümü şöyle:  

İran-Irak sınırını ABD kontrol etsin


Tarih, 17 Nisan 2004; yani ABD’nin Irak’ı işgalinin başlamasının üzerinden on üç ay geçmiş ve Washington, Irak’tan ne zaman ve nasıl çıkabileceğini o aşamada henüz bilmese dahi, Iraklı yetkililere “egemenlik devri” için planını yapmış. ABD’nin Ankara Büyükelçisi Eric Edelman, bu tarihte yazdığı ve adres satırına, o dönem Başkan Bush’un Ulusal Güvenlik Danışmanı olan Stephen Hadley, Savunma Bakan Vekili Paul Wolfowitz ve Dışişleri Bakan Vekili Marc Grossman’ın adlarını da eklediği “GİZLİ” telgrafta, egemenlik devri sonrasına Ankara’nın bakışı üzerinde duruyor. Telgrafın başlığı, “TÜRKİYE VE KUZEY IRAK: KONGRA GEL’İ (KGK) ZAYIFLATMA STRATEJİSİ.”
 

Tam metnini Taraf’ ın internet sayfasındaki WikiLeaks original belgeleri arasında bulabileceğiniz telgrafın geniş bir bölümünü sunuyoruz:
 

ÖZET: 30 hazirandaki egemenlik devri sonrasında Kuzey Irak’taki Türk birliklerinin bir sorun haline gelebileceği konusunda CPA (Irak’taki Geçici Koalisyon Yönetimi) ile aynı fikirdeyiz, ancak Ankara Büyükelçiliği referanstaki telgrafta (bu telgraf metinde yer almıyor) önerilen yaklaşımın Türklere benimsetilebileceğine inanmamaktadır. Türkler, böyle bir teklifin sonucu olarak ya da kendiliklerinden geri çekilseler bile (Irak’ın kuzeyindeki Türk özel timlerinin geri çekilmesi kastediliyor), biz yine de, Başkan’ı (Başkan George W. Bush) haziran sonunda Ankara’ya yapacağı ziyaret sırasında, bizzat kendisinin Kuzey Irak’taki PKK/KGK tehdidini ortadan kaldırmaya ilişkin vaadini yerine getirmediğimiz şeklindeki Türk şikâyetlerine karşı savunmasız bir konumda bırakmış olacağız. Bir tür eylem –şehirlerdeki büroların kapatılması (PKK’nın Kerkük, Musul, Bağdat gibi kentlerdeki büroları kastediliyor), bir IGC (Irak Geçici Yönetim Konseyi) açıklaması, sembolik bir askerî adım– böyle bir eleştiriyi caydırmak için gerekli olacaktır. ÖZETİN SONU. (...)

 

Türkiye’nin Kürdistan Demokratik Partisi (KDP) ve Kürdistan Yurtsever Birliği (KYB) ile ilişkileri eski ve güçlüklerle doludur. Türkler KDP ve KYB’nin PKK/KGK’ya sempati beslediğine ve örgüte Kuzey Irak’ta bir ölçüde destek olduğuna inanıyorlar. Türk Genelkurmayı’nın Kuzey Irak’ta bağımsız istihbarat toplamaya ve sınırlı bir özel harekât gücüne ihtiyaç duymasının nedeni budur. Türklerin, peşmergenin sınır güvenlik gücü içinde eritilmesini, sadece onlara yeni üniformalar verilmesi, ancak PKK/KGK’ye olan sempatik bakışlarında ve kendi esas partilerine olan bağlılıklarında bir değişiklik olmaması şeklinde algılamaları kuvvetle muhtemeldir. Ayrıca bunu, Kürtlerin Irak güvenlik güçleri içinde aşırı bir temsile sahip olduğu ve ABD’nin, Kürtleri Irak’taki diğer gruplardan daha çok benimsediği yönündeki kuşkularının da teyidi olarak göreceklerdir. CPA’nin (Irak Geçici Koalisyon Yönetimi) önerdiği gibi, yabancı danışmanların bulunması bu kaygıları azaltacaktır ama ancak bu danışmanların Amerikalı olmaları şartıyla. Iraklılar gibi Türklerin de uzun bir hafızası vardır ve sınırlarında bir Britanya mevcudiyetine kesinlikle karşı çıkacaklardır.
 

Ama Türkler, kuvvetlendirilmiş ve Bağdat tarafından denetlenen peşmergelerden oluşmuş bir güvenlik gücünün, PKK/KGK’nın Türkiye-Irak sınırından sızmasını önleyeceğine ikna edilebilseler dahi, bu Türkiye’ye yönelik PKK/KGK hareketini durdurmak için yeterli olmayacaktır. PKK/KGK, İran-Irak sınırının bir bölümünü kontrolü altında tutuyor ve Türkiye ile Irak arasında çoğu zaman İran üzerinden gidip geliyor. Türkleri, Kuzey Irak’taki PKK/KGK tehdidinin zapturapta alındığına ikna etmek için, bu sınırı da bizim kontrol etmemiz gerekecek. PKK/KGK’nın, geçen sonbaharda grubun hareketlerine müdahale etme tehdidinde bulunan Irak Sınır Polisi’ne saldırdığı düşünülürse, askerî eylemin gerekli olacağını düşünüyoruz.
 

Türkiye: ABD PKK’yı havadan gözlemesin

Yukarıdaki önerinin, ABD’nin Ankara Büyükelçisi Eric Edelman tarafından Washington’a iletilmesinin bir sonuç vermediğini, en azından, ABD’nin İran-Irak sınırının denetimini eline almak ya da bölgedeki PKK unsurlarına karşı doğrudan bir askerî eyleme girişmek yönünde bir adım atmadığını biliyoruz. Nitekim Edelman, bu telgraftan altı ay sonra, 6 Ekim 2004’te kaleme aldığı “GİZLİ” telgrafa şu cümleyle başlamış:
 

Türk Dışişleri Bakanlığı’nın Çoktaraflı Siyasi İşlerden Sorumlu Müsteşar Yardımcısı Nabi Şensoy, 5 ekimde Büyükelçi’ye, PKK/KONGRA GEL’in Türkiye’deki terörist faaliyetini arttırmasının kamuoyunu hareketlendireceğini ve daha çok Türkün, ABD’nin bu örgüte karşı niye daha kararlı bir eyleme girişmediğini sormasına yolaçacağını söyledi.
 

Daha ziyade, Türk Dışişleri bürokrasisinin ABD’den Kuzey Irak’taki beklentilerini içeren bu telgrafın tam metnini Taraf’ın internet sitesinde bulabilirsiniz. Biz burada, telgrafın ikinci bölümünde yer alan ve Büyükelçi Edelman’ın Büyükelçi Şensoy’a cevapları ile genel durum değerlendirmesini içeren paragraflarına bakmakla yetineceğiz. Zira bu bölümde, ABD ile Türkiye’nin Kandil ve çevresindeki PKK unsurlarına karşı işbirliğine ilişkin daha önce basına hiç yansımamış bazı bilgiler de yer alıyor:
 

Büyükelçi (Edelman kendisini kastediyor), Şensoy’un PKK konusundaki Türkiye-ABD alışverişine ilişkin değerlendirmesini makbul bulduğunu söyledi ve özellikle, 1 hazirandan bu yana PKK faaliyetinde görülen artış göz önüne alındığında, Türkiye’nin hayalkırıklığını anladığını sözlerine ekledi. Irak’ın uluslararası terörizm için bir üs olmamasını talep eden Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararlarının uygulanması gerektiğini biliyoruz. Büyükelçi (Edelman), Türk Genelkurmayı ile ortak bir ‘istihbarat birleştirme hücresi’nin (burada sözü edilen istihbarat hücresi, NATO sistemi içinde kısaca “IFC” olarak bilinen “intelligence fusion cell”dir. İttifakın belgelerinde, IFC’lerin temel amacı “çatışma alanında anlık, kullanılabilir, odaklanmış stratejik operasyonel istihbarat sağlanması” olarak tarif edilmektedir.) faaliyetini devam ettirdiğimizin ve kısa süre önce, Türk Genelkurmayı’nın bu düzenlemenin uzatılması konusunda (ABD ile) anlaştığının altını çizdi. (Edelman), esasen Türkiye’nin geri çevirdiği bir öneri olan PKK’yı havadan gözaltında tutma teklifimizi de tekrarladı.
 

Telgraftaki bu ifade hakikaten çarpıcı. Edelman, Türkiye’nin PKK’nın ABD istihbarat birimlerince havadan gözetlenmesi teklifini niye geri çevirdiğini açıklamamış. Hemen devamında ise, ABD ile Türkiye’nin, o dönemin PKK liderlerinden birini yakalamak için yaptığı başarısız girişimden söz ediliyor. Okumayı sürdürelim...
 

Türk askerî istihbaratı maalesef yanlış çıktı


(Edelman) bu yıl içinde, bir süre önce Türk askerî istihbaratından alınan ve yanlış çıkan bir bilgiye dayanarak Osman Öcalan’ı yakalamak için yaptığımız –maalesef başarısız kalan– ortak girişimi hatırlattı. (Edelman burada, Osman Öcalan’ın yakalanmasına yönelik eylemin ne zaman yapıldığını tam olarak belirtmemiş ama telgrafın tarihi göz önünde tutulduğunda, bu girişimin 2004’ün ilk yarısında, yani Osman Öcalan henüz resmen PKK bünyesindeyken gerçekleşmiş olması yüksek olasılık. Abdullah Öcalan’ın kardeşi Osman Öcalan, PKK ile bağlarını Ağustos 2004’te, yani bu telgrafın yazılmasından en az iki ay önce kopararak Yurtsever Demokrat Parti’yi –PWD– kurmuştu. Bu telgraftan bir yıl sonra, 30 Kasım 2005’te ise, içtiği kahveye zehir katılmak suretiyle Osman Öcalan’a karşı bir suikast girişimi yapıldı. Erbil’de hastaneye kaldırılan ve kurtarılan Osman Öcalan’ın suikast girişiminden bazı PKK unsurlarını sorumlu tuttuğu biliniyor. “Kardeş” Öcalan halen Süleymaniye’nin Köysancak İlçesi’nde yaşıyor ve PKK ile örgütsel bir bağı bulunmuyor.)
 

ABD, PKK’nın komuta kontrolünü bitirebilir

Telgrafın devamında, Büyükelçi Şensoy’un Büyükelçi Edelman’a söylediklerini içeren bir bölüm daha var. Şu cümleleri, Ankara’nın Washington’dan beklentisini özetlemek açısından özellikle dikkat çekici bulduk:
 

Şensoy, ABD’nin (PKK’ya karşı) askerî nitelik taşımayan eylemlerinin halen önemini koruduğunu söyledi. Mesela, KDP (Kürdistan Demokratik Partisi) ve KYB’nin (Kürdistan Yurtsever Birliği) liderliğine PKK ile bağlarını ve PKK’ya sağladıkları lojistik desteği sonlandırmak için baskı yapmamızı talep etti. (Şensoy), Türk Genelkurmayı’nın, ABD’nin “eğer bunu istese,” PKK’nın komuta kontrol mekanizmasını ortadan kaldırabileceği tahmininde bulunduğunu da sözlerine ekledi.