Almanya'da koalisyon partilerinin yarın yapılacak 'Ermeni soykırımı tasarısı' oylamasında çoğunlukla 'evet' oyu kullanması bekleniyor. Başbakan Merkel ve Dışişleri Bakanı Steinmeier'in oylamaya katılmayacağı belirtildi. Mannheimer Morgen gazetesinin yorumunda konuya ilişkin şu görüşler yer alıyor:
“Ermenistan ile Türkiye arasında barış ancak Ankara’nın soykırımı tanımasıyla mümkün olur. Zira Ermeniler bu konuda suçu Türkiye'ye yüklemek değil, geçmişin travmasından kendilerini biraz olsun kurtarmak istiyorlar. Bu ise ancak Türkiye’nin yapacağı itiraf ile onların acılarının dindirilmesine katkıda bulunması durumunda mümkün olur. Ama tam da bunun olması beklenmiyor. Buna rağmen Almanya’nın Türkiye’yi rahat bırakmasını isteyenler varsa, onların Türkiye’de soykırım sözcüğünün kullanılmasının sonuçları olduğunun bilincinde olması lazım. Ermenilere soykırım uygulandığını söyleyenlerin hapis cezasını göze almaları gerekiyor. Düşünceleri özgürce ifade hakkı ayaklar altına alınıyor. Türkiye ile sığınmacı anlaşması nedeniyle Berlin bu duruma suskun mu kalmalı?”
Haftalık siyasi Die Zeit gazetesinin internet sayfasında, Joachim Riecker imzalı, “Evet, Soykırım” başlıklı bir yorum dikkat çekiyor. Ermeni tasarısının Alman hükümeti için kötü bir zamana denk geldiğini belirten yorumcu özetle şu görüşleri savunuyor:
“Almanya Dışişleri Bakanı Frank-Walter Steinmeier geçen mayıs ayında yaptığı bir açıklamada, ‘Türkler ve Ermeniler arasındaki son derece hassas yakınlaşmayı Federal Meclis’in kararı ile tehlikeye atmanın akıllıca olmayacağını’ vurgulamış ve ‘Sadece soykırım kavramını kullanmakla herşeyi çözmüş olmayacağımızdan endişe ediyorum’ diye devam etmişti. Başbakan Merkel açısından da oylama kötü bir zamana denk geldi. Çünkü Merkel açısından çok önemli olan Türkiye ile mülteci anlaşması hâlâ risk altında. Fransa, İtalya, İsviçre, Kanada, Hollanda, Avrupa Parlamentosu ve Papa 1915’teki tehcir ve katliamları soykırım olarak nitelemişlerdi. Ama Almanya’nın tersine bu ülkelerin hiçbiri bizzat kendisi soykırım suçu işlememiş, 1915/16 olaylarında da işlenen suça Almanya gibi iştirak etmemişti. Ayrıca diğer ülkelerin hiçbirinde Almanya’daki kadar Türkiye kökenli nüfus bulunmuyor. Bu sebeplerle ve Ankara ile zaten zor olan ilişkiler dolayısıyla Alman siyaseti bu konuda karar almakta bugüne kadar hep zorlandı.”
Die Welt gazetesinin internet portalında ise “Yıldırım Ermeni tasarısını gülünç buluyor” başlıklı bir haber/yorum var. Özetle şu satırlar çarpıcı:
“Federal Meclis Ermenilerin kitlesel olarak katledilmesini soykırım olarak kategorize etmek istiyor. Yeni Türkiye Başbakanı Binali Yıldırım bu duruma öfkeli. AKP ise alınacak bu kararla sağ popülist Almanya İçin Alternatif Partisi’nin (AfD) güçlendirilmiş olacağı tezini savunuyor. AKP’nin İstanbul milltvekili Mustafa Yeneroğlu, planlanan karar tasarısının Almanya’da Türkiye karşıtı pozisyonları güçlendireceğini ve AfD’nin güçlendirilmiş olacağını vurguluyor. Aynı zamanda Türkiye Parlamentosu’nun İnsan Hakları Komisyonu Başkanı olan Yeneroğlu, alınacak bu kararla Ermenilerin Osmanlı dönemindeki acıları ‘siyasî malzeme haline getirilecek ve önemi azaltılmış olacak” diyor. Yeneroğlu ayrıca kararın Türkler ile Ermenilerin barış sürecine katkıda bulunmayacağını belirtiyor, Almanya-Türkiye ilişkilerini de bozma potansiyeli olduğuna işaret ediyor.”
Süddeutsche Zeitung’un internet portalında ise Donat adlı Yayınevi’nin Federal Meclis’e yazdığı açık mektubu yayınlanmış. “Ermenilere soykırım uygulandığından sadece dolaylı olarak söz ediliyor” başlıklı açık mektupta, Donat Yayınevi’nin yıllarca Osmanlı dönemindeki soykırım konusuna odaklanmış olan uzmanları, Federal Meclis milletvekillerini ağır bir hataya düşmemeleri konusunda uyarıyorlar. Gazetede yayımlanan açık mektupta özetle şu satırları okuyoruz:
“Sayın Milletvekilleri! Size bugün doğrudan sesleniyoruz. Ağır ve tamiri mümkün olmayan bir hata işlemenizden endişe ediyoruz. Eğer bir Alman Parlamentosu bu acımasız olayları soykırım olarak nitelendirecek olursa, o zaman bunun sonuçlarına da katlanmak zorunda kalacaktır. Ermeni karar tasarısının başlığı dışında, metnin içinde Ermenilere soykırım yapıldığından sadece dolaylı olarak söz edilmekte. Metindeki ifadeler Alman siyasetinin 100 yıllık suskunluğu ve ilgisizliğinin ardından yersiz ve kabullenmesi zor ifadelerdir.”