Gündem

Ali İsmail Korkmaz davasında savcılık mutalaa için dosyayı istedi

Gezi protestoları sırasında Eskişehirde dövülerek öldürülen Ali İsmail Korkmaz’ın davasında savcılık TÜBİTAK ve Adli Tıp raporlarını kabul etti. Dava 26 Kasım'a ertelendi

09 Ekim 2014 13:48

Eskişehir'de 2 Haziran 2013 akşamı düzenlenen Gezi protestoları sırasında üniversiteli Ali İsmail Korkmaz’ın darp edilmesinden 38 gün sonra ölümüyle ilgili davanın 4. duruşması Kayseri’de görülüyor. Sanık avukatlarının, dövülen kişinin Ali İsmail Korkmaz olmadığı iddiası üzerine TÜBİTAK’a gönderilerek iyileştirilen görüntüleri ve raporları mahkemeye ulaştı. 1’i polis 5’i tutuklu 8 kişi hakkında kasten adam öldürmek ve bu suçu kolaylaştırmaktan 10-15 yıl hapis ve ömür boyu hapis istemiyle Eskişehir’de açılan dava güvenlik gerekçesiyle Kayseri’ye nakledilmişti. Savcılık TÜBİTAK ve Adli Tıp raporlarını kabul ederek mütalaa hazırlamak için dosyayı ve sanıkların tutukluluğunun devamını istedi. Dava 26 Kasım'a ertelendi.

 

Anne yüreği dayanmadı

 

Ali Dağlar'ın Hürriyet'te yer alan haberine göre, anne Emel ve baba Şahap Korkmaz, video görüntülerinin ekrana yansıtılmaya başlanmasıyla birlikte dayanamayıp salon dışına çıktılar. Anne kızına sarılıp ağlarken, baba Şahap Korkmaz salon "Bizim başımız dik. Oğlumuzla gurur duyuyoruz" diye seslendi sanıklara. Onlar dışarı çıkarken küçük Ali'nin sesi yankılanıyordu salonda, anlaşılmaz ve her şeyden habersiz. 

 

Anne Korkmaz: Oğluma nasıl vurduklarını gördünüz! 

 

Savcı mütalaa için dosyayı istedi. 5 sanığın tutukluluk hallerinin devamını ve tutuksuz sanık polis Yalçın Akbulut'un da tutuklu yargılanmasını talep eden Savcının ardından söz verilen baba Şahap Korkmaz, "Oğlumun katillerinin bunlar olduğu anlaşılmıştır, gerçekten hak ettikleri cezaya çarptırılmalarını istiyorum" dedi. 

Anne Emel Korkmaz ise, "Ben çocuğuma bir tek tokat bile atmamışken bu katillerin Oğluma nasıl vurduklarını gördünüz. Ben görüntüleri izleyemedim. Adil bir yargılama ve hak ettikleri cezaya çarptırılmalarını istiyorum." diye konuştu. Müdahillik avukatları da cinayetin caniye işlendiğini vurgulayarak, tüm sanıkların tutuklanarak cezalandırılmalarını istediler.

 

Savcı tutukluluk hallerinin devamını istedi 

 

Savcı mütalaa için dosyayı istedi, 5 sanığın tutukluluk hallerinin devamını istedi. Savcı, tutuksuz sanık polis Yalçın Akbulut'un tutuklu yargılanmasını istedi. 

 

‘Suçlu yakaladığımı düşündüm!’

 

Sanıklar özetle Şunları söyledi:

Mevlüt Saldoğan: "Nereye kaçacağım sayın başkan, devletin memuruyum, eşime çocuklarım hasta, tahliyemi istiyorum." 

Ebubekir Harlan: "O şahıs üzerimize küfür ederek geldi" deyince avukatların ve müdahil ailenin tepkisini çekti.  İsmail Koyuncu, "Devlete olan saygımdan kaçan Şahs-ı yakalamaya çalıştım, Hırsız da olabilirdi. O güzel insanı öldürerek ben niye biz tamamen günah keçisiyiz, kader kurbanıyım, kaderimi yaşıyorum. Tanık olmam gerekirken, sanık oldum, 15 aydır hapis yatıyorum, tahliyemi istiyorum."

Şaban Gökpınar: "Kimseyi darp ettim, beraatimi İstiyorum."

Muhammet Vatansever: Bu Şahıs Ali Ismail değildir. Bir şüpheliyi devletin polisi tut dedi tuttuk.

Yalçın Akbulut: "O Şahıs Ali Ismail değildir. TÜBITAK raporunu kabul etmiyorum. Kovaladım ama darp etmedim. Hastane görüntülerinde Ali Ismail'in yüzünde darp izi yoktu, kendisi zaten merdivenden düştüğünü söylemiş, merdivenden düşünce böyle olabilir."

Hüseyin Engin: "Beraatimi istiyorum."

 

‘Bana benziyor’ lafı güldürdü

 

Beşik otel kamerasını kapatan kişinin görüntüsü gösterilen sanıklardan tutuksuz polis Hüseyin Engin, "Bana benziyor, bununla ilgili soruşturma Eskişehir'de devam ediyor" dedi. Bu sözler salonda gülüşmelere neden oldu, bir izleyici "sen değil misin" diye seslendi.

Müdahil avukat Ayhan Erdoğan sanığa itiraz ederek, "Doğukan Bilir dosyasında kabul etti sanık" dedi. Abi Gürkan Korkmaz "Bana sormuyorsunuz, görüntülerdeki dövülen kişi kardeşim Ali İsmail Korkmaz'dır, kayda geçsin" dedi. Diğer sanıklar kendileri olmadığımı söyledi. 

 

Tek tek kabul ettiler

 

Görüntülerde dikkat çeken nokta, elleri sopalı kişilerin toplu halinin tek tek birey olarak ayrıştırılıp netleştirilmesi oldu. Bireyler 1. Şahıs, 2. Şahıs sıralamasıyla numaralandırıldı. Teşhis karelerine geçildi. 1.şahıs sanık Ismail Koyuncu'ya gösterildi,sanık o kişinin kendisi olduğunu söyledi. Görüntü fırının içindendi. Sanık "ekmek teknesi" deyince müdahil sırasından tepki geldi.

Sonraki görüntüde Ali İsmail'i darp görüntüsündeki kişinin kendisi olduğunu kabul eden tutuklu polis Mevlüt Saldoğan, "Zor kullandığım şahıs Ali Ismail değildi, keşke silinmeseydi de nasıl saldırıya uğradığımız görülseydi" deyince bir izleyici "Ali İsmail sana vurdu mu?" diye bağırdı, gerginlik yaşandı.

Müdahil sıralarından "Şerefsiz" sözü duyulunca, polis Saldoğan, "Ben Türkiye Cumhuriyeti'nin şerefli bir polisiyim" diye bağırdı. Abi Gürkan Korkmaz, "Şerefli olduğunu nereden çıkarıyor" sözleriyle tepki gösterdi. Sanık Muhammet Vatansever de görüntüdeki kişinin kendisi olduğunu kabul etti. Sanık Ramazan Koyuncu da görüntüyü kabul etti.

Sanık Yalçın Akdoğan, görüntüdeki kişinin kendisi olduğunu, raporu kabul etmediğini belirterek, "Ben sadece kovaladım" dedi. 

 

Annenin feryadı: İyi bakın!

 

Salondaki ekrana TÜBİTAK'ın raporu ve iyileştirilmiş görüntüler yansıtıldı. Beşik otel kamerasına müdahale eden ve kapatılmasını isteyen kişinin Görüntüsü izlendi. Anne Emel Korkmaz sanıklara bağırdı, "iyi bakın, yapmadığınızı söylüyordunuz" diye haykırıp beddua etti, ağladı.  Salon sessiz, sadece annenin hıçkırıkları duyuluyor, izleyici sıralarında duygusal anlar yaşanıyor. Mahkeme başkanı "izlemek zorundayız" diyerek sakinliğe davet etti. Aynı dakikalarda polislerden dayak yiyen Semih Berkay Yapıcı'nın görüntüleri yansıdı. 

 

 

Ölüm darpa bağlı, görüntü 4 kez silinmiş

 

Adli Tıp Genel Kurulu ve TÜBİTAK raporları okunmaya ve iyileştirilmiş görüntülerin izlenmesine geçildi. Adli Tıp Genel Kurulu raporunda Ali İsmail'in merdivenden düşme iddiasıyla gittiği hastanede yapılan inceleme ve tahliller anlatıldı, pek çok kırık ve şişlik tespit edildiği, zehirlenme olmadığı vurgulandı. Raporda ölümün darba bağlı olduğu, Ali İsmail'in kullandığı ilaçların da ölümü kolaylaştırdığı vurgulandı. TÜBİTAK raporunu mahkeme başkanı okudu. Raporda olay bölgesinden toplanan kamera görüntüleri ve hard diskte ekleme, çıkarma, silme olup olmadığını tespiti yapıldığı ve görüntü iyileştirmenin gerçekleştirildiği kaydedildi. Harman ekmek fırını kamerası cihazında sürücülerin 4 kez silindiği tespit edildi.

 

Salona girerken anne bedduası

 

Kayseri 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşma öncesi, büyük güvenlik önlemleri alındı. Salona ilk giren isimler, pek çok avukatın yanı sıra Ali Ismail Korkmaz'ın annesi Emel, babası Şahap, avukat abisi Gürkan Korkmaz ve ablası oldu. Ali Ismail'in ölümünden sonra Dünya'ya gelen yeğeni, duruşmanın en küçük izleyicisiydi. Tutuklu sanıklar salona alınırken, kucağında taşıdığı oğlunun büyük boy resmine sarılan anne Emel Korkmaz, beddualar yağdırdı. İzleyici sıralarını müdahil avukatları doldurdu.  

 

Fotoğraflar X-RAY cihazından geçirildi

 

Duruşma salonuna ellerinde Ali İsmail’in fotoğraflarının çerçeveli panosunu taşıyan baba Şahap ile anne Emel Korkmaz’a buradaki resmi polisler "Çantalarınızı ve elinizdeki çerçeveli fotoğrafları cihazdan geçirin. Bu sizin güvenliğiniz içindir" uyarısında bulundu. X- Ray cihazına iki çerçeveli fotoğrafı koyan baba Şahap Korkmaz, "Sanki silah geçiriyoruz" diye bu uygulamaya tepki gösterdikten sonra salona geçti.

 

İddianameden: Dönüp dönüp tekmelemiş

 

 

İddianamede Eskişehir  Anadolu Üniversitesi İngilizce Öğretmenliği 1. Sınıf öğrencisi Korkmaz’ın, arkadaşı Turhan Gürler ile birlikte Gezi eylemlerine katıldığı, 2 Haziran akşamı saat 23.00’te Kurtuluş Mahallesi, Sanayi Sokak’ta meydana geldiği, burada bir grubun tekmeli-sopalı saldırısına uğradığı, kafa, sırt, omuz ve bacaklarına vurularak yaralandığı, polis karakoluna verdiği ifadenin ardından beyin kanaması teşhisiyle hastaneye kaldırıldığı, 38 gün sonra hayatını kaybettiği anlatılıyor. Harman ekmek fırınına ait kameranın Jandarma kriminale gönderildiği, burada olayın ertesi günü silindiği tespit edilen kayıtların kurtarıldığı belirtiliyor. İddianameye göre şüpheliler Mevlüt Saldoğan ve Yalçın Akbulut, Korkmaz’ı kovalarken, İsmail Koyuncu, Ramazan Koyuncu, Muhammet Vatansever, Ebubekir Harlar’ın kendilerine doğru koşan maktulü bekliyordu. Harlar tekme atarak, İsmail ve Ramazan Koyuncu ile Vatansever de çelme takarak düşürüp, duvara sıkıştırdıkları genci bacak, kol ve sırtına tekmeyle vurarak yaraladılar. Arkadan koşan Saldoğan da yerde yatan Korkmaz’a dönüp dönüp göğüs ve baş kısmına tekmeyle vurdu. Yerden kalkıp sendeleyerek uzaklaşan Korkmaz bu kez Kurtuluş Mahallesi Beşik Otel yakınlarında polisler Hüseyin Engin ve Şaban Gökpunar’ın saldırısına uğrarken, Saldoğan yerde yatan Korkmaz’ın göğüs ve baş kısmına 3-4 defa şiddetli tekme atarak ağır yaraladı. İddianamede Saldoğan’ın kastla hareket ettiği, maktule tekme atması sonucu maktulün ölebileceğini tahmin etmesi gerektiği, şüphelinin maktulün hiç beklemediği bir şekilde çok sert bir tekme atması ve yerde yaralı vaziyette yatan maktulün bu darbeden dolayı gördüğü tedaviye rağmen ölmesine neden olduğu, 3 polisin suçun işlenmesini kolaylaştırdığı, sanıkların fikir ve eylem birliği içinde hareket ettikleri vurgulandı.