Prof. So'ya göre çöken binaların yanında sağlam binaların da olması, bu depremden çıkarılacak derslerde kilit rol oynuyor.
Prof. So, "Bu durum, betonun sağlamlığında çok ciddi sorunlar yaratıyor" diyor.
Ekip ayrıca binalarda kullanılan demir türlerini de inceliyor.
Depremlerde sadece eski binalar değil, yeni ve modern binalar da yıkıldı.
Prof. So, burada 1999 Marmara Depremi'nden sonra yönetmeliklerde yapılan değişikliklere vurgu yapıyor ve "Bu yönetmeliğe göre yapılması gereken yeni binaların neden bu kadar kötü şekilde yıkıldığına dair araştırma yapmak çok önemli" diyor.
Ekip, depremlerin büyüklüğü ve oluş şekline dair de incelemeler yapıyor.
Ekibin liderlerinden University College London'dan (UCL) Dr. Yasemin Didem Aktaş, depremlerin çok yıkıcı olduğunu hatırlatıyor: "Artçılar bile yıkıcı birer deprem büyüklüğündeydi."
Deprem zeminde de büyük kaymalara neden oldu. Dr. Aktaş, "Depremlerde zemin yatay ve dikey hareket eder ama dikey hareket genellikle çok daha azdır. Ancak bu depremde çok büyük dikey hareket de kaydedildi" diyor.
Bazı zeminlerde depremin "sıvılaşmaya" neden olduğunu da belirten Dr. Aktaş'a göre, "Depremin niteliğinin de gördüğümüz yıkımda çok büyük etkisi oldu".
Türkiye'ye ayrı bir araştırma ekibi gönderen mühendislik ve mimarlık şirketi Arup'tan mühendis Ziggy Lubkowski ise binaların sismik izolatör vb farklı tekniklerle yıkılmayacak şekilde inşa edilebileceğini ancak bunun maliyeti yaklaşık yüzde 10-15 artırdığını belirtiyor.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, 6 Şubat'taki Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından bölgede 232 bin 632 binanın acil yıkılacak veya ağır hasarlı olduğunun tespitini yaptıklarını bildirmişti.
Birleşmiş Milletler'in tahminlerine göre enkaz kaldırma ve yeniden inşa çalışmalarının Türkiye'ye maliyeti 100 milyar doların üstünde olacak.
EEFIT ekibinin Türkiye'deki yıkımla ilgili bulgularını içeren raporu önümüzdeki haftalarda yayımlaması bekleniyor.