Aslında rutin bir duruşma olacaktı. Savcı iddianamesini okuyacak, sanıklara suçlu olup olmadıkları sorulduktan sonra ikinci celsenin tarihi saptanacaktı. Normal davalarda bu işlemler kısa sürede tamamlanır. Ama bu normal bir dava değil. Beş terör zanlısı hakkındaki iddianamenin okunması yaklaşık on iki saat sürdü. Guantanamo'daki Amerikan esir kampının mahkeme salonunda, davayı izleyenlerin belirttiklerine göre kaotik sahneler yaşandı.
11 Eylül'ü planlamaktan yargılanıyor
Salondaki kargaşa, bir yıl sonra başlaması öngörülen esas davanın ne kadar zor geçeceğinin adeta habercisiydi. Dikkatler davanın baş sanığı Halit Şeyh Muhammed üzerinde yoğunlaşmıştı. Şeyh Muhammed 11 Eylül saldırılarını planlamaktan yargılanıyor. Baş sanık hâkimin sorularını yanıtlamayı ret ederken, avukatı da müvekkiline işkence edildiğini ve davanın adil olmadığını söyledi.
Beş sanık da mahkeme heyetini tahrik etmek ve duruşmayı sabote etmek için elinden geleni yaptı. Kimi kâğıttan uçak yapıp fırlatırken, kimi sohbet etti, kimi kitap okudu ya da dua etti.
Duruşma salonunda kargaşa
Askeri mahkeme, maktul yakınlarıyla subay ve medya mensuplarından oluşan küçük bir grubu duruşma salonuna almıştı. Davanın hukuki olup olmadığı tartışması duruşma boyunca kesilmedi. Sanık avukatları, müvekkilleriyle konuşmalarının engellendiğini öne sürdüler. Dosyalardaki belgeler, Halit Şeyh Muhammed'e yıllar önce işkence edildiğini doğruluyor. Bu ifadelerden hangisinin doğru, hangisinin yanlış olduğunu anlamak hâkimlere düşüyor. Askeri Başsavcı General mark Martins, yapılan değişikliklerle sanıklar açısından adil bir ortam yaratıldığını söyledi. Martins, “Davaya bakıldığında, ortaya yargılamanın adil olduğunu gösteren bir manzara çıkıyor" dedi.
İdama mahkum edilmeleri bekleniyor
Başsavcı gibi kendisi de Amerikan Adalet Bakanlığı tarafından atanan duruşma hâkimi uzun iddianameyi okudu. Sanıklar, uçak kaçırmak, terörizm, cinayet, ihanet ve özel mülkü tahrip etmekle suçlanıyor. Suçlu bulundukları takdirde mahkeme tarafından yüksek ihtimalle idama mahkûm edilecekler.
Duruşmanın usulüyle ilgili saatlerce süren tartışmaların ardından sanıklardan Remzi Binalşib, “Belki bizi bir daha görmezsiniz. Bizi öldürüp, intihar ettiğimizi söyleyecekler!” diye bağırdı. Binalşib, New York'taki ikiz kulelere çakılan uçaklardan birinin pilotluğunu yapan Muhammed Atta ile uzun süre Hamburg'da birlikte kalmıştı.
"Ölüm cezasını hak ettiler"
Sanıkların sergilediği geciktirme taktiği kayıp yakınları açısından son derece acı verici olmalıydı. Çocuk ya da babalarını ikiz kulelerin enkazı altında kaybeden ve davayı izlemek için başvuruda bulunan 250 aile arasından kurayla belirlenen altı aile de duruşma salonundaydı. İkiz kulelerle yapılan saldırıda kardeşini kaybeden Chris Russell suikastçıların ölüm cezasına çarptırılmalarını talep etti.
Russel Amerikan televizyonuna verdiği demeçte, ‘ölüm cezasını hak ettiler. Acı çekmeleri gerekmez. Bu işin uzmanları var' dedi.
(Deutsche Welle Türkçe)
