T24 - Türkiye’nin, İsrail’e karşı yaptırımları arasında sıraladığı “Doğu Akdeniz’de seyrüsefer güvenliği” maddesi, her iki ülkenin savaşın eşiğine girebileceği tartışmasını beraberinde getirdi.
Çatışma endişesinin odaklandığı bölge ise, İsrail’in karasularının 12 mil olmasına rağmen Gazze ablukası için 20 mile kadar müdahale edeceğini açıkladığı 8 millik alan! Milliyet gazetesinde yer alan haber şöyle:
Türkiye’nin İsrail’e karşı aldığı Akdeniz’de ‘seyrüsefer güvenliği’ kararı tartışma yarattı.
Türkiye ile İsrail arasında sıcak çatışma ihtimali doğuran kararı Milliyet’e değerlendiren uzmanlar, 8 millik bölgede olabileceklere ve Türkiye-İsrail ilişkilerinin geleceğine ilişkin şunları söyledi:
ABD ve AB devreye girer
n Kadir Has Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Aydın: İsrail’in Gazze Ablukası konusunda ‘20 mile kadar mühale edebilirim’ deklarasyonu var. 8 mil daha genişletti kara sularını. Türk savaş gemileri eşliğinde bir gemimiz giderse İsrail uluslararası sularda müdahale eder mi yoksa kendi karasularına kadar bekler mi tek kriz noktası burasıdır. Çatışma ihtimali bu tür durumda gündeme gelebilir. Ama bu tür şeyleri kestirmek kolay değil. Çatışma olasılığı belirdiğinde başta ABD olmak üzere AB ve diğer ülkeler devreye gireceklerdir. Diplomasi yürütülür böyle durumlarda. Karşı karşıya gelindi diye ateş edilecek diye birşey yok. Gemiler birbirinin önüne geçerek durdurabilir.
Türkiye zarar görür
ODTÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hüseyin Bağcı: Benim beklentim çatışma olasılığının az olduğu yönünde. Türkiye’nin ABD, NATO ve AB ilişkileri açısından dolayı. Herkes İran ve İsrail birbirine girecek diye beklerken, Türkiye ve İsrail birbirine girecek mi diye tartışmaya başladık. İran’da Ahmedi Necat sarayından kıkır kıkır gülüyordur bize. ‘Türkiye İran’ın yerine mi geçiyor?’ sorusunu sormak lazım. Böyle bir tehdit kayması mı yaşıyoruz. Türkiye Mavi Marmara tipi gemileri savaş gemileriyle gönderirse sorumluluğu alır. İsrail ile Türkiye arasındaki bir çatışmadan en fazla zarar görecek olan Türkiye’dir. Türkiye’nin kaba güç kullanan ülke imajını vermemesi gerekiyor. 8 mil ciddi, asıl çatışma beklentisi olan bir yer. Uluslararı hukuk çerçevesnide çözümlenmesi gereken olay. Eğer Türkiye donanmasını savaşma amacıyla gönderecekse farklı birşey. Bir tehlike oluşuyor, Türkiye Ortadoğu’nun İsrail’i olmaya doğru gidiyor. Bütün komşularla sıfır problem yaklaşımında komşularla çok sıfırlı problemlere gidiyoruz.
Hukuki sorunlara yol açar
Emekli Büyükelçi Nüzhet Kandemir: Diplomatik ilişkilerin kesilmesinin istenilen sonuçları vermeyeceği kanaatindeydim. Herhalde askeri kesimle istişare halinde alınmış bir karardır. Burada bunların Türkiye’ye lazım olup olmadığı konusu var. Türk Silahlı Kuvvetleri bu konuda gerekli tedbirleri ve tertipleri almıştır bu da normaldir. Doğu Akdeniz’de seyrüsefer serbestisi dendiğinde İsrail’in uzun yıllardan beri o bölgede kendi işine gelmeyen gemileri durdurması, yolunu çevirmesi ya da el koyması gibi olaylar cereyan ediyor. Eğer Türkiye Doğu Akdeniz’de bu tür olaylara müdahale edecek ise o zaman Türk Deniz Kuvvetleri’nin ve silahlı kuvvetlerin işe müdahil olması bahis konusudur ki bu da uluslararası düzeyde hem pratik hem de hukuki bir takım sorunları beraberinde getirecektir.
İsrail geri adım atmaz
Eski Dışişleri Bakanı İlter Türkmen: Türkiye’nin ne yapabileceği belli değil daha. Mesela ablukayı tanımıyoruz. Bunun için hukuk yollarına müracat edeceğimiz söyleniyor. Hangi hukuk yollarına. Bu konuda Adalet Divanı’na tek taraflı başvuru imkanı yok. Orada bir engel var. Sert bir tepki gösteriyoruz. İsrail’in bize çok muhtaç olduğu kanaatini taşıyoruz. İsrail bu sert tepki karşısında geriler umudu var. Ama İsrail de öyle kolay kolay gerileyecek bir ülke değil. Bundan sonrası için karşılıklı kızgınlıkların dinmesini beklemek lazım. Belki ilişkileri kolaylaştırmak için araya bazı devletler girer.
ABD izin vermez
Stratejist Prof. Dr. Ümit Özdağ: Kişisel olarak çatışma noktasına geleceğine, her iki tarafın buna müsaade edeceğine inanmıyorum. ABD ile ilişkiler de buna müsaade etmez. Bir taraftan İsrail’e karşı önlemleri açıkladığı gün, hükümet füze kalkanı projesini tartışmasız açıkladı. Bu da tesadüf değil. Akdeniz’de amiralleri tutuklu donanmanın böyle bir çatışmanın içinde olacağını düşünmüyorum. Önümüzdeki dönem Türkiye’de ekonomik kriz olursa bunu politik yöntemlerle manipüle etmenin aracı olarak o sularda bayrak gösterme gibi politika izleyebilir.