Dünya

"Türkiye'nin üyeliği için referandum istemek haksızlıktır"

20 Mayıs 2009 14:01

Avusturya Yeşiller Partisinin Avrupa Parlamentosu (AP) milletvekili adayı Ulrike Lunacek, "Türkiye'nin AB'ye tam üyeliği için referandum istemenin haksızlık olduğunu" söyledi.

İktidardaki koalisyon hükümeti ortaklarından Sosyal Demokrat Partinin (SPÖ), "müzakere sürecinin ardından referandum yapılmasını istediğini", Hristiyan demokrat eğilimli Halk Partisi'nin (ÖVP) ise "Türkiye'ye tam üyelik yerine imtiyazlı ortaklık verilmesini" savunduğunu anımsatan Lunacek, düzenlenen basın toplantısında, "AB'ye üyelik belirli kuralları olan bir süreçtir. Taraflar yükümlülüklerini yerine getirdiği takdirde tam üyelik önünde bir engel kalmaz" dedi.

Birliğe üye olan tüm ülkelerde aranan koşulların Türkiye için de geçerli olduğunu ifade eden Lunacek, "Avusturya dahil birlik üyesi diğer bazı ülkelerde tam üyelik konusunda Türkiye'ye özel bazı koşulların öne sürülmesinin haksızlık olduğunu" bildirdi.

Avusturya'da halkın, Türkiye'nin üyeliğine olumsuz bakmasında iktidardaki SPÖ ve ÖVP yöneticilerinin büyük payı olduğunu belirten Lunacek, "Türkiye'nin tam üyeliği için referandum isteyenlere şunu söylemek lazım. Biz 1995 yılında AB'ye üye olurken, üye ülkelerden biri bizim için referandum yapılması talebinde bulunsaydı bu hoşumuza gider miydi" diye konuştu.

"Aşırı sağcılar tehlikeli bir oyun oynuyor"

AP seçimleri öncesi partisinin AB içinde yapmak istediği "reformlarla" ilgili basına bilgi veren Lunacek, Yeşiller partisi olarak "AB'de uygulanmakta olan neoliberal sistemi değiştirmek için çalışacaklarını" söyledi.

Partisinin birlik içinde "olumlu anlamda bir devrim yapmak istediğini" ifade eden Lunacek, "AB'nin daha sosyal ve ekolojik bir birlik olması için programımızı uygulayacağız" dedi.

Partisinin hazırladığı "devrim niteliğindeki" programla birlik üyesi ülkelerde 5 milyon kişiye istihdam imkanı sağlamanın mümkün olduğunu anlatan Lunacek, "Programı uygulayabilmemiz için birlik üyesi diğer ülkelerin de destek olması gerektiğini" söyledi.

Basın toplantısında hazır bulunan partinin Türk kökenli tek milletvekili Alev Korun da aşırı sağcı Özgürlükçüler Partisinin (FPÖ) AP seçimleri öncesi, Türk ve Müslümanlar başta olmak üzere ülkedeki yabancılara yönelik "çok tehlikeli bir oyun oynadığını" anımsatarak, iktidardaki SPÖ ve ÖVP'nin yabancılara yönelik olumsuz politikalarının aşırı sağcıların bu noktaya gelmesine neden olduğuna dikkati çekti.

Aşırı sağcı FPÖ ve lideri Heinz Christian Strache'nin, seçim sürecinde mevcut yasalar ve anayasa ile başlarını derde sokmamak için kullandıkları sloganları belirlemekte hukuki yardım aldıklarını anımsatan Korun, "Buna rağmen FPÖ ve lider kadrosu hakkında suç duyurusunda bulunmak üzere hukuki bir süreç başlattıklarını ve yakında bu süreçten sonuç alacaklarını umduğunu" bildirdi.

Aşırı sağcı FPÖ ve lideri Strache, AP seçimleri öncesi başlattığı kampanyada "Ülkede cami ve minareyi değil haçı hakim kılacağız" söylemiyle ülkedeki Türk ve Müslümanları hedef gösteriyor.

Strache'nin seçim propagandalarında haçı ön plana çıkararak ülkedeki Müslümanlara saldırmasına Cumhurbaşkanı Heinz Fischer ve Katolik kilisesi de büyük tepki gösterdi.

Cumhurbaşkanı Fischer, İncil'deki "Benim kardeşlerime kötülük yaparsanız bana kötülük yapmış olursunuz" sözlerini anımsatarak "Strache eline haçı alıp Müslümanlara saldırmadan önce İncil'i iyi okusun" dedi.

Katolik kilisesi adına açıklama yapan Maximillian Fürnsinn de "Hristiyanlığın kutsal simgesi olan haçı bu denli istismar eden bir kişi yarın cesetlerin üzerinde bile yürür" diyerek FPÖ lideri Strache'nin söylemlerini "hiçbir şekilde tasvip etmediklerini" kaydetti.