Gündem

42 işçinin yaşamını yitirdiği Amasra maden faciasıyla ilgili iddianame hazırlandı: Tutuklu yöneticiler hakkında bin 62’şer yıla kadar hapis cezası istendi

Hukukçular, “İddianame eksiktir, TTK Genel Müdürlüğü ve bakanlık denetçilerinin sorumluluğu görmezden gelinmiştir” dedi

23 Ocak 2023 07:00

Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Amasra Müessesesi'ne ait maden ocağında 14 Ekim 2022’de 42 işçinin hayatını kaybettiği, 10 işçinin ise yaralandığı patlamaya ilişkin hazırlanan iddianamede, tutuklu dört yönetici hakkında, “olası kasıtla öldürme ve yaralama” suçlarından bin 62’şer yıla kadar hapis cezası istendi. İddianamede, patlamaya ilişkin eksikliklere dair çarpıcı bilgiler yer aldı. Davayı takip eden isimlerden Avukat Evren İşler, iddianamedeki eksikliklere dikkat çekerek,  "TTK Genel Müdürü başta olmak üzere genel müdür yardımcıları, Zonguldak'taki planlama dairesi, teftiş dairesi de sorumludur. İddianame, bu insanların sorumluluğunu görmezden gelerek düzenlenmiştir" dedi. 

Amasra Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yürütülen soruşturma kapsamında düzenlenen fezleke, Bartın Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderildi. Cumhuriyet’te yer alan habere göre, Bartın Cumhuriyet Başsavcılığı, hazırladığı 195 sayfalık iddianameyi 1. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderdi. Sekizii tutuklu 23 şüpheli hakkında hazırlanan ve 116 müştekinin yer aldığı iddianamede, tutuklu bulunan Amasra Müessese Müdürü Cihat Özdemir, İşletme Müdürü Selçuk Ekmekci, İş Güvenliği ve Eğitim Başmühendisi Volkan Soylu ve Başmühendis Mehmet Tural hakkında 42 kez, “olası kastla öldürme” suçundan toplam 840 yıldan bin 50 yıla kadar, dört kez “olası kastla yaralama” suçundan da toplam 4 yıl 16 aydan 12 yıla kadar hapis cezası talep edildi. İddianamede, diğer dördü tutuklu 19 şüphelinin ise, “bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma” suçundan 2 yıl 8’er aydan 22 yıl 6’şar aya kadar hapis cezasına çarptırılması talebinde bulunuldu.

Defalarca alarm vermiş

İddianamede, ocaktaki metan gazı değerlerinin yüzde 1 ikaz seviyesini aşmasına dair çarpıcı bilgiler yer aldı. Buna göre, söz konusu seviye 85 kez aşıldı. İddianamede, yüzde 1,5 olarak belirlenen alarm seviyesini beş kez geçtiği anlatıldı.  Ayrıca karbonmonoksit değerlerinin ikaz seviyesini 47 kez, alarm seviyesini 13 kez geçtiği de iddianamede yer buldu.

İddianamede, havalandırma vantilatörü değerlerinin, patlamanın gerçekleştiği aralığı da kapsayan 13 Ekim 2022 saat 23.43 ile 14 Ekim 2022 saat 18.49 zaman aralığında 53 kez ikaz, 355 kez alarm seviyesi değerlerini gösterdiğinin altı çizildi. İddianamede, söz konusu eksikliklere ilişkin, “gerekli tedbirlerin alınmadığının anlaşıldığı” ifade edildi.

Modernizasyon için ayrılan ödenek harcanmamış

İddianamede, söz konusu ocakta modernizasyon sağlanması için ayrılan 2 milyon liralık ödeneğin harcanmadığı bilgisi yer alırken, personelin yeterli ve gerekli eğitimleri almadan görev yaptıklarının anlaşıldığına da işaret edildi.

İki patlama olmuş

Olay günü iki patlamanın gerçekleştiği belirtilen iddianamede, ilk patlamanın dinamit nedeniyle, ölümlere yol açan ikinci patlamanın ise metan gazı nedeniyle meydana geldiği kaydedildi.

İddianamede, hukuki anlamda ciddi eksikliklerin altı da çizildi. Mevcut mevzuatın esnetildiği ya da yok sayıldığı belirtilen iddianamede, işçi ve mühendis sayısının eksik olduğu, işçilerin kendi vardiyaları dışında çalıştırıldığı, dinamit patlamalarında teknik usule uyulmadığı bilgisine de yer verildi.

“İddianame eksiktir, TTK Genel Müdürlüğü ve bakanlık denetçilerinin sorumluluğu görmezden gelinmiştir”

Davayı takip eden isimlerden Avukat Evren İşler ve TMMOB Maden Mühendisleri Odası Başkanı Ayhan Yüksel, iddianamedeki eksikliklere işaret etti. İşler, “Bu iddianamenin en önemli noktası, sorumluluğun sadece Amasra işletmesiyle sınırlamasıdır. TTK Genel Müdürü başta olmak üzere, genel müdür yardımcıları, Zonguldak’taki planlama dairesi, teftiş dairesi de sorumludur. İddianame, bu insanların sorumluluğunu görmezden gelerek düzenlenmiştir. İddianame eksiktir ve kamu görevlilerinin sorumluluğunu yok saymaktadır” dedi.

Yüksel ise, “İddianamede önemli eksilerden birisi de üst düzey yöneticilerin sorumluluktan uzak tutuluyor olması. Enerji Bakanlığı’ndan izin alınamadığı için mi iddianameye genel müdür ve genel müdür yardımcısı eklenmedi? Ancak hukukçu arkadaşlara sorduğumuzda, bakanlık iznine gerek olmadığını da belirtiyorlar. İlk incelemelerde bu iki isim de şüpheli bulunmuştu. İddianamede olamamaları önemli eksilik” ifadelerini kullandı.