Gündem

AB Bakanı: Vizelerde en zor pazarlık terör tanımı

"Terör tanımının AB’nin 2002’de yayınlanmış çerçeve kararına uydurulması isteniyor, bugünün koşullarında, atabileceğimiz adımlar sınırlı olabilir"

06 Mayıs 2016 16:15

Başmüzakereci ve AB Bakanı Volkan Bozkır, AB Komisyonu’nun Türkiye için vize muafiyeti tavsiye etmesinden önce 3 Mayıs gecesi, Ankara ile Brüksel arasında yoğun bir telefon trafiği yaşandığını söyledi. Bozkır, telefon diplomasisinde öne çıkan konunun ise AB Komisyonu’nun eksik olarak gördüğü Terörle Mücadele Kanunu’ndaki “terör tanımı” nedeniyle iki taraf arasındaki görüş farklılığı olduğunu vurguladı. Bozkır, 11 ülkeye uyguladıkları vizeyi kaldıracaklarını belirterek "10 ülkeye vize uyguluyorduk, artık bu uygulanmayacak. Kıbrıs Rum Kesimi’ne zaten kağıt üzerinde sadece ‘Kıbrıs’ yazısı ile vize veriyorduk. Bu tanıma anlamına gelmiyor" dedi.

Hürriyet'te yer alan habere göre, AB Bakanı Volkan Bozkır, gazetelerin Ankara yöneticileriyle yaptığı sohbettoplantısında, vize muafiyeti sürecinin perde arkasında yaşananları anlattı. Bozkır özetle şunları söyledi:

“3 Mayıs gecesi AB Komisyon Başkan Yardımcısı Frans Timmermans’la saatlerce telefonda görüştük. Eksik olan kriterleri biliyoruz. Bunlardan birisi de Terörle Mücadele Kanunu’ndaki ‘terör tanımı.’ Onlar, terör tanımının AB’nin 2002’de yayınlanmış çerçeve kararına uydurulmasını istiyorlar. Bugünün koşullarında, bizim atabileceğimiz adımlar sınırlı olabilir. Şu andaki ortamda bizim terör tanımını değiştirme lüksümüz olmadığını düşündüğümü belirttim. Bugünkü ortamda biz bu kadar şehit verirken, terörle mücadele bu kadar yoğun sürerken sanki Türkiye’de hiçbir şey yokmuş gibi güzel günlerin tabirleriyle hareket edemeyiz. Terör ve terörist tanımının daha daraltılması görüşündeler. Onların endişeleri, Türkiye terörle mücadele tanımını bu kadar geniş tutarsa vize muafiyeti ve geri kabul anlaşması devreye girdikten sonra, Avrupa’daki mültecilerin bu geniş tarifi gerekçe göstererek siyasi iltica talebinde bulunma ihtimalinden kaynaklanıyor.”

“Bence bu işin en zor ayağı Avrupa Parlamentosu (AP) olacak. Komisyonun tavsiye kararı önce Sivil Özgürlükler, Adalet ve İçişleri Komisyonu’na gidecek, oradan geçtikten sonra genel kurula gelecek. Parlamentoda hak etmediğimiz oluşmuş algıları kırmak gerekecek. AP öyle bir yapı ki, ülkeleriyle bağı olmayan üyeler çok özgür hissediyorlar kendilerini. Kendilerini ispat için de çok heyecanlı çalışıyorlar. Tabii orada da bir grup disiplini gerçeği var. Bu grup disiplinlerini organize etmek için temaslarımızı sürdürüyoruz. Haftaya Strasbourg ve Brüksel’e gideceğim. AP Başkanı, bazı grup başkanları ve etkin parlamenterler ile görüşeceğiz. Bugünkü şartlar devam ederse aşılamayacak bir nokta yok diye düşünüyorum.”