Ekonomi
Deutsche Welle

AB Türk iş dünyasında hayalkırıklığı yarattı

AB'nin Türkiye ile Gümrük Birliği'nin genişletilmesi için müzakerelere başlamama kararına Türkiye iş dünyası tepkili. DW Türkçe'ye konuşan iş insanları, “Karar yalnızca Türkiye'yi değil, AB'yi de olumsuz etkiler” diyor.

28 Haziran 2018 20:49

Avrupa Birliği Genel İşler Konseyi'nin Türkiye ile Gümrük Birliği'nin genişletilmesi için müzakerelere şu an için başlamama kararı alması, yalnızca hükümetin değil Türkiye iş dünyasının da tepkisini çekti. DW Türkçe'ye konuşan iş dünyası temsilcileri, Gümrük Birliği’nin güncellenmemesinin yalnızca Türkiye’ye değil; AB’ye de zarar vereceğine dikkat çekiyor. İş insanlarına göre, Avrupa Birliği 24 Haziran’dan sonra OHAL’e son vermeye hazırlanan Türkiye’ye olumlu bir karşılık vermeli.

Türkiye ile AB arasında 1 Ocak 1996 tarihinde yürürlüğe giren ve geçen 22 yılda karşılıklı ticareti 37 milyar dolardan yaklaşık 150 milyar dolara çıkaran Gümrük Birliği anlaşmasının yenilenmesi, küresel ticaret savaşlarının hızlandığı bugünlerde Türkiye ekonomisi için kritik önemdeydi. Bu nedenle, AB’nin Gümrük Birliği'nin genişletilmesi için müzakerelere başlamama kararı alması, dış ticaretinin yaklaşık yüzde 50'sini AB ile gerçekleştiren Türkiye iş dünyasında ‘hayal kırıklığı’ yarattı.

Son 4 yıldır gerek Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek gerekse Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci ve TÜSİAD’dan TOBB’a kadar pek çok iş dünyası örgütü, Gümrük Birliği’nin güncellenmesine dönük AB'de lobi faaliyeti yapıyordu. Gümrük Birliği'nin çerçevesinin genişletilmesi ve sanayi ürünleri yanında tarım ürünleri ve hizmet sektörünün de anlaşmaya dahil edilmesi ile AB-Türkiye arasındaki ticaretin 300 milyar dolara kadar çıkartılması planlanıyordu.

“AB, iki yüzlü ve tutarsız”

Karar sonrasında, hükümet kanadından yapılan açıklamalarda AB ‘iki yüzlü ve tutarsız’ olmakla suçlandı. Karara ilişkin Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan yazılı açıklamada, hem Türkiye’nin hem de AB’nin çıkarlarına hizmet edecek olan Gümrük Birliği güncellemesinin şartlara bağlanmasına anlam verilemediğine vurgu yapılarak, “AB’nin, Türkiye’ye adil ve dürüst davranmadığı bir kez daha görülmüştür. AB’nin söz konusu tutumuna rağmen süreçten uzaklaşanın ülkemiz olduğunu ileri sürmek iki yüzlülük ve tutarsızlıktır” sözlerine yer verildi.

Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik de, AB Genel İşler Konseyi'nin dün kabul ettiği sonuç belgesine sosyal medya üzerinden tepki göstererek AB’yi Türkiye’ye karşı ön yargılı olmakla suçladı.

“Acele verilmiş bir karar”

Hükümetin açıklamalarının ardından, DW Türkçe’ye konuşan Türkiye iş dünyasının önde gelen isimleri de AB’nin kararını eleştirdi. Çatısı altında 25 federasyon, 190 dernek ve Türkiye’nin toplam ihracatının yarısını gerçekleştiren 40 bine yakın şirketin yer aldığı Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED) Başkanı Orhan Turan’a göre, Türkiye'nin en büyük ihracat pazarı olan Avrupa Birliği ile ilişkileri hızla düzeltmesi gerekiyor. AB’nin de Türkiye ile ticari ortaklığını dönemsel koşullara bağlamadan ele alması gerektiğini kaydeden Orhan Turan, “Avrupa, bizim için çok önemli bir çıpa. AB ekonomisi büyüdükçe, bizim de ihracatımız büyüyor. Ne yapıp edip, Gümrük Birliği’nden kaynaklı sorunların aşılması yönünde adım atılmalı” diye konuşuyor.

AB’nin kararını DW Türkçe’ye değerlendiren İktisadi Kalkınma Vakfı (İKV) Başkanı Ayhan Zeytinoğlu da, "Gümrük Birliği’nin güncellenmemesi sadece Türkiye’yi değil, AB’yi de olumsuz etkileyecek” diyor. Bugüne kadar Gümrük Birliği kapsamına sanayi ürünlerinin yanı sıra tarım ve hizmet sektörünün de alınmasını, kısa vadede Türkiye’deki şirketleri olumsuz etkileyecek olmasına rağmen desteklediklerini dile getiren İKV Başkanı Zeytinoğlu, “Biz orta ve uzun vadede Türkiye ekonomisinin Avrupa Birliği’nin değer zincirinin bir parçası olması adına Gümrük Birliği’nin güncellenmesini savunuyoruz. Ama AB’nin bu kararı, bizim AB ile birlikte hareket etme isteğimizin önüne geçiyor” diye konuşuyor. Türkiye ile AB arasındaki müzakerelerin uzun bir süredir vize serbestisi ve Gümrük Birliği güncellenmesine indirgendiğine de işaret eden Ayhan Zeytinoğlu, şunları söylüyor:

"Türkiye, 24 Haziran'dan sonra yeni bir döneme girdi. Hızla yeni yönetim oluşturulacak ve Türkiye yoluna devam edecek. AB Genel İşler Konseyi’nin bu kararı açıkçası acele bir karar oldu. Önümüzdeki günlerde OHAL’in kaldırılmasını bekliyoruz. AB’nin de OHAL’in kaldırılmasına Gümrük Birliği konusunda olumlu bir adım atarak karşılık vermesini bekliyoruz.”

OHAL kalkarsa umudu

Avrupa Birliği'ne ekonomik entegrasyon konusunda uzun yıllardır çalışmalar yürüten TÜSİAD Genel Sekreteri Bahadır Kaleağası’na göre Avrupa Birliği, Türkiye’deki OHAL ortamı ve Kopenhag kriterlerinden giderek uzaklaşılması nedeniyle ekonomik çıkarları ile örtüşmeyen bir karara imza attı. DW Türkçe’ye konuşan Kaleağası, “AB Türkiye’deki fiili duruma karşı, kendi çıkarlarına ters olmasına rağmen Gümrük Birliği’ni güncellememe kararı aldı. Bu aslında Türkiye’ye bir mesaj” diyor. Söz konusu kararın Türkiye’yi dünya ticareti ve küresel siyasette daha kırılgan yapabileceğine işaret eden Kaleağası, şöyle konuşuyor:

“Gümrük Birliği’nin güncellenmemesi, Türkiye’ye olan güvende zayıflık yaratır. Ancak ben önümüzdeki günlerde OHAL’in kaldırılmasıyla AB’nin de kararını gözden geçireceğini düşünüyorum. Küresel ticaret savaşlarının arttığı bu dönemde, Gümrük Birliği’ni güncellememek her iki tarafın da zararına olur.”

22 yıldır yürürlükte

Türkiye’nin Avrupa ticaret sistemine entegrasyonunu sağlayan Gümrük Birliği’nin başlangıcı, 1963 tarihli Ankara Anlaşması’na dayanıyor. Avrupa Konseyi'nin 6 Mart 1995 tarihinde yapılan toplantısında alınan bir kararla Türkiye’nin Gümrük Birliği’ne girişinin koşulları belirlendi ve hazırlanan Katma Protokol ile Türkiye'nin AB'ye katılımı yolunda önemli bir adım atılmış oldu.

1 Ocak 1996 tarihinde yürürlüğe giren anlaşma ile Türk sanayi ürünlerinin Avrupa’da serbest dolaşımı ve Avrupa ürünlerinin Türkiye’ye ithalatı konusunda yeni bir dönem de başlamış oldu. Gümrük Birliği anlaşması, geçen 22 yıl içerisinde Türk sanayisinin Avrupa standartlarında üretim yapmasında çok önemli rol oynadı. Bugün itibariyle Avrupa Birliği pazarı, Türkiye’nin toplam ihracatının yarıya yakınını kapsarken, karşılıklı ticaretin boyutu 150 milyar dolar seviyesine ulaşmış durumda.

Aram Ekin Duran / İstanbul

© Deutsche Welle Türkçe

Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştirDeutsche Welle