Dünya

"TÜRKİYE, NATO'DAKİ ORTAK MİSYONUN BİR PARÇASI" WASHINGTON (A.A)

19 Nisan 2011 10:17

-"TÜRKİYE, NATO'DAKİ ORTAK MİSYONUN BİR PARÇASI" WASHINGTON (A.A) - 19.04.2011 - ABD Dışişleri Bakanlığının Avrupa ve Avrasya İşlerinden Sorumlu Bakan Yardımcısı Philip Gordon, "Türkiye'nin Libya konusunda NATO'daki ortak misyonun bir parçası olduğunu" belirterek, "Türk hükümetiyle gerek NATO bağlamında gerekse ikili bazda çok yakın temas halinde olduklarını" söyledi. Gordon, Berlin'de geçen haftaki NATO Dışişleri Bakanları gayrıresmi toplantısı ile ilgili olarak ABD Dışişleri Bakanlığında düzenlediği basın toplantısında, "Libyalı muhaliflerin, Türk hükümetinin Kaddafi yanlısı bir tavır izlediğine yönelik kaygısını paylaşıyor musunuz" şeklindeki bir soruyu da yanıtladı. "Türkiye'nin Libya'ya yönelik spesifik taahhüde onay veren NATO'daki 28 müttefik ve 6 ortak arasında yer aldığına" işaret eden Gordon, "Türkiye'nin ayrıca, sahip olduğu NATO varlıklarıyla da birlikte, uçuşa yasak bölge, silah ambargosu ve askeri yolla sivillerin korunması misyonunun uygulanmasını kabul eden 28 müttefikten biri olduğunu" söyledi. Gordon, "Dolayısıyla şunu net olarak ortaya koyalım. Türkiye, bu misyonun bir parçası. Bunu kabul ettiler. NATO'nun bu misyonu devralması yönündeki en güçlü seslerden biriydiler. Dolayısıyla İttifak bağlamında ve ikili bazda, amaçlar ve yollar hakkında Türk hükümetiyle çok yakın temas halindeyiz. Türkiye kesinlikle, NATO'daki bu ortak misyonda yer almakta" diye konuştu. "Türkiye'nin Libya'daki hem muhaliflerle hem de rejimle görüşmesinin, İttifak için yardımcı mı, yoksa rahatsız edici mi olduğu" şeklindeki bir soru üzerine de Gordon, "Türkiye'nin hem Doha'daki Temas Grubu toplantısı hem de Berlin'deki NATO toplantısından çıkan sonuçların kilit bir parçası olduğunu" kaydetti. -"TÜRKİYE DE DAHİL HER YERDE AYNI ŞEYİ DUYUYORLAR"- Gordon, "Kaddafi'nin gitmesi gerektiği yönündeki temel ilkeye tüm bu hükümetlerin katıldığını ve bunun çok net olduğunu" belirterek, "Trablus'tan heyetlerin, Türkiye de dahil olmak üzere gittikleri her yerde, 'Kaddafi'nin iktidardan ayrılması gerektiği' yönündeki aynı mesajı duyduklarını" söyledi. "Uluslararası toplumun bu noktadaki çizgisinin çok net olduğunu" ifade eden Gordon, sözlerine şöyle devam etti: "Doha'da yapılan başkanlık açıklamasına bakarsanız, orada, Kaddafi'nin tüm meşruiyetini kaybettiği, iktidarı terketmesi ve Libya'nın geleceğini Libya halkına yönelik kapsayıcı bir siyasi sürece bırakması gerektiği belirtiliyor. NATO hükümetleri, Türkiye de dahil orada bulunan 28 müttefik ve 6 ortak, Doha'daki bu sonuçları kuvvetli biçimde onaylayan bir açıklamaya katıldı. ABD de Kaddafi'nin iktidarı terketmesi gerektiği konusunda yeteri kadar net ve bizden bunu duyduklarını düşünüyorum. Trablus'tan giden tüm temsilciler ya da heyetler de, uluslararası toplumun aynı konuyu bir ağızdan dile getirdiğini duydular." Libya'daki muhaliflerin oluşturduğu Ulusal Geçiş Konseyi'nin (UGK) de, ABD de dahil olmak üzere bir dizi ülkeyle temasları olduğuna işaret eden Gordon, ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton'ın da UGK'nun uluslararası temsilcisi Mahmud Cibril ile iki kez görüştüğünü belirtti. Cibril'in Doha Konferansı'nda konuştuğunu, Londra'daki toplantıya katıldığını ve bir dizi bakanla görüştüğünü kaydeden Gordon, Cibril'in Doha'da Dışişleri Bakanlarına hitaben, UGK'nin Libya'nın geleceğine dair vizyonunu anlattığını ve önemli destek aldığını söyledi. Gordon, "Türkiye de, bizim ve diğer birçoğuyla birlikte bu sürecin bir parçası" ifadesini kullandı. Philip Gordon, "Türk hükümetinin, Kaddafi'nin Türkiye'deki mal varlıklarını ne zaman dondurmasını bekliyorsunuz?" şeklindeki soru üzerine de, bunun Türk yetkililere sorulması gerektiğini belirtti.