Hıristiyan Demokrat Birlik Partisi (CDU), kendini göçmenlere açmaya devam ediyor. Parti içerisindeki Türk kökenli siyasetçilerin sayısı ile birlikte, partideki etkinlik sahaları da genişliyor. Bu çerçevede parti Avrupa Parlamentosu seçimlerine biri yedek olmak üzere üç Türk kökenli aday çıkardı. Adaylardan biri Frankfurt Belediye Meclisi üyeliği yapmış, aynı zamanda İslam Konferansı üyesi ve Türk-Alman Kulübü Başkanı Dr. Ezhar Cezairli.
1962’de Antakya’da dünyaya gelen Ezhar Cezairli, 1970 yılında ailesi ile birlikte Almanya’ya gelmiş. Hannover’de diş hekimliği öğrenimi gören Cezairli, evli ve iki çocuk sahibi. Siyasi kariyerine Hessen Eyaleti Uyum Konseyi üyesi olarak başlayan Cezairli, daha sonra seküler ve liberal Müslüman kadınları temsilen İslam Konferansı’na iştirak etmiş. Hristiyan Demokrat Birlik Partisi CDU, kadın-erkek eşitliği ve uyum konularında gösterdiği siyasi angajman nedeniyle Cezairli'ye 2011 yılında Frankfurt Belediye Meclisi Seçimleri'nde aday olması yönünde teklif sunmuş.
‘AB dünya politikalarında daha etkili olmalı'
Belediye Meclisi'ne giren ve CDU üyesi olan Ezhar Cezairli, Meclis'te eğitim- entegrasyon ile kadın ve ekonomi komisyonlarında görev almış. Usul olarak Avrupa Parlamentosu adaylarının partilerce belirlenmesine karşın, Cezairli Avrupa siyasetine duyduğu ilgi nedeniyle adaylık için kendisinin başvurduğunu şu sözlerle aktarıyor:"Zaten Avrupa politikalarına oldum olası, daha Belediye Meclisi'ne girmeden önce ilgim vardı. Avrupa'yı çok önemli buluyorum ve Avrupa politikalarının dünya politikasında daha etkili olması gerektiğini düşünüyorum. Ayrıca çok az sayıda temsil edildikleri için, göçmen kökenlilerin Avrupa Parlamentosu'nda daha fazla yer alması gerektiğine inanıyorum. Bu nedenle kendime bir hedef koydum, dedim ki Avrupa parlamentosu seçimleri yaklaşıyor. Partime giderek, hedeflerimi anlattım ve adaylığımı koymak istediğimi bildirdim. Böylece CDU'dan Avrupa Parlamentosu'na aday oldum."
‘AB sadece ekonomiye değil kalplere de hitap etmeli'
Ezhar Cezairli, AB'nin taşıdığı barış, demokrasi ve ortak refah konseptinin dünya üzerinde tek olduğunu ve bu anlayışın dünya ulusları için bir örnek teşkil ettiğini söylüyor. Avrupa'da yükselen AB karşıtlığına da değinen CDU'lu siyasetçi, AB'nin son zamanlarda sadece ekonomi ve mali konularla anıldığını belirterek, Birliğin sağladığı siyasi ve sosyal getirileri yeniden hatırlatmak gerektiğine dikkat çekiyor.
"İnsanlar, son yıllarda AB kendilerine ne getirdi bunu hissetmez oldular. AB politikalarını kendilerine çok uzak bir şeymiş gibi hissetmeye başladılar. Tabii bu, genel duruma alışmakla da ilgili, mesela Avrupa'da yaşayan birinin başka bir Avrupa ülkesine rahatlıkla gitmesi, orada çalışması, eğitim alması ya da aynı parayla alışveriş yapabilmemiz; tüm bunlar kanıksandı ve bunların AB'den kaynaklı olduğu unutuldu.’ Diyen Cezairli sözlerini şöyle sürdürdü:’Dolayısıyla Avrupa da artık bunu görerek sadece ekonomiye değil, kalplere de hitap etmesi gerektiğinin farkına varmalı."
‘Türkiye'nin tam üyeliği bugün için çok zor'
Cezairli, AB'deki sosyo-ekonomik dengelerin oturması için Birliğin genişleme politikasına bir süre ara verilmesi gerektiğini savunuyor. Türkiye'nin AB üyeliği ile ilgili ise Cumhuriyet tarihiyle birlikte Türkiye'nin kendini Avrupa'nın bir parçası olarak gördüğünü kaydeden Cezairli, kendisinin de Türkiye'yi AB içinde görmek istediğini söylüyor. Ancak CDU'lu siyasetçi, Türkiye'nin tam üyeliğinin bugün itibariyle zor olduğunu da ekliyor:"Almanya'daki ve AB içindeki Hristiyan Demokratlar ve ona yakın partiler Türkiye'nin AB içinde tam üye olmasına karşılar. Ancak CDU içinde Türkiye'nin tam üyeliğini isteyen, buna sıcak bakanlar da var. Benim şahsi fikrim ise, her ne kadar Türkiye'yi AB içinde görmek istesem de, şuan ki durumunu göz önünde tutarak Türkiye'nin tam üye olabileceğine inanmıyorum."