Yabancılar Yasası’nda 2007 yılında yapılan bir değişiklikle Avrupa Birliği (AB) dışından aile birleşimi yoluyla Almanya’ya gelmek isteyen yabancı eşlerde Almanca dil bilgisi şartı aranıyor. Şartın, entegrasyonu güçlendireceği ve zorla evlendirmeleri önleyeceği savunuluyor.
Bir mağdurun başvurusu üzerine yasayı inceleyen Lüksemburg'daki Avrupa Adalet Divanı, geçen yılın temmuz ayında aldığı bir kararla, düzenlemenin Türkiye ile AB arasında imzalanan anlaşmaları ihlal ettiğine hükmetmişti. Kararda, Türkiye ile 1970 yılında imzalanan Mevcut Hakların Korunması Anlaşması'na göre, AB'deki Türklerin durumlarının kötüleştirilemeyeceği belirtilmiş, aile birleşimi için dil sınavının koşul kabul edilemeyeceğine hükmedilmişti.
Berlin'in tavrı
Almanya İçişleri Bakanlığı sözcüsü, Avrupa Adalet Divanı'nın mevcut düzenlemede istisnai şartların dikkate alınmamış olmasına vurgu yaptığını savunmuştu. Sözcü, düzenlemede gidilen değişiklikle bunun düzeltildiğine dikkat çekmişti. Buna göre coğrafi şartlardan ötürü bir dil kursuna katılma imkânı olmayan ya da tüm çabalarına rağmen 1 yıl boyunca dil sınavını geçemeyenler istisnai durum kapsamına alınarak yabancı dil sınavından muaf tutulacak
Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada ise "uyum önlemi olarak kendini kanıtlayan Almanca dil şartına devam edileceği" vurgulanmıştı.
Brüksel Adalet Divanı kararının takipçisi
Sol Parti milletvekili Sevim Dağdelen'in hükümetin yanıtlaması talebiyle Federal Meclis başkanlığına sunduğu bir soru önergesi, konuyla ilgili Brüksel'in Berlin'i uyardığını ortaya çıkardı. AB Komisyonu'nun 13 Ocak 2015 tarihli yazısında, "Avrupa Adalet Divanı'nın ilgili kararının uygulanmasının yetersiz olduğu" vurgulandı.
AB hukukunun ihlali anlamına gelen süreç kapsamınd "pilot davası" adı verilen bir incelemenin sürdüğüne işaret edilerek, bunu, aralarında sözleşmeyi ihlal davasının da bulunduğu diğer hukuki adımların izleyebileceği belirtildi.