Gündem

66 aylık çocuklar okula başlamaya hazır mı?

2012-2013 eğitim-öğretim dönemi öncesi veliler de öğretmenler de '66 aylık çocuklar okula başlamak için hazır mı' sorusuna cevap arıyor

17 Ağustos 2012 14:52

4+4+4 eğitim sistemine veliler gibi öğretmenler de temkinli yaklaşıyor. Eğitim uzmanları, 60-66 aylık çocuklara eğitim verecek öğretmenlerin, bu yaş grubu için yeterli donanım ve formasyona sahip olmadıklarını belirtti. Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim ve Fen Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Hanefi Bostan, “4+4+4 doğru bir eğitim sistemi değil. Milli Eğitim Bakanlığı, velilerin yoğun tepkisi üzerine ara formül bulmaya çalışıyor. Ara formül rapor aldırmaya yönelik. Bakanlığın tutumu ‘veliler hastaneden rapor alsın’ şeklinde. Veli ve öğrenciyi bu yola itmek doğru değil” dedi. Bahçeşehir Kolejleri’nin girişimiyle Türk akademisyenler tarafından yeni müfredata göre geliştirilen bilimsel testle 60-66 aylık çocukların okula akademik olarak ne denli hazır oldukları ölçülecek.

Çocuk Hakları Merkezi’nce yapılan açıklamada, “Bir çocuğun erken çocukluk döneminde almış olduğu ‘fiziksel ya da zihinsel olarak okula uygun değildir’ raporu onun normal olan gelişimsel özelliğini, ‘gerilik’ olarak tanımlamak anlamına gelir. Bu da çocuğun, sonraki yaşamında gelişimsel geriliğe sahipmiş gibi yeniden önüne gelebilir. Oysa her çocuğun gelişim özelliği farklıdır ve bu farklılıklar hiçbir zaman çocuklar için bir dezavantaj haline dönüşmemelidir” denildi.

 

Okula başlama yaşına bilimsel test


Bahçeşehir Kolejleri’nin girişimiyle Türk akademisyenler tarafından yeni müfredata göre geliştirilen bilimsel testle 60-66 aylık çocukların okula akademik olarak ne denli hazır oldukları ölçülecek.

Sibel Kahraman'ın Milliyet'teki haberine göre; ilköğretime başlama yaşının sıkıntıları devam ederken New York Üniversitesi ve Bahçeşehir Üniversitesi öğretim üyesi Doç. Dr. Selçuk Şirin başkanlığında hazırlanan bilimsel test ailelerin kaygılarına son vermeyi amaçlıyor. Test, özellikle 60-66 aylık çocukları olan velilerin yaşadığı “5 yaşındaki çocuğum okula hazır mı?” sorusuna çeşitli fotoğraflarla çocuğun görsel, işitsel algılarını ve dikkatini ölçerek cevap veriyor.


Ne denli hazırlar ölçülecek


Bahçeşehir Kolejleri’nin girişimiyle Türk akademisyenler tarafından yeni müfredata göre geliştirilen test 60-66 aylık çocukların okula akademik olarak ne denli hazır olduklarını ölçmek için tasarlandı. Test, New York Üniversitesi’nden Gelişim Psikoloğu Doç. Dr. Selçuk Şirin, Hacettepe Üniversitesi’nden Okul Öncesi Eğitim Uzmanı Dr. Tülin Güler, ODTÜ’den Okul Öncesi Eğitim Uzmanı Dr. Refika Olgan ve Bahçeşehir Koleji Okul Öncesi Eğitim Uygulamacısı ve Okul Müdürü Demet Köklü tarafından hazırlandı.

İsim, soy isim gibi kişisel soruların da bulunduğu test yaklaşık 50 sorudan oluşuyor. Her sayfasında farklı bir şekil veya resmin bulunduğu testlerde; görsel algı (el-göz koordinasyonu, şekil ayrımı, şekil sabitliği, mekanda konum, mekansal ilişkiler), işitsel algı (dinleme, konuşma, sesleri ayırt etme), dikkat ve bellek, el becerisi (çizme, boyama, kesme) özbakım becerileri ile ilgili çalışmalara yönelik sorular bulunuyor.


Okul becerisine sahipler mi?


Doç. Dr. Selçuk Şirin, Bahçeşehir Okula Hazırlık Testi’ni diğer testlerden ayıran en önemli özelliğin testin tamamen Türkiye toplumu ve eğitim sistemi gerçeklerinden hareket ederek, Türk eğitim sistemindeki son değişiklikleri dikkate alarak hazırlanması olduğunu söyledi. Testin amacının çocukların okul için gerekli olan becerilere sahip olup olmadıklarının ölçülmesi olduğunu belirten Doç. Dr. Şirin, “Çocuğun okula başlamasında tek kriter biyolojik yaş olamaz. 60 aylık çocuk okula hazır olabilir ancak 7 yaşında çocuk okula hazır olmayabilir.

Konuya biyolojik tartışmaların ötesinde akademik olarak bakılmalı” dedi. Bahçeşehir Koleji Müdürü Demet Köklü ise çalışmanın bir sosyal sorumluluk projesi olduğunu belirterek, “Velilerin kafalarındaki soru işaretlerine cevap verecek, kaygılarını sona erdirecek bir test geliştirdik. Test tüm Türkiye’deki Bahçeşehir Kolejleri’nde ve Uğur Dershaneleri’nde 60-66 aylık çocuklara ücretsiz olarak uygulanacak. Bunun için tüm öğretmenlerimiz de eğitimden geçirildi” dedi.


Test karar değiştirtti


Çocuklarına testi uygulattıran velilerin de bulunduğu toplantıda, 61 aylık çocuğu İlhan Öker’e testin uygulandığını söyleyen anne Ceyda Öker, “İlhan’ın yaşı küçük olduğu için anaokuluna göndermeyi düşünüyorduk. Ancak testin sonucunda ilkokula hazır olduğunu öğrendik. Bu nedenle ilkokula göndereceğiz” dedi.

 

Öğretmenler de 4+4+4'ten umutsuz

 

4+4+4 eğitim sistemine veliler gibi öğretmenler de temkinli yaklaşıyor. Eğitim uzmanları, 60-66 aylık çocuklara eğitim verecek öğretmenlerin, bu yaş grubu için yeterli donanım ve formasyona sahip olmadıklarını belirtti. Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim ve Fen Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Hanefi Bostan, “4+4+4 doğru bir eğitim sistemi değil. Milli Eğitim Bakanlığı, velilerin yoğun tepkisi üzerine ara formül bulmaya çalışıyor. Ara formül rapor aldırmaya yönelik. Bakanlığın tutumu ‘veliler hastaneden rapor alsın’ şeklinde. Veli ve öğrenciyi bu yola itmek doğru değil” dedi.

Vatan gazetesinden Mert İnan'ın haberi şöyle:


'50 bin öğretmen açıkta'


“50 bin öğretmen, norm kadro fazlalığı nedneiyle açıkta kalma riski taşıyor. Eski sistemde ilkokul 5 sınıf okutuluyordu. İlkokula ilave olarak 3 sınıf ortaokuldu. Yeni sistemde ilkokul 4 sınıf okutulacak. Yeni dersliklerin tamamının eğitim yılına yetişmesi çok güç. Geçmiş dönemde 5.sınıfa ders veren öğretmenlerin, 60-66 aylıkların gideceği 1.sınıflara kaydırılması söz konusu. Böyle bile olsa binlerce öğretmen açıkta kalacak.”


'Okullar 8-9 yaşa göre'


“Mevcut okulların fiziki altyapıları yetersiz. Okullar 8-9 yaşındaki çocukların fiziki durumuna uygun yapıldı. Yaş farkı 1.5-2 olan öğrencilerin aynı sınıfta okumaları yanlış. Sınıf öğretmenleri 5-6 yaş çocuklar için formasyon almadı. Öğretmenler yeni döneme hazırlanmadı. 5.5 yaşında bir çocuğu ilköğretime başlatmak hem öğretmen, hem de çocuk için sorun teşkil eder.”


'Fiziki kaynak yok'


Mustafa Kavlu (Öğretmen-Türk Eğitim-Sen 7’nolu Şube Başkanı) “Öğretmenler norm kadro fazlası durumuyla karşı karşıya. Birçok meslektaşımız yeni sistem nedeniyle açıkta kalacak. Milli Eğitim Bakanlığı’nın ne yapacağını netlik kazanmadı. Sınıf öğretmenlerinin durumu ne olacak bilmiyoruz. Birçok branş öğretmeni 4+4+4 nedeniyle açıkta kalacak gözüküyor. MEB fizki kaynak ayırmadı. Okulların fiziki çalışmalarını yapmak okul idarelerine bırakıldı. Ancak geçtiğimiz yıl 3 bin 800 okul müdürüne bağış topladığı gerekçesiyle dava açıldı.”


'Pedagojik olarak yanlış'


"Mevcut okulların fiziki alt yapısı henüz 5.5 yaşındaki çocuklar için hazır değil. Okullar açılana kadar hazır hale getirileceği söylense bile kuşkuluyuz. Ocak 2006 doğumlu olan çocuk ile 2007 doğumlu olan çocuğun aynı sınıfta okutulması pedagojik açıdan doğru değil. Veliler rapor telaşına düştü. Rapor için aranan kriter hem uzman doktor olması, hemde devlet hastanesinde çalışıyor olması şeklinde. 5 yaşındaki bir çocuğu hastane ortamına sokmak pediatrik açıdan doğru değil. Okullardaki rehber öğretmenler de görevlendirilsin.”


'2 yıl sonra rayına oturur'


“Deniyor ki, belli bir metrekareden fazla okulların müdür odaları sınıfa dönüştürülsün ve müdürlerin odaları daha küçük olsun. Bu düşünce ve uygulamalar eğitimde çözüm üretmez. 5-6 yaş arası çocukların gelişiminde haftaların bile önemi söz konusu. Öğretmenlerin eğitimleri bu yaş grubu çocuklar için yeterli değil. Sistem ancak 2 yıl sonra rayına oturur. Yeni dönemde maalesef kaos yaşarız. Yeni sistemin ilk 2 yılında okula başlayacak çocuklar bu işin çilesini çeker. Yeni sistem nedeniyle 50 bine yakın öğretmen açıkta kalacak. İstanbul’daki birçok sınıfın mevcudu 60 kişiyi bulacaktır. ‘30 kişilik sınıflar olacak’ deniyor ama maalesef bu düşünce hayal. Özellikle varoşlar diye tabir edilen bölgelerde çok fazla yığılma olabilir. Öğretmenlerimiz 60-66 aylık çocuklar için eğitim almadı. Genellikle 7 yaş baz alınarak bir formasyon gördüler.”


'Kademeli olmalıydı'


Doç. Dr. Selçuk Şirin (New York Üniversitesi Gelişim Psikoloğu): “Amerika’da son trend şöyle; Ana sınıfından ilkokul 3’üncü sınıfa kadar çocuklar için bir gelişim dönemi kabul ediliyor. Bu dönemin öğretmen ve müfredatı 4’üncü sınıf ve üstü için farklı değerlendiriliyor. Özel müfredat hazırlanıyor. Matematik, dil eğitimi gibi dersler ana okulundan başlıyor. ABD’de ana okulundan 3.sınıfa kadar olan dönemin öğretmeni aynı kişi oluyor. ABD’de öğretmenler sadece üniversitede eğitim almıyorlar, görev yapacak okullarda da eğitim görüyorlar. Uygulamacı mastır öğretmenler tarafından akademisyenlerle birlikte eğitim veriliyor. ABD sistemi veriye dayalı uygulanır. Pilot uygulamanın ardından sistem değişikliğine gidilir. Reform yaparken iki unsur önemlidir, pilot çalışmalar ve aşamalı geçiş. Türkiye’deki 4+4+4 sistemi, 72 aylık çocuk yaşından, 60 aylık çocuk yaşına kademeli indirilmeliydi. Her yıl yaş ortalaması 3 ay, 3 ay şeklinde aşşağı çekilebilirdi. Sistem sorunsuz işler.”


‘Ana sınıfına danışsınlar’


Hacettepe Üniversitesi Doç. Dr. Tülin Güler (Okul öncesi eğitimi Ana Bilim Dalı): “Türkiye’deki ilkokul öğretmenleri 60-72 ay çocuklar için eğitim almıyorlar. Bu yaştaki çocukların gelişim dönemleri ve çocuklarla kullanabilecekleri öğrenme ve öğretme stratejleri MEB tarafıdan yaz başından itibaren anlatılmalıydı. 4+4+4 sistemini doğru bulmuyorum. Zaten 1.sınıf öğretmeni olmak çocuklar için belli bir uyum dönemi gerektirdiğinden zordur. Öğretmenler, 60-72 aylık çocukları tanımadıklarından dolayı yeni eğitim yılında büyük bir karmaşa yaşanacak. İlköğretim 1.sınıflara ders verecek öğretmenlerin okul öncesi öğretmenlerle işbirliği yapması ve bu öğretmenlerin çocuklara nasıl yaklaştıklarını sorup öğrenmelerini öneriyorum. Öğretmenler, mutlaka ana sınıfı öğretmenleriyle bağlatılı kurmalı; Okul öncesi eğitimle ilgili teori kitaplarından faydalanmalıdır.”


Derslik sorunu


Sultan Uçar'ın Habertürk'tek, haberine göre, yeni sisteme geçişle birlikte okula başlama yaşı 72 aydan 66 aya çekilirken, 1. sınıfa başlayacak olan öğrenci sayısının bir anda 1 milyon kişi artması nedeniyle, bir yandan derslik açığı sorununu kapatılmaya çalışılıyor. Diğer yandan da “Ya çocuklar okula gelmezse?” sorusunun cevabı aranıyor. Özellikle Anadolu’daki eğitim teşkilatlarında, hedef kitlenin yüzde kaçının gerçekten okula geleceğiyle ilgili olasılıklarla hesaplama yapılıp tablolar oluşturulmaya başlandı. İlkokul 1. sınıf için velinin tercihine bırakılan ancak anaokuluna gitmeleri zorunlu olan 60-66 ay aralığındaki çocukların yüzde 95’inin bile okula gönderilmeyeceği ihtimali de değerlendiriliyor.


'4+4+4 için rapor almayın çünkü 'Çocuk Hakları'na aykırı'


66 aylık ve daha büyük çocuğunu ilkokula göndermek istemeyen velilerin alacağı rapor, bazı çocukların “gelişim geriliğine sahiptir” şeklinde damgalanmasına neden olacak. Bu tür bir raporlama, her ne kadar çocukların ilköğretime hazır bulunuşlarını dikkate alıyor gibi görünse de çocuk haklarına aykırı bulunuyor.

Çocuk Hakları Merkezi’nce yapılan açıklamada, “Bir çocuğun erken çocukluk döneminde almış olduğu ‘fiziksel ya da zihinsel olarak okula uygun değildir’ raporu onun normal olan gelişimsel özelliğini, ‘gerilik’ olarak tanımlamak anlamına gelir. Bu da çocuğun, sonraki yaşamında gelişimsel geriliğe sahipmiş gibi yeniden önüne gelebilir. Oysa her çocuğun gelişim özelliği farklıdır ve bu farklılıklar hiçbir zaman çocuklar için bir dezavantaj haline dönüşmemelidir” denildi.

Figen Atalay'ın Cumhuriyet'teki haberinde yer alan açıklamada özetle şöyle denildi:

“Eğitime hazır olması gereken çocuklar değil, çocukların eğitim ihtiyaçlarına karşılık vermesi gereken eğitim kurumları ve Milli Eğitim Bakanlığı’dır.  Milli Eğitim Bakanlığı, hatadan dönmenin de erdem olduğunu görüp, geri dönülmez sonuçlar ortaya çıkmadan 4+4+4 sisteminden vazgeçmelidir. Sistemin yanlışları için çocuklar etiketlenmemeli.

Velilere de çağrımız şudur: Veliler çocuklarının haklarını gözetmeli; belirtilen şekilde rapor almayı reddetmeli ve süreci idari yargıya taşımalı.”