28 Ocak 2013 18:37
Önümüzdeki günlerde meclis gündemine gelmesi beklenen 4. Yargı Paketi ile ilgili konuşan Adalet Bakanı Sadullah Ergin, AİHM’in ihlal kararlarındaki gerekçelerin telafi edileceğini ve savcı ile savunma arasındaki eşitsizlik giderileceğini, tutukluluğa itirazda avukatın da görüşü alınacağını söyledi.
Bugün gazetesinden Seda Şimşek'e konuşan Ergin, 14 başlıkta toplanan İnsan Hakları Eylem Planı'nın da 4. yargı paketi kapsamında olduğunu belirtti.
Şimşek'in Ergin'le 4. Yargı Paketi, AİHM kararları ve uzun tutukluluk süreçlerini konuştuğu söyleşi şöyle:
Yeni yargı paketleri gelecek, yeni yargı paketlerine neden ihtiyaç duyuluyor?
Türkiye'nin AİHM önündeki performansına bakıldığında, maalesef Türkiye 47 ülke arasında AİHM'de en çok şikayet edilen ikinci ülke, en çok ihlal alan birinci ülke. Bu tablo, Türkiye'nin hak ettiği bir tablo değil.
Bu tablonun değişebilmesi için önemli adımlar atıldı. Avrupa Konseyi ile bu konuda bir çalışma yaptık, şu ana kadar almış olduğumuz ihlal kararlarını masanın üzerine yatırdık, tek tek tasnif ettik ve bu ihlalleri önlemeye dönük tedbirler geliştirdik. Bu tedbirlerle ilgili ortaya 2 ürün çıktı, birisi 4. Yargı Paketi, diğeri İnsan Hakları Eylem Planı.
Anayasa Mahkemesi'nde bireysel başvuru hakkının 23 Eylül 2012'de uygulanmaya başlanmasıyla, bu tarihten beri artık Türkiye'den doğrudan Strasburg'a dosya gitmez oldu. Adalet Bakanlığı bünyesinde İnsan Hakları Dairesi Başkanlığı kuruldu, Dışişleri Bakanlığı'nca yapılan savunmalar Adalet Bakanlığı'na devredildi, artık davalarda
savunmayı Adalet Bakanlığı yürütüyor.
AİHM'de kaç dosya var Türkiye ile ilgili?
AİHM'de bekleyen Türkiye aleyhine açılmış 17 bin 500 dosya var. Bu dosyalardan bir kısmını Türkiye'de oluşturduğumuz tazminat komisyonuna çekmek suretiyle vatandaşımızla kendimizin barışmasını sağlayacağız. Bu komisyon, 1 ay içinde müracaatları kabul etmeye başlayacak. Uzun yargılamalardan dolayı Türkiye aleyhine AİHM'e yapılmış şikayetler bu komisyona getirilebilecek. Yaklaşık 3 bin 500 başvuru olacağını değerlendiriyoruz. 17 bin 500 dosyanın 3 bin 500'ünü de bu yöntemle Türkiye'ye çekmeyi ve AİHM'de bekleyen dosya sayısını azaltmayı öngörüyoruz. Bütün bunlarla Türkiye'nin AİHM'deki karnesi pozitife dönecek, yakın bir gelecekte neticelerini göreceğiz.
4. Yargı Paketi ne zaman gelecek?
Başbakanımız da sıranın artık bu pakete geldiğini ifade etti, 15 gün içerisinde parlamentoya gideceğini düşünüyorum. Pakete son şeklini Bakanlar Kurulu verecek.
Hangi düzenlemeler olacak bu pakette?
Klasik olarak verdiğimiz cevap, AİHM'in ihlal kararlarındaki gerekçeleri telafi etmeye yönelik düzenlemeleri içeriyor.
Klasik cevabı açsak, hangi düzenlemelerle ihlal kararlarına yönelik tedbirler alınacak?
Mesela, silahların eşitliğini sağlayacak düzenlemeler var. Yani, yargılama esnasında Cumhuriyet Savcıları ile savunma avukatları arasındaki eşitsizliği giderecek tedbirler alınıyor.
Savcılar yukarıda, avukatlar aşağıda oturmayacak mı?
Bu şekli bir hadise, oysa esasa yönelik yapılması gerekenler var. Mesela, tutukluluğa yönelik itirazda savcının görüşü alınıyor, savcının görüşü alındıktan sonra hakim, dosya üzerinden karar veriyor. AİHM bu uygulamayı adil yargılamanın ihlali olarak değerlendiriyor. Şimdi, savcının mütalâası alındıktan sonra savunmaya tebliğ edilecek, onların savcının mütalâasına diyecekleri dinlendikten sonra hakim itirazı değerlendirecek. Savcı ile savunma arasındaki eşitsizlik giderilecek.
Başka hangi düzenlemeler yapılacak?
Askeri yargıda verilen bir karar hakkında AİHM'de ihlal çıkması halinde, yargılamanın yenilenmesi imkânı yoktu. İhlal kararlarının yargılamanın yenilenmesi sebebi olarak askeri yargıda da kabul edilmesini öngörüyüz. Mülkiyet hakkı ile ilgili, kamulaştırma bedelinin enflasyon karşısında değer kaybını telafi edecek bir düzenleme yapıyoruz. İşkence suçlarında zamanaşımının kaldırılmasına yönelik bir düzenlememiz söz konusu. Tutuklu dosyalarda en geç 30 günde bir, dosyanın tutukluluk açısından yeniden değerlendirilip karar verilmesi gerekiyordu, ancak bu işlem dosya üzerinden yapılabiliyordu. Getirdiğimiz düzenlemede hakimin tutukluyu mutlaka görmesi ve dinledikten sonra bu değerlendirmeyi yapmasını öngörüyoruz.
Etkin soruşturma ile ilgili yapılacak düzenleme nasıl?
Etkin soruşturma yapılmadığı için ihlal kararı verilmesi halinde daha önce sadece tazminat ödemekle yetiniliyordu, yapacağımız düzenleme ile tazminat ödeme ile ihlalin sonucu ortadan kalkmayacak, ilgilinin talep etmesi halinde soruşturmaya yeniden başlanılabilecek. Yani, AİHM etkin soruşturma yapılmadığına dair bir ihlal kararı aldığında, soruşturma yeniden yapılacak. Hrant Dink dosyasında AİHM, Türkiye'nin etkin soruşturma yapmadığına ilişkin bir karar vermişti. Ayrıca, idari ve askeri yargıda davanın ıslahı uygulamasını getiriyoruz. Adli yargıda var olan ıslah müessesesi , idari ve askeri yargıda yoktu, şimdi hem askeri hem de idari yargıda ıslah müessesesi işleyecek.
Özgürlük ve güvenlik hakkı ihlallerinin engellenmesi için mesela ne yapılacak?
Tutuklunun tahliyesine ilişkin kararlar derhal uygulanacak. AİHM kararları doğrultusunda tutuklama kararları gerekçelendirilecek. Adli kontrol uygulanması hakkında hakim, savcı ve adaylarına yönelik farkındalık artırıcı faaliyetler düzenlenecek.
Adli kontrolün daha geniş uygulanmasını sağlayacak tedbirler alınacak. Tutuklama kararlarına karşı etkili başvuru yolları hayata geçirilecek. Soruşturma, kovuşturma aşamasında şüpheli, sanık veya müdafinin makul sürelerde dinlenilmesi suretiyle tutukluluk durumu karara bağlanacak.
Başbakan, "göreve gönderecek subay kalmadı, suçluysa cezası verilsin" diyor, uzun tutukluluk süreleri ile ilgili rahatsızlığını dile getirdi, yeni bir düzenleme yapılacak mı?
Türk yargısının temel problemlerinden biri yargılamaların makul sürelerde bitirilmemesi. AİHM'de verilen ihlal kararlarının önemli bir kısmı da makul sürede yargılama yapılmaması sebebiyle. Bunun için yasal düzenlemeler, Yargıtay ve Danıştay'ın güçlendirilmesine ilişkin çalışmalar yapıldı. Alınan tedbirler netice vermeye başladı. Yüksek yargıda bekleme süreleri azaldı. Yargıtay'da dosyaların karara bağlanma süreci hızlandı. Bir süre sonra artık uzun yargılamalardan şikayetlerimizin azalmaya başladığı görülecek. Tutuklu yargılamalardan kaynaklanan sıkıntıları çözmek için de bazı tedbirler alındı. 3. Yargı Paketi'nde tutuklamaya ilişkin düzenleme yaptık ve 3 yıllık üst sınırı kaldırarak adli kontrolü geniş şekilde uygulanabilir hale getirdik.
Sanki "başımıza iş almayalım, tutuklayalım" gibi bir anlayış var, adli kontrol uygulaması tercih ediliyor mu?
Adli kontrol uygulamasından 2010'da 14 bin 500, 2011 yılında 15 bin 500 kişi istifade etmişti, 2012'de bu sayı 30 bin kişiye çıktı. Ocak ayının ilk 24 gününde 2 bin 900 kişi adli kontrolle salıverildi. Bu hesaba göre ayda 3 binin üzerinde adli kontrol uygulaması yapılıyor. 2013 yılında 40 bine yakın kişinin adli kontrolle tutuksuz yargılanmasını bekliyoruz, 3. Yargı Paketi ile atılan adımlar önemli ölçüde netice vermeye ve artık tutuklu yargılanabilecek kişiler adli kontrol uygulaması ile tutuksuz yargılanmaya başladı.
Türkiye'de cezaevlerinde tutuklu sayısı son yıllarda çok mu arttı?
2002 yılı başında cezaevlerinde bulunan her 100 kişiden 50.4'ü tutuklu, kalanı hükümlüydü. Bugün gelinen noktada her 100 kişiden 23,4'ü tutuklu, kalanı hükümlü. Bu çok önemli bir değişim parametresi. Yüzde 50.4'den yüzde 23.4'e düşmüş. Biz bu oranla G20 üyesi ülkeler arasında iyi bir yerdeyiz, AB ortalamasının altındayız. Fransa'dan, İtalya'dan, Yunanistan'dan iyiyiz. Bu hakikaten Türkiye'nin son yıllarda atmış olduğu adımların meyvesidir. Uzun tutukluluk uygulamalarında her geçen gün pozitife doğru bir değişim yaşanıyor. Adli kontrol ve tutuklamaya getirdiğimiz kriterler vasıtasıyla uzun tutukluluk problemini çözmeye devam edeceğiz. Hem AB ülkelerinden hem de dünya ortalamalarından çok daha iyi bir noktaya geleceğiz.
Denetimli serbestlik uygulaması başarılı bir sonuç verdi mi?
Denetimli serbestlik hükümlüler için getirilmiş bir düzenlemeydi. Üçüncü pakette getirilen düzenleme ile 35 bin kişi tahliye oldu. Bu 35 bin kişiye yönelik 6 aylık dönemde değerlendirme yapıldığında, yüzde 93 sağlıklı bir işleyiş görülmekte, yüzde 7'lik bir kısım yeniden suç işleyerek ya da denetimli serbestlik şartlarına uymadıkları için cezaevlerine döndü. Bu bizim açımızdan kabul edilebilir bir oran. Her 100 kişiden 93'ü denetimli serbestlik şartlarına uydu, infazını toplum içinde sorunsuz bir biçimde yerine getirdi.
İnsan Hakları ile ilgili de bir eylem planı hazırladığınız yansıdı, bitti mi eylem planı?
İnsan hakları ihlallerini engellemeye yönelik eylem planı şu anda hazır. Bu ihlalleri önlemeye dönük olarak hangi bakanlığın, hangi süre içerisinde, hangi tedbirleri hayata geçireceği belirlendi, bakanlıklara görev taksimi yapıldı. Bakanlar Kurulu'na 4. Yargı Paketi ile beraber takdim edeceğiz. Bunlar birbirini tamamlayan çalışmalar.
Bu eylem planı hangi alanlarda eylem yapmayı içeriyor?
Bütün bakanlıklara görev tasnifi yapıldı. 14 başlıkta toplanan maddeler, ilgili bakanlıklar tarafından kısa,orta ve uzun vadede yerine getirilecek. Bu alanları şöyle sıralanıyor:
- Yaşama hakkı ihlallerin önlenmesi.
- İşkence ve kötü muamelenin önlenmesi
- Yaşama hakkı ile işkence ve kötü muamele ihlallerine yönelik etkin soruşturma yapılması.
- Özgürlük ve güvenlik hakkı ihlallerinin önlenmesi.
- Makul sürede yargılanmanın sağlanması.
- Mahkemeye erişim hakkının etkin bir şekilde sağlanması.
- Savunmanın etkinliğinin artırılması.
- Yargı kararlarının etkin şekilde icrasının sağlanması.
- Özel hayatın ve aile hayatının korunması.
- Düşünce, vicdan ve din özgürlüğünün önündeki engellerin ortadan kaldırılması.
- İfade ve medya hürriyetinin en geniş manada sağlanması.
- Toplanma ve örgütlenme özgürlüğünün önündeki engellerin ortadan kaldırılması.
- Mülkiyet hakkı ihlallerinin önlenmesi.
- Eğitim,araştırma ve farkındalık artıcı faaliyetlere devam edilmesi.
Özgürlük ve güvenlik hakkı ihlallerinin engellenmesi için mesela ne yapılacak?
Tutuklunun tahliyesine ilişkin kararlar derhal uygulanacak. AİHM kararları doğrultusunda tutuklama kararları gerekçelendirilecek. Adli kontrol uygulanması hakkında hakim, savcı ve adaylarına yönelik farkındalık artırıcı faaliyetler düzenlenecek. Adli kontrolün daha geniş uygulanmasını sağlayacak tedbirler alınacak. Tutuklama kararlarına karşı etkili başvuru yolları hayata geçirilecek. Soruşturma, kovuşturma aşamasında şüpheli, sanık veya müdafinin makul sürelerde dinlenilmesi suretiyle tutukluluk durumu karara bağlanacak.
Hasta tutuklu ve hükümlülerle ilgili de bir düzenleme vardı, hastalığından ötürü cezaevlerinden çıkacak kaç kişi var?
Mevcut Ceza İnfaz Yasası'nda hükümlünün hayatı için kesin bir tehlike bulunması halinde infazın ertelenmesi söz konusuydu, bu esnetildi, ağır bir hastalık veya sakatlık nedeniyle ceza infaz kurumu şartlarında hayatını yalnız devam ettirememesi halinde de infaz ertelenebilecek. Cezaevlerimizde bu durumda 300 civarında hükümlü ve tutuklu var. Bunların bir kısmını biz biberonla besliyoruz ama tahliye edemiyoruz, yasa uygun olmadığı için yapılamıyordu. Yasadaki şartlara uygun raporları almaları halinde, bu durumda olan kişilerin infazları ertelenebilecek. Ayrıca, hüküm almış olanların infaz ertelemesi mevcut yasaya göre 6'yar aydan iki defa uzatılarak toplam 1 ertelenibiliyordu. Şimdi yapılan düzenleme ile bir yıllık dönemler halinde infaz ertelemesi 2 yıla çıkartıldı. Bu ertelemeden Kasıtlı suçlarda 3 yıla kadar, taksirli suçlarda 5 yıla kadar hüküm almış olanlar yararlanabilecek.
Cezaevlerinde eş görüşü de getiriliyor ancak cezaevlerinde buna uygun koşullar, fiziki alt yapı var mı?
Biz hazırlıklarımıza başlamıştık. Cezaevlerimizde uygun mekanlar oluşturduk. Yasa 2 ay sonra yürürlüğe girecek, 2 ay daha zamanımız var. Herhangi bir problemimiz kalmayacak, bütün tedbirler alındı. Bu tasarı ile ayrıca, açık ceza infaz kurumunda bulunanlar yılda 3 kez evlerine izine gidiyorlardı, 4'e çıkarttık. Çocuk hükümlülerin anne, babasıyla veya vasisiyle aile görüşmesi yapması imkânı getirildi.
Yine, yakınlarının ölümü veya hastalığı sebebiyle cezaevinden izinli çıkanlar, gidilen yerdeki valinin tasarrufu ile evlerinde veya akrabalarının evinde kalabilecekler, şartlar uygun değilse gittiği yerdeki cezaevinde kalabilecekler. Kapalı ceza infaz kurumundan açık ceza infaz kurumuna sevkedilenler infaz koruma memuru eşliğinde buralara gidiyorlardı, bu personelin masrafını da hükümlü ödüyordu, artık refakatinde memur olmayacak, maddi külfeti de olmayacak. Açık cezaevi kurumundan denetimli serbestlikle tahliye olabilmek için asgari 6 ay açık cezaevinde kalma şartını geçici olarak kaldırıyoruz, 2015 yılı sonuna kadar bu şart aranmayacak. Bu şekilde açık ceza infaz kurumlarında bulunan 15 bin kişi tahliye olacak.
Meclis'te geçen hafta yapılan düzenleme ile yargılamada ikinci bir dilin önü mü açıldı?
Vatandaşımıza, iddianamenin okunmasından sonraki ilk savunma ve mütalânın okunmasından sonraki son savunma hakkı sırasında kendisini daha iyi ifade edebildiği bir dilde savunma hakkı getiriliyor. Bu yargılama dilini değiştiren bir düzenleme değil. Resmi dilin ve yargılama dilinin Türkçe oluşuna herhangi bir halel getirilmiyor. Tercüme hizmetlerini genişleten, kalitesini artıran bir değişiklik.
İmralı ile BDP'li milletvekilleri arasında ikinci görüşme için Ahmet Türk'ü veto mu ettiniz?
Bu yanlış bir bilgi, bu tür değerlendirmeleri doğru bulmam. Bir süreç var ve bu sürecin selameti açısından kendi içinde bu çalışmanın nezaketinin gerektirdiği şartlarda yürümesi önemli.
Gelen taleplerde isim tercihinde bulunuyor musunuz?
Bir çalışma yapılıyorsa, bu olumlu sonuç almak için yapılıyor. Bu sürece katkı sağlayacak, bu çalışmanın neticeye ulaşmasına katkı sağlayacak şartlar oluşturulmaya gayret ediliyor. O açıdan, bu görüşmelerde arzu edilen sonucu oluşturabilmek için en uygun isimlerle sürecin götürülmesi doğal.
BDP heyetinin tekrar İmralı'ya gitmesi için bu hafta izin verecek misiniz?
Bu sürecin yönetiminde istihbarat biriminin temasları, siyaset kurumunun çalışmaları var. Siyaset kurumu derken, BDP'lilerin gidiş gelişleri var, iktidar partisinin kendi içindeki değerlendirmeler var, gelişen şartlar var. Bütün bunlar beraber değerlendiriliyor. Bu sürece en çok katkıyı sağlayacak zaman ve zeminde bu görüşmelerin yapılması amaçlanıyor.
Bu hafta izin verecek misiniz?
Uygun zaman ve zeminde olacaktır. Şu anda bir şey söylemem mümkün değil.
Süreç askıya mı alındı?
Başbakanımız da açıkladı, sürecin askıya alınması söz konusu değil. Devam eden, yürüyen bir süreç var.
Bu kararlar nasıl alınıyor, gizli yerlerde, çok az sayıda bir ekip bir araya gelip mi konuşuyorsunuz?
Hayır, bu bizim günlük çalışmamızın bir parçası. Bu konuyla ilgili Başbakanımız'ın riyasetinde istihbarat biriminin çalışmaları söz konusu. Konuyla ilgili birimlerden, ihtiyaç duyulan bilgiler alınıyor, çalışmalar yapılıyor, kararlar alınıp, uygulanıyor. Bizim açımızdan çok sıra dışı bir süreç değil, günlük mesaimizin bir parçası.
Öcalan'ın mesela BDP'lilerle yaptığı görüşmelerin kaydı tutuluyor mu, size geliyor mu, bakıyor musunuz ne konuşmuşlar diye?
Yok, sadece daha önce avukatları ile yapmış olduğu görüşmeler mahkeme kararıyla kayıt altına alınıyordu. O görüşmeler ilgili başsavcılıklar tarafından dosyalanıyor, arşivleniyordu, onun dışında mahkeme kararı olmadan herhangi bir kayıt altına alma işlemi yapılmıyor.
Öcalan size bir mektup yazmış, bu sürecin başlamasında da size yazdığı o mektubun önemli olduğu söyleniyor, ne yazmış mektubunda?
Bu süreçte aşamalara ait detay bilgileri paylaşmam, bunları teyit de etmem. Şu kadarını ifade edeyim, İmralı Ceza İnfaz Kurumu, Adalet Bakanlığı'na bağlı bir kurum. Orada hükümlüler var, orada çalışan görevliler bu bakanlığın personeli ve benim de siyasi ve hukuki sorumluluğum olan bir yer. Dolayısıyla, yöneticilerimiz ve personelimiz aracılığıyla bizim her gün o kurumla yoğun temasımız olacak. Orada kalan hükümlülerin durumu açısından olması gereken bir temas bu.
Size bir mektup gönderdi mi göndermedi mi?
Bunları teyit etmem, Başbakanımız'ın ifade ettiği gibi bir görüşme süreci var. Bu sürecin gerektirdiği gerek istihbarat birimlerimizin çalışmaları gerek ailesinden kişilerin gidip gelmesi gerek siyaset kurumundan bazı isimlerin gidip gelmesi, bir sürecin varlığını ortaya koyuyor. Bu sürecin sağlıklı işlemesi ve arzu edilen sonucun ortaya çıkması hedefimiz. Bu amaca hizmet edecek her türlü çalışmayı yapmamız gerektiğini düşünüyorum.
Öcalan ile görüşmeye gitmek isteyen dönemin MİT Müsteşarı Emre Taner'e garnizon komutanı izin vermemiş, buna benzer zorluklar yaşıyor musunuz?
Türkiye, önemli bir süreçten geçiyor. Türkiye bugün 2013 Türkiyesi, geçmişte yaşanmış birtakım sıkıntılar Türkiye'nin demokrasisinin evrildiği, dönüştüğü süreçte yaşanmış sıkıntılardır. Bugün çok şükür belli bir noktaya geldik. Artık Türkiye'de siyaseten sorumlu olan makamlar, süreç yönetimlerinde de söz sahibi makamlardır. Bu açıdan olması gerekene doğru bir gidiş var. Siyaseten ve hukuken sorumlu olanların inisiyatifi de ellerinde tutmaları esastır. O hadiseler geçmişte yaşanan hadiselerdir bugün öyle bir şey söz konusu değil.
Bu sürecin sonunda ne öngörüyorsunuz?
Uzun yıllardır bu topraklarda, bu vatanda yaşanan acılar artık yaşanmasın, milletimizin ayağına pranga gibi yapışmış bu sorundan kurtulup Türkiye'nin bölgesinde ve dünyada daha da güçlenmesi için bir an önce bu problemin çözümü isteniyor. Akan kanın durması, anaların göz yaşının dinmesi, bu ülkenin demokratik standartlarının yükseltilerek, bu coğrafyada barış içerisinde kardeşçe yaşanacak bir iklimin oluşturulması hedefleniyor. Niyet hayır, inşallah akıbet de hayır olur. Biz bu niyetle yola çıktık. İnşallah insanımızı sevindirecek, ülkemizi heyecanlandıracak, Türkiyemiz'in önündeki engelleri ortadan kaldıracak bir sonuç ortaya çıkar.
Bu sürecin içinde KCK'lıların serbest bırakılmasına dair yapılmış bir anlaşma var mı?
Hayır, kesinlikle böyle bir şey yok. Bugüne kadar böyle bir şey mevzu bahis olmuş değil. "Şu serbest bırakılsın, bu serbest bırakılsın" diye bir çalışmamız yok. Bizim çalışmamız ilkesel planda yapılıyor. İnsan Hakları Mahkemesi'nde Türkiye'nin karnesi iyi değil, bu karneyi düzeltmemiz, insan hakları standartlarımızı yükseltmemiz, demokrasimizi tahkim edip, güçlendirmemiz gerekiyor. Bunları yaparken de falan filan kişi istifade etsin diye bir tavrımız yok, prensipleri ortaya koyuyoruz. Bu prensipleri ortaya koyduktan sonra bundan kimin istifade ettiğine bakmıyoruz.
Terörle Mücadele Kanunu'nda da değişiklikler yapılacak mı?
Ceza mevzuatımızda, TMK'da düzenlemeler söz konusu olabilecektir. Bizi hareket ettiren neden belli, AİHM'deki ihlal gerekçeleri.
Tutuklu gazetecilerin durumu gündeme getiriliyor.
Çok açık söyleyeyim, düşündüğünü ifade etmekten, yazmaktan dolayı bir tek kişinin cezaevinde olmasına asla rıza göstermeyiz ama bir kişinin cebinde gazeteci kimliği var diye, ona suç işleme özgürlüğü de tanıyamayız. Yayınlanan raporları, tek tek alıp değerlendiriyoruz. Yargılaması bitmiş, mahkumiyeti kesinleşmiş olanların dosyasına bakıldığında aralarında adam öldüren, soygun yapan, yasa dışı silah ve patlayıcı bulunduranlar olduğunu görüyoruz. Kimse bunları gazeteci diye önümüze getirmesin. Bunun ötesinde ifade ya da basın özgürlüğünü engelleyen ya da yasa metninin muğlak oluşundan kaynaklı, maksadı aşan uygulamalara sebep olan hükümleri düzeltmek için beraber çalışalım. Bizim 4. paketin içinde buna özgü birtakım düzenlemelerimiz var.
© Tüm hakları saklıdır.