Gündem

"SEHVEN TUTUKLANDIĞIM KANAATİNDEYİM" İSTANBUL (A.A)

21 Haziran 2011 22:05

-"SEHVEN TUTUKLANDIĞIM KANAATİNDEYİM" İSTANBUL (A.A) - 21.06.2011 - ''Balyoz Planı'' davasının tutuklu sanığı Kuzey Deniz Saha Komutanı Koramiral Mehmet Otuzbiroğlu, ''Sehven tutuklandığım kanaatindeyim ve adli hata olan tutukluluk kararının kaldırılmasını talep ediyorum'' dedi. İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada savunmasını yapan Otuzbiroğlu, bilgisi ve iradesi dışında dijital bir belgede adı olduğu gerekçesiyle sanal bir suçlamayla hukuksuz bir şekilde tutuklandığını öne sürdü. Otuzbiroğlu, kendisine yöneltilen suçlamalara mesnet olan delillerin sahte olduğunun ortaya çıktığını ifade ederek, ''Türk Silahlı Kuvvetlerinin her subayı gibi düşman eline esir düşmemek için ölümü tercih ederim. Bir kısım karanlık güçlerin işbirliğiyle esir alındığım düşüncesindeyim. Sehven tutuklandığım kanaatindeyim ve adli hata olan tutukluluk kararının kaldırılmasını talep ediyorum'' dedi. Üye hakim Ali Efendi Peksak'ın, ''Diğer sanıklar ve siz, savunmalarınızda dijital belgelerin bir çete veya bir oluşum tarafından oluşturulduğunu söylüyorsunuz. Bununla ilgili istihbarat gelmedi mi?'' şeklindeki sorusuna Otuzbiroğlu, ''Personeli izleme ve takip gibi sistemimiz yok'' yanıtını verdi. Hakim Peksak'ın, ''Onu sormak istemedim. Bir istihbarat gelmedi mi veya bahsettiğiniz karanlık güçlerin kim olduğuna dair bir bilgiye ulaştınız mı?'' sorusu üzerine de Otuzbiroğlu, ''TSK mensupları birbirine sıkı sıkıya bağlıdır. Öyle bir şeyin olduğunu zannetmiyorum. Çete veya buna benzer bir oluşum bulunursa da o kişiler hakkında gerekli işlem yapılır'' dedi. Tutuklu sanık emekli Tümamiral Özer Karabulut da iddianamede kendisine yöneltilen suçlamaları reddetti. Karabulut, terör suçuyla yargılandığını belirterek, ''Tanrı'nın gazabı ve laneti, bizi bu hale getirenlerin üzerlerine olsun'' şeklinde konuştu. İkiz kardeş olan tutuklu sanıklar emekli tuğamiraller Hasan ve Hüseyin Hoşgit de dava konusu seminere katılmadıklarını belirterek, tahliyelerini istediler. Mahkeme Heyeti Başkanı Ömer Diken, MHP'den İstanbul Milletvekili seçilen sanıklardan Engin Alan'ın avukatı tarafından mazbatasının mahkemeye sunulduğunu belirterek, bunun mahkeme tarafından değerlendirileceğini söyledi. -"YEMEK ORGANİZASYONLARIYLA İLGİLENDİM" İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada savunmasını yapan tutuklu sanık Hasan Hakan Dereli, 3 Temmuz 2001 ile 8 Temmuz 2003 tarihleri arasında Bosna-Hersek ve Pakistan olmak üzere 23 ay yurt dışında göreve gittiğini söyledi. Dava konusu seminerin düzenlendiği tarihlerde yurt dışında olduğunu ifade eden Dereli, seminere katılmadığını, adının kendi iradesi dışında listelerde yer aldığını söyledi. Tutuklu sanık Tümgeneral Abdullah Dalay ise 1. Ordu Komutanlığında düzenlenen plan seminerine emir ve görev gereği Ordu İdari Yarbaşkanı olarak katıldığını ifade ederek, ''Seminere İstanbul dışından katılan personel ve eşlerine orduevlerinde yer tahsisi ve yemek organizasyonuyla ilgilendim. Seminerde görevim ve sunumum olmadığı için sunumları dinleyemedim. Yemek hazırlıkları için seminer salonunun dışına çıktım. İstanbul dışından seminere katılanlara yer tahsisi için imzaladıklarımın dışında herhangi bir evraka imza atmadım. Hiç kimseyi herhangi bir yere görevlendirmedim. Görevlendirmede yetkili değilim'' şeklinde konuştu. Dalay, ''General Etüt'' başlıklı listede adının yanına konulan ''iki artı'' işaretinin kim tarafından, nasıl yapıldığını, artıların da ne anlama geldiğini bilmediğini söyledi. Ahmet Feyyaz Öğütcü de olmayan planlar ve düzmece bilgi notlarına istinaden yapılan suçlamalara karşı savunma yapmaya çalıştığını belirterek, ''Düzmece bilgi notundaki hayali görevlendirmeler sonucu iki kere tutuklandım. Esir olarak burada günlerimi geçiriyorum. Bu süreci, Türk Silahlı Kuvvetleri üzerinde oynanan bir oyun, kötü bir rüya, bir kabus olarak görüyor ve bir an önce bu rüyadan uyanmak istiyorum'' dedi. Dava konusu seminerin düzenlendiği tarihte Deniz Kuvvetleri Komutanlığında Harekat Başkanlığı yaptığını söyleyen Öğütcü, toplantı ve çalışmalardan dolayı seminere katılmadığını anlattı. ''Sözde Suga Planı, amiralleri ve subayları karalamak üzere hazırlanmış bir tasfiye planıdır'' diyen Öğütcü, hassas personel listesinde Ankara Birlik Komutanı olarak yer aldığını ifade ederek, ''Listeye göre Ankara'da görevliyken Ege Denizi'nde olup harekat icra edeceğim. Bu akla mantığa uyar mı?'' dedi. Darbe iddialarını reddeden Öğütcü, ''Meslek hayatım boyunca hiçbir zaman örgüt veya şahısla ortak işbirliği içinde olmadım. Düşünce bazında dahi yürütme organını cebren iskat ve men etmeyi düşünmedim. Bizlere darbeci yaftası vurulmaya çalışıldığı açıkça ortadadır'' diye konuştu. -''DENİZ KUVVETLERİ DAVALARLA DEMORALİZE EDİLMEKTE''- Çalışma grupları görevlendirme listesinde isminin yer almasının iradesi dışında olduğunu ifade eden Öğütcü, ''Bilgi Notu'' isimli belgenin formatının da Türk Silahlı Kuvvetleri'nin formatına uymadığını kaydetti. Burada isminin yer almasını eleştiren Öğütcü, ''Bu, usullere aykırı bir tertip. Bilgi notu, Silahlı Kuvvetler'de kullanılan bir şey değil. Organize dijital terör örgütü bu listeleri hazırlamıştır. Savcılar, kendileriyle bile çelişen bu cümleleri nasıl yazıyor? Ben kanaat getiremiyorum. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı son üç yıldır sonu gelmeyen sahte davalarla oyalanmakta ve demoralize edilmektedir'' şeklinde konuştu. Öğütcü, çapraz sorgusu sırasında da üye hakim Murat Üründü'nün, ''Belgelerin sahte olduğunu söylüyorsunuz. Ancak bilgilerin çok ayrıntılı olduğu görülüyor'' sözlerine karşılık, ''Bizim içimizde de bunlara bilgi sızdıran, yardımcı olanlar var. Bunların üzerine çok gittim. İsimlerini buldum. Ama delil bulamadığım için bunları sunamadım'' dedi. Bunlarla ilgili 9 ayrı soruşturma başlatıldığını dile getiren Öğütcü, şöyle devam etti: ''40 yıl boyunca devlete hizmet ettim. Hukuk dışı olayların üzerine giderek suçluların cezalandırılması için hiç tereddüt etmedim. Koramiralken rütbe almama bir sene kala 2009 yılında emekli edilmem sağlandı. Hazırlanan tertiplerin Deniz Kuvvetleri Komutanlığı içindeki kollarını tespit etmek için çalıştım. Davanın arkasında bir çete var. O çete üretmeye devam ediyor. Örgüt içimizde de var. Aldığı bilgilere göre devamlı üretiyor. Benim soyadım iddianamede 'Öğütçü' olarak yazıyordu. Sonra Gölcük Donanma Komutanlığından çıkan belgelerde düzeltilmiş 'Öğütcü' yapılmış.'' Duruşmada savunmalarını yapan tutuklu sanıklar Lütfü Sancar ve Engin Baykal da suçlamaları reddetti.