Yanlış anlaşılmasın, PKK’nın kurucu lideri Abdullah Öcalan yarınki halkoylaması için zaten boykot kararı açıklamıştı. Ancak PKK’nın 20 Eylül’e dek ilan ettiği ‘eylemsizlik’ kararını 12 Eylül halkoylamasına bağlayarak, boykot kararı için son güne dek bekleyeceklerini de söyleyen kendisi olmuştu.
Referandum için son gün, bugün, Öcalan’ın 8 Eylül’de avukatlarıyla görüşmesinin notları da PKK’nın yarı resmi organı Fırat Haber Ajansı’nda (FHA) dün yayımlandı.
Öcalan ‘boykot kararının arkasında’ olduğunu dün ilan etmiş oldu. Bu mesajın yayımlanmasından birkaç saat sonra, -ki mesajın yayımlanmadan önce Kandil’e ulaşmış olduğunu da varsayabiliriz- Siirt’in Eruh ilçesinde yol kesen PKK militanları araçlardaki yolcuların kimliklerini toplayıp güç gösterisinde bulunduktan sonra referandumda oy kullanılmaması tehdidinde bulundular. Bir şey daha yaptılar: 7 Eylül’de Şırnak yakınlarında Kato Dağı’nda bir operasyon sırasında güvenlik kuvvetleriyle girdikleri çatışmada öldürülen 9 PKK militanının intikamının alınacağını söylediler.
Kara Kuvvetleri Komutanı bölgede
Doğrusu, Öcalan’ın boykot kararından dönmemesiyle bölgedeki tansiyon yükseldi, ama 9 PKK’lının öldürüldüğü çatışmadan itibaren zaten yükselmeye başlamıştı. Nitekim avukatlarının ilettiği mesajda, Öcalan da ‘kesinlikle cevap verilmesi gerektiğini’ söylemiş.
Yalnızca dünkü manzaraya baktığımızda dahi bu gerilimi görebiliyoruz: PKK’nın Kandil’deki fiili lideri Murat Karayılan’ın “AKP kalleşlik yapıyor” açıklamasından hemen sonra PKK militan ve sempatizanları bölgenin her yerinde harekete geçti.
Beytüşşebap, Şemdinli, Nusaybin, Yüksekova’da PKK yandaşlarının polisle çatışmaya girdiği olaylar birbiri ardına patladı.
Bölgedeki gerilim askeri birliklerin teyakkuz durumuyla artıyor.
Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Erdal Ceylanoğlu, 25 Ağustos’ta görevi şimdi Genelkurmay Başkanı olan Orgeneral Işık Koşaner’den devralmasından itibaren bölgede. Bayramın ilk gününü Hakkâri’de sınırın sıfır noktasında, ikinci gününü de Şırnak’ta ateş hattındaki birliklerde geçirdi.
Madalyonun diğer yüzünde şu var: Son dönemlerde sınır bölgesindeki can kaybına yol açan karakol baskınları bayram günlerine denk geliyordu. Bu baskınlar sonrası, daha çok Taraf gazetesi tarafından kamuoyuna sunulan görüntü ve bilgiler geniş yankıya yol açıyordu. Ceylanoğlu’nun sınır bölgesinde bizzat bulunarak birlikleri alarma geçirdiği son hafta içinde, en azından bir olayda, daha önce defalarca basılan Üzümlü karakoluna yönelik bir saldırıdan, sınırın Irak tarafında alınan askeri önlemlerle kaçınıldığı bilgisi var.
Sakık: Hükümet yetkili mi, değil mi?
Daha önce yeterince önlem almadığı için karakolları korumasız bırkmakla suçlanan askerler, şimdi de referandum öncei operasyonlar yoluyla boykotu güçlendirmekle suçlanıyor. Oysa BDP’liler, sorumluluğun askerden önce hükümete ait olduğu görüşünde.
Bu konuyu geçen hafta sonu Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani ile görüşen heyetin içinde yer alan BDP Muş Milletvekili Sırrı Sakık ile telefonda görüştük. Muş’un Bulanık ilçesinde referandum çalışmasında bulunan Sakık; “Şu anda bir kahvede oturuyorum” diyor ve şöyle sürdürüyordu: “İnanın herkes bu gerilimi konuşuyor, nereye varacağını soruyor.
Başbakan, ‘eylemler durursa, operasyonlar durur’ diyordu. Ama operasyonlar devam ediyor. Soruna kansız çözüm yanlısı olan kişiler de arada kalıyor. Soruyoruz, Başbakan’ın operasyonlardan haberli olmaması mümkün mü? Hükümet yetkili mi, değil mi? Değilse, biz kendimize başka muhatap mı arayalım?”
Bu gelişmeler üzerine geçen hafta Başbakan Tayyip Erdoğan’ı ağırlayan Diyarbakır’daki hava iyice ağırlaşmış durumda. Akşam üzeri görüştüğüm bazı sivil toplum sözcüleri, PKK’nın yerel komitelerini her an harekete geçirmesinden ve bunun da 12 Eylül’de oy kullanmak isteyen seçmen üzerindeki baskıyı artıracağından endişe ettiklerini söylediler.
Son gelişmelerin ardından 12 Eylül referandumunun Doğu ve Güneydoğu’da belli bir gerilim altında yapılacağı anlaşılıyor. (Yalnız o bölge de değil, BDP’li Akın Birdal dün Bursa’da konuşmasını yaparken saldırıya uğradı.)
Bu gerilimin referandum sonucuna ne gibi etki yapacağını şimdiden kestirmek güç.
(Murat Yetkin - Radikal - 11 Eylül 2010)