Hürriyet yazarı Cengiz Semercioğlu, Şu an 4500 kişilik olan Harbiye Açıkhava Tiyatrosu'nun tamamen yıkılıp yerine 7 bin kişilik yeni bir salon yapılacağını yazdı. Konuya ilişkin İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür Daire Başkanı Abdurrahman Şen'le görüşen Semercioğlu, "Yıkılıp yerine modern bir Açıkhava Tiyatrosu yapılacakmış. Bu yaz konserlerinden hemen sonra kazma vurulup bir yıl içinde bitirilmesi planlanıyormuş" dedi. "1969’da açılan AKM için bile tarihi eser tartışmaları sürerken, 1947’de hizmete giren Açıkhava Tiyatrosu tarihi eser değil mi?" sorusunu yönelten Semercioğlu, "Anıtlar Kurulu’ndan ne ara yıkım izinleri alındı, ne ara her şey kitabına uyduruldu ve kimsenin bundan haberi olmadı?" eleştirisinde bulundu.
İBB'den yalanlama
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB), Harbiye Açık Hava sahnesinin yıkılacağı haberleriyle ilgili yazılı açıklama yaptı.
Büyükşehir Belediyesi'nden yapılan açıklamada; "Harbiye Açık Hava Sahnesi'nin tamamen yıkılıp yeniden yapılması söz konusu değildir. Burada yapılması öngörülen işlem uzun yıllardır düşünülen ve olumsuz hava koşullarına karşı sahnenin üzerine açılır-kapanır tavan yapılmasından ibarettir. Çalışma ile sahnenin daha uzun süreli kullanımı amaçlanmaktadır. Proje sahnenin özgün yapısı korunarak hazırlanmıştır ve kurulların onay süreci beklenmektedir" ifadesi kullanıldı.
Açıklamada; "İBB Kültür Daire Başkanı Abdurrahman Şen'in 'Harbiye açık hava tamamen yıkılıp yeniden yapılacak' şeklinde bir açıklaması olmamıştır" sözlerine yer verildi.
Semercioğlu'nun Hürriyet'te "Meğer Açıkhava Tiyatrosu tamamen yıkılacakmış..." başlığıyla yayımlanan (20 Mayıs 2016) yazısı şöyle:
Ben düne kadar Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava Tiyatrosu'nda sadece üzerine açılır-kapanır bir tavan yapılacağını, sahne ve kulislerin yenileceğini ve modernize edileceğini sanıyordum...
Meğer değilmiş...
Habire yazıp duruyorum ya Açıkhava’da bu yıl son konserler yapılacak, sonra üstü kapanacak diye...
Önceki akşam işin aslını öğrendim ve çok şaşırdım...
Yenileme falan değil, “üstü kapanacak” denilen şey tam anlamıyla bir yıkım çalışması olacakmış...
Şu an 4500 kişilik olan Açıkhava tamamen yıkılıp yerine 7 bin kişilik yeni bir salon yapılacakmış...
Bu bilgiyi önceki akşam Çırağan’da sohbet yemeği yediğimiz İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür Daire Başkanı Abdurrahman Şen’den öğrendim...
İnanamadığım için defalarca sordum, “Tamamen yıkılacak mı” diye...
“Evet” dedi, Şen...
Yıkılıp yerine modern bir Açıkhava Tiyatrosu yapılacakmış...
Açıkhava Tiyatrosu’nun alanı geçen ay yıkılan Cahide’ye doğru genişleyecek, sahnesi sağa doğru kaydırılıp çok daha büyütülecek...
7 bin seyirci kapasitesine çıkarılacak...
Üstüne akustiği bozmayacak şekilde açılır-kapanır bir tavan yapılacak ve yeni Açıkhava yılın 12 ayı hizmet veren bir yere dönüşecek...
Bu yaz konserlerinden hemen sonra kazma vurulup bir yıl içinde bitirilmesi planlanıyormuş...
“Proje hazırlandı mı, görebilir miyim” diye sordum Abdurrahman Şen’e...
“Proje hazır, nasıl bir salon olacağı da belli ancak şu anda fotoğrafları paylaşmam doğru olmaz” dedi...
Peki 1969’da açılan AKM için bile tarihi eser tartışmaları sürerken, 1947’de hizmete giren Açıkhava Tiyatrosu tarihi eser değil mi?
Anıtlar Kurulu’ndan ne ara yıkım izinleri alındı, ne ara her şey kitabına uyduruldu ve kimsenin bundan haberi olmadı?
Onu da anlatayım...
70 yıllık Açıkhava tarihi eser değil mi?
1912-1920 arasında İstanbul’un belediye başkanlığını yapmış, daha da önemlisi Türkiye’de modern cerrahinin ve Tıp Fakültesi’nin kurucusu olan Cemil Topuzlu’nun adını taşıyan Harbiye Açıkhava 2017’de 70 yaşına girmeye hazırlanıyordu...
Şehircilik uzmanı Henri Prost’un 1930’larda İstanbul için hazırladığı imar planında yer alan Açıkhava’nın temelini 1946 yılında dönemin belediye başkanı Lütfi Kırdar atmıştı...
İnşaatında Uzunköprü’den getirilen kesme taşların kullanıldığı Harbiye Açıkhava Tiyatrosu, 70 yıl boyunca İstanbul kültür sanat hayatının can damarlarından biri oldu...
Bu süre içinde dünyanın en büyük yıldızlarını ağırladı...
Türkiye’nin en büyük starları unutulmaz konserler verdi...
Unutulmaz gösterilere ve oyunlara ev sahipliği yaptı...
Hepimizin anılarında sarsılmaz bir yeri oldu Açıkhava’nın...
Şimdi 70 yaşını görmeden kendi ellerimizle yıkmaya hazırlanıyoruz Açıkhava’yı...
Üstelik Emek’te, AKM’de olduğu gibi çökme tehlikesi var, fareler bastı gibi gerekçeler de yok ortada...
İstanbul’un 2020 Olimpiyat adaylığında yıkım izni çıktı
Bizim üzeri açılır-kapanır olacak diye baktığımız Harbiye Açıkhava’nın yıkım izinlerinin alınması 4 yıl öncesine kadar uzanıyor...
İstanbul’un 2020 Olimpiyatları’na aday olduğu dönemde, 2012 yılında teftiş için gelen Uluslararası Olimpiyat Komitesi üyelerine halter müsabakalarının yapılabileceği mekanlar da gösteriliyor...
Olimpiyat komitesinin denetçileri Açıkhava’yı çok beğeniyorlar, “Ancak buranın kapalı bir salona dönüşmesi lazım” diyorlar...
Olimpiyatı alacağız sevdasıyla apar topar izinler alınıyor, sadece üzerinin kapatılması değil, Açıkhava için yıkım izni de o dönem çıkıyor...
Olimpiyatlar için Madrid ve Tokyo’yla yarışan İstanbul, 7 Eylül 2013’te yapılan oylamada 2020 olimpiyatlarını Tokyo’ya kaptırınca Açıkhava’da halter müsabakaları da hayal oluyor...
O dönem alınan yıkım kararı da bu yaz sonu yeni bir Açıkhava yapmak için hayata geçiyor işte...
Neden yıkıyoruz
Harbiye Açıkhava 70 yıllık bir mekan... Cumhuriyet 93 yaşında zaten...
Türkiye’nin kültür sanat hayatının neredeyse tamamına yakınına tanıklık etmiş bir yapıdan bahsediyoruz... İstanbul’da kültür-sanat adına yapılan ilk yerlerden biri burası...
Buranın özellikle kulislerini en çok eleştirenlerden biri benim...
Yıllardır yazıyorum, bu kulislerin sanatçılara yakışmadığını, yenilenmesi gerektiğini... Ama tamamen yıkmak kimin aklına gelirdi ki... Yıkmak yerine olduğu gibi kalsa, korunsa... Kulisleri düzeltilse, kulis arkasına doğru genişletilse, modernleştirilse...
İlla üstünü kapatmak gerekiyorsa bu haliyle kapatılsa...
Ya da kapatılmayıversin canım...
12 ay kullanılacak salon yapacak başka yer mi yok koca İstanbul’da...
Hazır önümüzde bir olimpiyat adaylığımız da yokken...
Öyleyse Açıkhava’yı neden yıkıyoruz...
Abdurrahman Şen’le yemeğimizde ben bu sorunun yanıtını öğrenemedim...
Belki kamuoyunun merakını giderecek bir yetkili çıkar...