AB'nin Türkiye ile iş birliğine ve karşılıklı faydaya dayalı bir ilişki geliştirmeyi istediğinin hatırlatıldığı bildiride, "Türkiye, aday ülke statüsünü koruyor ve birçok ortak ilgi alanında kilit ortak olmaya devam ediyor" denildi.
Bildiride, AB Konseyi'nin Doğu Akdeniz'de tansiyonun düşürülmesinden duyduğu memnuniyet ifade edilirken, bunun sürdürülmesinin önemine değinildi ve AB'nin Türkiye ile ortak çıkar alanlarında aşamalı, orantılı ve tersine çevrilebilir ilişki kurmaya hazır olduğu anımsatıldı.
Bu alanlardan bazılarında yakın zamanda başlatılan Yüksek Düzeyli Diyaloglardan ve Türkiye'nin Paris İklim Anlaşması'nı onaylamasından duyulan memnuniyetin ifade edildiği bildiride şunlar aktarıldı:
"Konsey, Türkiye'nin yaklaşık 4 milyon mülteciye ev sahipliği yapma ve ihtiyaçlarını karşılama konusundaki süregelen önemli çabalarını takdir ediyor. Mültecilere ve ev sahibi topluluklara taahhüt edilen AB yardımları zamanında sağlanacaktır."
Bildiride, AB-Türkiye göç mutabakatının sonuç vermeye devam ettiği belirtilirken, Türkiye'ye, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'ni de kapsayacak şekilde mutabakatı eksiksiz ve ayrım gözetmeksizin uygulanmasını sağlama çağrısında bulundu.
Temel haklarda gerileme endişe verici
Bildiride Türkiye'de demokrasi, hukukun üstünlüğü, ifade özgürlüğünün de yer aldığı temel haklar noktasında gerilemenin ve yargı bağımsızlığındaki eksikliğin endişe verici olduğu belirtildi.
"OHAL sırasında alınan kısıtlayıcı önlemlerin hukuka entegre edilmesi Türk halkı üzerinde derin olumsuz etkiler yaratmaktadır" denilen bildiride gazeteciler, akademisyenler, milletvekilleri, siyasi parti mensupları, avukatlar, inan hakkı savunucuları, sosyal medya kullanıcıları ve diğer temel hak ve özgürlüklerini kullanan kişilere karşı süregelen kısıtlama, gözaltı, hapse atma ve diğer uygulamalara göz yumulamayacağı kaydedildi.
Hukuka ve seçim sürecinin bütünlüğüne saygıya da vurgu yapan bildiride Türkiye'ye uluslararası standartlara ve taahhüt ettiği yükümlülüklere uyum çağrısı yapıldı. Türkiye'nin Avrupa Konseyi ve diğer ilgili kurumlarla iş birliği arttırması gerektiğine işaret edilen bildiride, Türkiye'nin üyesi olduğu Avrupa İnsan hakları Sözleşmesi'ni tam olarak uygulaması ve AİHM kararlarına riayet etmesi gerektiğini kaydedildi.
"Konsey Türkiye'nin AB'den giderek uzaklaşmaya devam etiğini üzüntüyle kaydeder" denilen bildiride Türkiye'nin katılım müzakerelerinin durma noktasına geldiği hatırlatılarak yeni bir faslın açılma ya da kapanmasının söz konusu olmadığının altı çizildi.