Gündem

4 bakanın ataması Anayasa'ya aykırı mı?

CHP’nin hukukçu milletvekili Mahmut Tanal, Bakanlar Kurulu’nun dört üyesinin görevlendirilmesinde anayasa aykırılık iddiasında bulundu.

09 Ocak 2012 02:00


HÜLYA KARABAĞLI T24 / ANKARA


CHP’nin hukukçu milletvekili Mahmut Tanal, Bakanlar Kurulu’nun dört üyesinin görevlendirilmesinde anayasa aykırılık iddiasında bulundu.  Tanal’a göre, Bülent Arınç,  Ali Babacan,  Beşir Atalay ve Bekir Bozdağ’ın atamasında anayasanın 109. Maddesi yerine getirilmedi.  Söz konusu isimler , bakan olarak atanmadan başbakan yardımcılığı için görevlendirildi. Anayasa maddesi, “ Bakanlar Kurulu, Başbakan ve Bakanlardan kurulur” diyor.

Tanal, 6 Temmuz 2011 tarihli Bakanlar Kurulu’ndaki Arınç, Babacan,  Atalay,  Bozdağ’ın bakan atamalarının yapılmadan başbakan Yardımcılığıyla görevlendirilmelerinin anayasaya aykırılık iddiasıyla yazılı bir açıklama yaptı.”Şu anda Başbakana vekâleten Mahmut Tanal olarak benim atacağım imzalar ne kadar Başbakanı bağlayıcıysa Sayın Bozdağ'ın bu dönem içerisinde Başbakana vekâleten attığı imzalar da o kadar bağlayıcıdır” diyen Tanal’ın  iddiaları şöyle:


‘Anayasaya aykırı kuruldu’


Türkiye Cumhuriyeti’nin halen görev yapmakta olan Hükümet 6 Temmuz 2011 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Cumhurbaşkanı’nın “Bakanlar Kurulu’nun Atanmasına Dair İşlemi” ile oluşturulmuştur. Söz konusu bu işlem Anayasa’nın 109. Maddesine aykırı biçimde bakan olmayan dört kişiye Bakanlar Kurulu’nda yer vermektedir.

Cumhurbaşkanı bu işleminde Bakanlar Kurulu’nu ikiye ayırarak oluşturmuştur. Bu işlemlerden ilki Başbakan Yardımcısı ünvanıyla görev yapmak üzere dört bakan görevlendirmesini onaylama ve ikincisi Bakanlıklara listede gösterilen kişileri atama işlemleridir. Bu işlemle Bakanlar Kurulu, Başbakan, dört Başbakan Yardımcısı ve yirmibir Bakan olmak üzere yirmialtı kişiden oluşmaktadır. Bakanlar Kurulu’nun oluşumu Anayasa 109. maddesi ile kurala bağlanmıştır.

Söz konusu madde; “Bakanlar Kurulu, Başbakan ve bakanlardan kurulur. Başbakan Cumhurbaşkanınca, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri arasından atanır. Bakanlar, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri veya milletvekili seçilme yeterliğine sahip olanlar arasından Başbakanca seçilir ve Cumhurbaşkanınca atanır; gerektiğinde Başbakanın önerisi üzerine Cumhurbaşkanınca görevlerine son verilir.”

Buna göre Bakanlar Kurulu Başbakan ve Bakanlardan oluşur. Yani Başbakan Yardımcısına bu oluşum içinde Anayasanın 109. Maddesinde yer verilmemektedir. Başbakan Cumhurbaşkanınca atanacak, atanan Başbakan bakanları seçecek, seçilen bakanlar da Cumhurbaşkanınca atanacaktır ve böylece Bakanlar Kurulu oluşacaktır. Anayasada Bakan görevlendirme yani bir kişinin görevlendirme ile bakan olması söz konusu değildir. Bakan olmayan bir kişinin Bakanlar Kurulunda yer alması mümkün değildir. Başbakana yardımcı Bakanların görevlendirilmesi için kişinin öncelikle Anayasanın 109. Maddesine uygun bir biçimde Başbakanca seçilmiş ve Cumhurbaşkanınca atanmış olması gerekmektedir. Bakan olmayan bir kişinin görevlendirilmesi ve Bakanlar Kuruluna dahil edilmesi Anayasanın 109. Maddesine aykırıdır.

KHK ile kaldırıldı

3 Haziran 2011 tarihinde 643 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile 3046 Sayılı kanunda değişiklik yapılarak bakan ile devlet bakanı ayrımı kaldırılmıştır. Bakanlıkların kuruluşunu düzenleyen 3046 Sayılı Kanunun 4. Maddesinin değişiklik öncesi başlığı “ Başbakan Yardımcıları ve Devlet Bakanları” biçimindeydi. Maddede Başbakana yardım etmek üzere bakan görevlendirilebileceği kurala bağlanmış ve ayrıca bir de devlet bakanı statüsü oluşturulmuştu.

Devlet Bakanı olarak atanan kişiler, bakan oldukları için Başbakan Yardımcısı olarak görevlendirilebiliyorlardı. 643 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname bu hükmü değiştirdi ve devlet bakanı statüsünü kaldırdı. 4. Maddenin başlığı “Başbakan Yardımcıları” oldu. Yeni düzenleme Anayasaya uygundur.  Söz konusu madde uyarınca; “Başbakana yardım etmek ve Bakanlar Kurulunda eş güdüm sağlamak üzere Hükümetin oluşumu ve genel siyasetin yürütülmesinin gerektirdiği sayıda Bakan, Başbakan Yardımcısı olarak görevlendirilebilir.”

 Ancak bu görevlendirme işlemi bir Bakan ataması işlemi değildir. Bir Bakanın, Başbakanın teklifi ve Cumhurbaşkanının onayı ile Başbakan Yardımcısı olarak görevlendirilmesi söz konusudur. Söz konusu fark Bakanlık için atama, görevlendirilme için onay kurumların kullanılmasından da anlaşılmaktadır.  

Maddenin bu yeni hali, anayasada olmayan devlet bakanı statüsü getirmiş olan eski haline göre anayasaya uygundur. Bununla birlikte, Anayasanın 109. Maddesi ve 3046 sayılı kanunda değiştirilen hüküm Başbakan ve Cumhurbaşkanı tarafından yanlış uygulanmış ve bunun sonucunda da halen görevde olan Bakanlar Kurulu hukuka aykırı biçimde oluşturulmuştur.

6 Temmuz 2011 tarihli Cumhurbaşkanı işlemi ile kurulmuş olan Bakanlar Kurulunda Bakan olmayan dört kişi bulunmaktadır. Anayasanın 109. Maddesine göre “Bakanlar Kurulu, Başbakan ve Bakanlardan kurulur.” Buna rağmen 6 Temmuz 2011 tarihli Bakanlar Kurulu listesinde yer alan dört kişi Bakan değildir.

Maalesef 6 Temmuz 2011 tarihinden bu tarafa, Bakanlar Kurulunun yapmış olduğu kanun hükmünde kararnamelerin tamamı yok hükmündedir. Aslında böyle bir Bakanlar Kurulu yoktur. Daha da kötüsü ve tehlikelisi ise Başbakana vekâleten, bu dört tane Milletvekili, Başbakan Yardımcısı olarak imzalar attılar, sözleşmeler imzaladılar. Bunların hepsi yok hükmündedir. Niçin yok hükmündedir? Başbakan Yardımcısı olarak atanmanın koşulu olan önce bakan olarak atanması gerekliğidir. Böyle bir atama olmadığı için, Sayın Bozdağ'ın, Sayın Arınç'ın, Başbakana vekâleten attığı imzalar ne olacaktır? İmzaladığı sözleşmeler ne olacaktır? Bunun literatürdeki adı "yok hükmü"dür. Bunlarla ilgili yapılan düzenlemelerin tümü hukuken sakattır. Bu, hukukla oynamaktır, hukukla alay etmektir. Hukukla oynamak da ateşle oynamaktır.