5 soruda Sayıştay tartışması: Tespitleri ne anlama geliyor, neden ‘usulsüzlük ve kamu zararı yok' diyor?
18 Haziran 2019 23:23
Ayşe Sayın
CHP'nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Ekrem İmamoğlu'nun, Büyükşehir Belediyesi'ndeki "israfın" belgesi olarak gösterdiği Sayıştay'ın denetim raporları, Sayıştay Başkanlığı ile CHP'yi karşı karşıya getirdi.
Sayıştay, uzun yıllar sonra denetim raporları ile ilgili ilk kez, arka arkaya açıklamalar yaparak, büyükşehir belediyesinin bilançolarında "usulsüzlük ya da kamu zararı doğduğu" yönünde bir tespit olmadığını açıkladı, "Büyükşehir, İETT ve İSKİ'nin 2017 hesap ve işlemlerine ilişkin denetim raporunda, tespit ve öneriler çerçevesinde olumlu görüş verildiği açıkça belirtilmiş olup, muhasebe ve kayıt sistemine ilişkin bazı bulgular ile bunlara ilişkin önerilerde bulunmuştur" ifadelerini kullandı.
Oysa CHP iddialarına dayanak olarak, Sayıştay'ın internet sitesinde de yer alan denetim raporlarını gösteriyor.
Ekrem İmamoğlu'nun belediyedeki "israfın" dayanağı olarak gösterdiği Sayıştay raporlarındaki tespitler ne anlama geliyor, Sayıştay neden "usulsüzlük ve kamu zararı yok" diyor diyor?
Sayıştay'ın denetim yetkisinin dayanağı ne?
Sayıştay'ın denetim yetkisinin dayanağı 6085 sayılı Sayıştay Kanunu. Sayıştay Yasası'nın 4. maddesi, merkezi yönetim bütçesi kapsamındaki kamu idareleri ie sosyal güvenlik kurumları, mahalli idareler, sermayesinde doğrudan veya dolaylı olarak kamu payı olan özel kurumlar ile cumhurbaşkanı kararnamesi ile kurulmuş şirketlerin de aralarında bulunduğu kurumları denetleme yetkisine sahip.
Sayıştay, denetim yetkisinde bulunan idareleri mali tabloları, gelir ve giderleri ve mallarına ilişkin hesap ve işlemlerinin doğru ve güvenilir olup olmadığı, hedef ve göstergeler ile ilgili olarak faaliyet sonuçlarına ilişkin denetim yapıyor. Söz konusu kurumlarda yapılan inceleme ve denetimler sonucunda, denetim grup başkanlıkları veya Sayıştay denetçileri tarafından hazırlanan raporlar, kitapçık haline getirilere bütçesinin yüzde 50'den fazlasında kamu payı olan kuruluşların raporları TBMM'ye, belediyelerin de aralarında bulunduğu diğer kurumların raporları ise belediye meclislerinde görüşülmek üzere gönderiliyor.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı ile ilgili 2017 raporunda usulsüzlük veya "kamu zararı" tespiti yer alıyor mu?
Sayıştay'ın internet sitesinde de yayınlanan denetim raporunda, hukuki terim olarak doğrudan "usulsüzlük, israf, kamu zararı" ifadeleri yer almıyor. Zira Sayıştay mevzuatında "kamu zararı" ifadesi farklı bir denetim sürecini ifade ediyor. Zaten Sayıştay açıklamasında da bu duruma vurgu yapılıyor ve denetim raporunda yer alan tespitlerin de "usulsüzlük" veya "kamu zararı" doğurucu işlemler olmadığı ifade ediliyor. Çünkü böyle bir tespit ancak "yargılamaya esas raporlarda" yer alıyor ve Sayıştay yargılamasına tabi.
Sayıştay yasanın "yargılamaya esas rapor" başlıklı 48. maddesinde, genel yönetim kapsamındaki kamu idarelerinin hesap ve işlemlerinin denetimi sırasında denetçiler tarafından kamu zararına yol açan bir konu saptandığında, sorumluların savunmalarının alınarak, mali yıl sonu itibariyle yargılamaya esas rapor düzenlenmesi zorunluluğu bulunuyor ve söz konusu idarenin savunması alınarak, ilgiler hakkında "hesap yargılaması" yapılmasının yolu açılıyor.
İmamoğlu'nun açıkladığı 2017 denetim raporunun hukuki sonucu ve yaptırımları ise "yargılamaya esas rapordan" farklı usule ve prosedüre tabi olduğu için, Sayıştay açıklamasında, "kamu zararı" veya "usulsüzlük olmadığı" yönünde açıklama yaptı.
Sayıştay'ın denetim raporları ne anlama geliyor, hangi sonuçları doğuruyor?
Sayıştay her yıl yaptığı denetimler sonunda, hissesinin yüzde 50'den fazlası kamuya ait olan kurumlarla ilgili raporlarını TBMM'ye, belediyelerle ilgili raporları da belediye meclislerinde görüşülmek üzere belediyelere gönderiyor. Kamu kurumlarıyla ilgili denetim raporları TBMM KİT Komisyonu'nda görüşülüyor ve kurumların hesapları ibra ediliyor ya da usulsüzlük tespit edilirse ibra etmeyebiliyor.
Sayıştay denetçileri tarafından hazırlanan ve Sayıştay Başkanlığı'nca TBMM ya da ilgili belediyelere gönderilen raporlarda, usulsüzlük, hatalı işlem, kamu kaynağının doğru kullanılmadığı yönünde tespitleri varsa, bunlarla ilgili idarelerin savunmaları isteniyor.
Sayıştay raporunun "öneriler" bölümünde yasalara aykırı ya da hatalı işlem, usulsüzlükler doğrudan "usulsüzlük, kamu zararı oluşmuştur" gibi ifadelere kullanılmasa da doğrudan örnekler ve belgelerle gösteriliyor ve idareye, bu hata, kusurlu işlem, usulsüz işlemlerin düzeltilmesi önerisi yer alıyor.
İdarenin "düzeltecekleri" yönündeki savunmalarına karşın çoğunlukla Sayıştay raporlarında saptanan usulsüzlüklerin giderilip giderilmediği "izleneceği" notu düşülüyor. CHP'nin gündeme getirdiği İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile ilgili "hatalı bulgularda" da, bazıları geçmiş yıllardan devam eden bu bulgularla ilgili idarenin verdiği yanıtlara karşın, bu konuların bir sonraki denetimde izleneceği ifade ediliyor.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin 2017 denetim raporunda kaç bulgu yer alıyor, CHP bunları neden usulsüzlük, israf, kamu zararı olarak nitelendiriyor?
"Kamu zararı", "usulsüzlük" ifadeleri "yargılamaya esas raporlarda" kullanıldığı için Sayıştay'ın 2017 Denetim Raporu'nda bu ifadeler yer almıyor. 59 hatalı bulguya yer verilen ve bir sonraki yıl, yani 2018 denetiminde de izleneceği ifade edilen denetim raporunda bu nedenle, "mevzuata aykırılık", bilançoların "tam ve doğruyu göstermediği" veya bazı işlemlerle ilgili "hatalı" işlem yapıldığı ifadeleri kullanılıyor.
Sayıştay raporunda, "bazı sivil toplum kuruluşlarına yardım yapıldığı" yönünde tespit var mı? Sayıştay bu iddiayı neden yalanladı?
Sayıştay'ın denetim raporunda böyle bir tespit yok. İmamoğlu'nun gündeme getirdiği bu iddianın İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin faaliyet raporunda yer aldığına ilişkin haberler ulusal basına yansıdı. 2018 ve öncesinde iktidar partisine yakın dernek, vakıf ve cemaatlere toplam 847 milyon 592 bin 858 liralık yardım aktarıldığı ifade edilmişti.
Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştir