Gündem

70 çocuk öksüz ve yetim

Mardin Mazıdağı Bilge Köyü'ndeki saldırı 70 günahsız çocuğu annesiz ve babasız bıraktı.

07 Mayıs 2009 03:00

Mardin Mazıdağı Bilge Köyü'ndeki saldırı 70 günahsız çocuğu annesiz ve babasız bıraktı. Öksüz ve yetim çocuklar arasında süt emen bebekler de bulunuyor.

Validen şaşırtan öneri: Kızlara ayrı okul

Mardin'deki katliama 10 tutuklama

Bilge köyünden göç başladı - FOTOGALERİ

İşte acının fotoğrafları - FOTO GALERİ

Düğün evine kanlı baskın - VİDEO

Katliam, köyde aralarında süt emen bebeklerin de bulunduğu 70 çocuğu öksüz ve yetim bıraktı. Önceki gün toprağa verilen anne ve babalarının mezarlarına giden kimi hiçbir şeyin farkında olmayacak kadar küçük olduğu çocukların görüntüleri tüm Türkiye'yi gözyaşlarına boğdu. Çocuklara Kürtçe bilen psikologlarca destek verildiği belirtildi.

Mardin Sosyal Hizmetler İl Müdürü Fevzi Hamidi, köylülere sosyal destek vermek amacıyla ekip oluşturduklarını belirterek, şunları söyledi:
“Saldırı nedeniyle 35 çocuğun hem annesi, hem de babası ölmüş. Ayrıca annesi ölen 20, babası ölen 15 çocuk tespit ettik. Köyde Kürtçe bilen bir psikolog görevlendirdik. Kadın ve çocuklara yönelik rehabilitasyon çalışması başlattık. Anne ve babasını kaybeden çocukların yakınları kabul ederse devlet koruması altına alacağız. Kabul etmezlerse her çocuk için ailelere 350 TL para yardımında bulunacağız.”
Ancak çocukların devlet koruması altına alınma teklifine köylülerin sıcak bakmadığı belirtildi.

‘Kardeşlerimle mezarlıktan ayrılmıyoruz’

Mezarlıkta dua eden 12 yaşındaki Sıddık Çelebi, olayda annesi Arife Çelebi ile iki amcası ve iki dayısını kaybettiğini belirterek, “Annem nişana gitmişti. Biz kardeşlerimizle evdeydik. Silah sesleri duyduk. Muhtarın kızının sesi geldi. Eve gittiğimizde çok yaralı vardı, her yer kandı. Babam ve diğer köylüler, herkesi arabalara koydu. Hastaneye götürdüler. Sonra kara haber geldi. Annemin öldüğünü duydum” dedi.

Saldırı mağduru çocuklardan biri de 11 yaşındaki Muhammet Selim Çelebi. Annesi, ablası ve yeğenini kaybetmiş.

Anne ve babası öldürülen 11 yaşındaki Canan Çelebi de, “Ortada kaldık. Teyzem bizi yanına alacağını söyledi. Durumumuzun ne olacağını bilmiyoruz. Kardeşlerimle birlikte mezarın başından ayrılmıyoruz” diyor.

Nişan ve berdel için toplandılar

Katliam gecesinde, Çelebi ailesi sadece Habip Arı ve kızları Sevgi’nin nişanı için, değil aynı zamanda berdel için de bir araya geldiği iddia edildi.
Saldırıda yakınlarını kaybeden Abdulrahim Çelebi, şöyle konuştu: “Halil Çelebi yeğenimdi, vekil öğretmenlik yapıyordu. Aynı zamanda açıköğretimde okuyordu. Halil, Habip Arı’nın kardeşi Emine ile nişanlanacaktı. Habip de Sevgi Çelebi ile nişanlanacaktı.

‘Onları da davet etmiştik’

Saldırganlar halamız Berfu Çelebi’nin çocukları. Onlarla olaydan bir saat önce konuştuk. Beraber göreve gidiyor, okey oynuyorduk. Nişan için onları da davet etmiştik, ama gelmediler. Demek ki planlamışlar. Şahit bırakmamak için herkesi öldürdüler sonra terör saldırısı demeyi düşünmüşler.”

Kan davası iddiası

Köylüler, Bilge Köyü’nde 1985 yılında Çelebi ailesi ile sonra Bursa’ya göç eden ve ‘Şeyh ailesi’ olarak bilinen aile arasında kan davası olduğunu anlattı. Köylülerin anlattıklarına göre; Katliamı yapanların babası Şeyhmuz Çelebi öldürüldü. Kan davasının başlaması üzerine, Şeyh ailesi Bursa’ya göç etti. Göç eden aileden kalan toprakları ve balık çiftliklerinden Çelebi ailesi kendi arasında paylaştı. Saldırganların ailelerine bu toprak ve balık çiftliklerden az düştüğü için bir husumet başladı. Zaman içinde saldırıya uğrayan aile zenginleşirken saldırıyı düzenleyen aile fakir kaldı.

Yasak ilişki iddiası

Bilge Köyü’ndeki katliamın nedeniyle ilgili ortaya atılan iddialardan biri de Şıh Mehmet olarak tanınan Mehmet Çelebi’nin eşi hakkında… Köylülerden birinin verdiği ifadeye göre; Katliamın elebaşısı olmakla suçlanan Mehmet Çelebi’nin 10 çocuklu eşinin öldürülenlerden birisiyle ilişkisi vardı. Kadının bu ilişkiden hamile kaldığı, bunu öğrenen Mehmet Çelebi’nin katliamı gerçekleştiği öne sürüldü.

Kadınları bile silahlı

Taziye için komşu köyden gelen ve isminin yazılmasını istemeyen bazı köylüler ise iki aile arasında küçük de olsa husumet olduğunu söylerken koruculuk sistemini de eleştirdi:
“Bilge köyü, kadınlı erkekli silahlıdır. Devlet herkesin eline silah vermiş. Cahil adamın eline devlet silah verirse bu tür olaylar normaldir. Bu katliamı yapmasının nedeni, aileyi silahsız yakalamış olmalarıdır. Çünkü geride kimse kalmasın diye kökünü kazımak istemişler. Devlet kimlere silah verdiğini iyi bakmalı.”

Katliam sonrası göç başladı

Bu arada saldırıyı gerçekleştirdikleri gerekçesiyle tutuklanan 8 kişinin yakınlarından oluşan 12 aile köyü terk etmeye başladı. Aileler eşyalarının yanı sıra, hayvanlarını da kestikten sonra etlerini kamyonlara yükleyerek köyü terk ediyor. Göç edenlerden Ahmet Çelebi, suçsuz olduklarını belirterek can güvenlikleri olmadığı için köyden ayrılmayı kararlaştırdıklarını söyledi.
Zanlıların ve yakınlarının oturduğu toplam 12 evin çevresinde olası saldırıya karşı köyde geçici karakol oluşturan jandarma devriye geziyor.

Köyde yaşlı kalmadı

Saldırıda Çelebi ailesinin bütün yaşlıları hayatını kaybetti. Ailenin en yaşlısı olarak geride 47 yaşındaki Osman Çelebi (ölen köy muhtarı Hacı Halim Çelebi’nin ağabeyi) kaldı.

Saldırganlardan 4’ünün eve girdiğini diğerlerinin kişi dışarıda beklediğini belirten Osman Çelebi şöyle konuştu:
“İçeriye girenler ikisi kadınların bulunduğu odayı, diğer ikisi de erkeklerin bulunduğu kısma yönelmiş. ‘Bakalım kim sizi kurtaracak’ diyerek ateş açmışlar. Ağır yaralanan ağabeyim, hastaneye kaldırılırken yolda oğluna ‘Vasiyetimdir bizi tarayan, öz yeğenlerimizdir. Kimsenin günahını almayın’ demiş.”

‘Konuşursam öldürürler’

24 saat gözaltında kaldıktan sonra yeğeni Mustafa ile serbest bırakılan Ahmet Çelebi, şöyle konuştu:
“Konuşursam öldürürler. Savcı bana ‘Şunu şunu sen öldürdün’ dedi. Ben de olay saatinde başka yerde olduğumu ispat ettim. Bunu Osman Çelebi yaptı. Dokuz yıldır muhtara kini var. Geçen seçimde muhtara ‘Fazla yaşıyorsun. Şimdiye kadar yaşamamalıydın’ dedi. Seçimden üç gün evvel amca çocukları birbirine kurşun sıktılar ancak bunu örtbas ettiler. Alo 156 Jandarma’da kayıtları var. Alay komutanı üç gün içinde köyden çıkmazsak bizim güvenliğimizi sağlamayacağını söyledi. Köyden çıktıktan sonra konuşacağım.”