Gündem

"4 şehirde IŞİD üssü" iddiası

"IŞİD için en ideal Türkiye, Batı'dan izole olmuş bir ülkedir"

22 Mayıs 2016 15:45

IŞİD’in Türkiye’yi “bir yandan kaynak diğer yandan hedef ülke olarak gördüğünü” söyleyen Güvenlik Stratejileri Araştırma Merkezi uzmanlarından Yusuf Ali Çetinkaya, örgütün Türkiye yapılanmasında dört ilin kritik öneme sahip olduğunu öne sürdü. İstanbul'un yurt dışı katılım merkezi olarak görüldüğünü belirten Çetinkaya, “Konya, Anadolu katılım noktası; Adıyaman, eylemci üretim merkezi ve Gaziantep, eleman aktarım merkezi olarak kullanılıyor” iddiasında bulundu.

 

İstanbul’da hücre evleri var

 

Özgür Düşünce gazetesinden Çetin Çiftçi’nin haberine göre, Yusuf Ali Çetinkaya, IŞİD'in Türkiye yapılanmasına ilişkin analizlerde bulundu. Çetinkaya'nın analizinde, IŞİD'in Türkiye'yi hem transit geçiş güzergahı hem de lojistik silah temin alanı olarak kullandığı ifade edildi. IŞİD'in örgütlenme tarzı ve faaliyetleri bakımından klasik ‘terör’ örgütlerinden ve klasik hiyerarşik yapılanmalardan ayrı ve daha farklı bir network'e (iletişim ağı) sahip olduğu vurgulanan analizde şu görüşlere yer verildi:

“IŞİD'in Türkiye örgütlenmesinde İstanbul, Konya, Gaziantep ve Adıyaman öne çıkmaktadır. Bu illerin IŞİD açısından kendine has örgütsel misyonu ve önemi bulunmakla birlikte, radikalleşme potansiyeline sahip gruplaşmaların varlığı da bunda etkili olmuştur. İstanbul, IŞİD'e katılımlar konusunda üç temel unsura sahiptir. Bunlar eleman kaynağı, transit geçişler, yurt dışı katılımların ağırlık merkezi olmasıdır. İstanbul'da IŞİD'in eleman potansiyeli mevcut süreçte 3000'i aşmış durumdadır. İstanbul, dini grup görüntüsü altında eleman temini faaliyetlerine uygun zemin oluşturmaktadır. Ömerli bölgesindeki ormanlık alanda kamp faaliyetleri yapıldığına ilişkin somut birçok bulgu vardır. Ayrıca, Ümraniye, Pendik, Üsküdar, Fatih, Esenler gibi ilçelerde belirli ikametlerin hücre evi olduğu, bazılarının ise ideolojik eğitim ve kontak noktaları olarak faaliyet yürüttüğü bilinmektedir.

 

Konya’nın ‘güvenli ev’ rolü

 

“Konya'nın eleman kaynağı noktasında özellikle Anadolu'dan katılımlar için öncelikli noktalardan olduğunu söylemek mümkündür. İl genelinde IŞİD ile doğrudan veya dolaylı bağlantısı olan grupların 1000'i aşkın aktif katılımcısı olduğu bilinmektedir. IŞİD için Konya makro planda bir çeşit safe-house (güvenli ev) rolü üstlenmekle birlikte, bu ilde de İstanbul'da olduğu gibi belirli dini grup görünümü altında teşkil edilen radikal yapılar uygun zemin teşkil etmekte ve önemli bir işlev görmektedir.

 

Patlayıcı üretim merkezi

 

“Gaziantep'i önemli kılan faktörler ise, sınır geçişleri, eleman aktarımı, silah lojistik temini, patlayıcı madde üretim ve dağıtım merkezi, finansman temini, kaçakçılık faaliyetleri olarak sıralanabilir. Gaziantep IŞİD açısından Rakka kadar önemlidir. İldeki örgütlenmenin ‘Fursa El Hilafe' adı altında teşkil edildiği ve eğitim faaliyetlerinin bu yapı üzerinden yürütüldüğü belirtilmektedir. Gaziantep'in silah ve patlayıcı madde açısından da coğrafi yakınlığının yanı sıra, bu tarz sanayi-kimya ve endüstriyel alanlarda da yeterli imkana sahip olması önemini artırmaktadır.” Çetinkaya, önümüzdeki süreçte IŞİD ile organik, ideolojik bağlantısı olan radikal hücrelerin, kendi alanlarında inisiyatif eylemleri yapabileceklerini vurgulandı.

 

Eylemci üretim merkezi

 

“Adıyaman, örgütlenmenin yanı sıra aktif katılım açısından daha fazla dikkat çekmektedir. Belirli kahvehaneler ve çay ocaklarının bir çeşit eylemci üretim merkezi haline geldiğini söylemek mümkündür. Doğu ve Güneydoğu'da PKK terör örgütünün halk üzerinde oluşturduğu baskı ve zorun rolü, farklı bir formatta IŞİD'e katılımlarda da etkisini göstermektedir.”

 

“Batıdan izole olmuş ülke hedefi”

 

Güvenlik Uzmanı Suat Ören ise “IŞİD, Türkiye ajandasında elde ettiği kazanımları stabil kılabilmek için, Türkiye'yi pasif konumda tutacak etmenleri devreye sokmaya çalıştı. IŞİD için en ideal Türkiye, Batı'dan izole olmuş bir ülkedir. Son dönemdeki eylemler Batı'ya Türkiye'nin güvensiz ülke mesajını vermeye yöneliktir” ifadelerini kullandı.

 

IŞİD’in Türkiye’ye karşı eylemleri

 

Niğde saldırısı: 20 Mart 2014'te 2'si güvenlik görevlisi 3 kişinin şehit olduğu saldırı, IŞİD'in “Türkiye'deki ilk eylemi” olarak kayıtlara geçti.

Musul Konsolosluğu çalışanlarının kaçırılması:  11 Haziran 2014'te Türkiye'nin Musul başkonsolosluğuna silahlı baskın yapan yaklaşık 900 IŞİD militanı, aralarında Musul Başkonsolosu Öztürk Yılmaz'ın da olduğu 49 kişiyi kaçırdı.

Süleyman Şah Türbesi'nin taşınması: Türkiye'nin kendi sınırları dışındaki tek vatan toprağı Süleyman Şah Türbesi, 22 Şubat 2015'te türbeyi kuşatan IŞİD militanlarının tehdidi üzerine Suriye'nin Eşme köyüne taşındı.

Mersin-Adana HDP il binalarına saldırı: 18 Mayıs 2015'te HDP il ve ilçe başkanlıklarının bulunduğu binalara düzenlenen eş zamanlı bombalı saldırılarda 3 kişi yaralandı.

HDP'nin Diyarbakır mitingine bombalı saldırı: 5 Haziran 2015'te HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın mitinginde düzenlenen bombalı saldırıda 5 kişi hayatını kaybetti.

Suruç saldırısı:  20 Temmuz 2015'te yaklaşık 300 kişinin Amara Kültür Merkezi bahçesinde, Kobani'nin yeniden inşa çalışmaları konusunda basın açıklaması yaptığı sırada düzenlenen intihar saldırısında 34 kişi hayatını kaybetti.

Ankara Gar saldırısı: 10 Ekim 2015'te birçok sivil toplum örgütünün katılımıyla düzenlenen Barış Mitingi'nde yapılan çifte bombalı saldırıda 109 kişi hayatını kaybetti, yaklaşık 500 kişi yaralandı.

Sultanahmet eylemi: 12 Ocak 2016'da IŞİD'li canlı bombanın turist kafilesinin arasına girerek üzerindeki bombayı infilak ettirmesi sonucu 12 turist hayatını kaybetti.

İstiklal Caddesi eylemi: 19 Mart 2016'da düzenlenen canlı bomba saldırısında 3'ü İsrail vatandaşı 5 kişi hayatını kaybetti, 37 kişi yaralandı.

Kilis saldırıları: 1 Ocak 2016'dan itibaren Suriye'deki IŞİD mevzilerinden atılan roket ve hava mermileriyle 100'ü aşkın kişi yaralarınken 21 can kaybı yaşandı.

Gaziantep Emniyet Müdürlüğü saldırısı: 1 Mayıs 2016'da bomba yüklü araçla düzenlenen saldırıda 4 polis şehit düştü, 27 kişi ise yaralandı.