-"MEYDANI TARİHÇİLERE BIRAKMALIYIZ" BRÜKSEL (A.A) - 13.12.2010 - Türkiye'nin Brüksel Büyükelçisi Murat Ersavcı, "Türk ve Ermeni halklarının acılı hafızalara sahip olduğunu ve yaraların tedavisi için tarihçilerin objektif çalışmasına ihtiyaç duyulduğunu" söyledi. La Libre gazetesinde Ermeni iddialarını savunan bir makaleye "Meydanı Tarihçilere Bırakmalıyız" başlıklı karşı görüş yazan Ersavcı, Ermeni iddialarının kabul edilmesinin sözkonusu olamayacağını vurgulayarak, şunları kaydetti: "Türkler, Ermenilerden farklı bir belleğe sahipler. Bizim belleğimizde öncelikle, dokuz yüz yıl boyunca Türklerin ve Ermenilerin barış içinde yaşamış olmaları yer alıyor. Ermeniler, Osmanlı İmparatorluğu ile tam uyum sağlamış, yönetimde en üst görevlere getirilmişti. Belleğimizde ayrıca, geçtiğimiz yüzyılın başında çektiğimiz büyük acılar da bulunuyor: İmparatorluğun, sekiz ayrı cephede savaşırken tebaalarınca ihanete uğraması, müttefiklerince istismar edilmesi, paramparça olmasıyla sonuçlanan I. Dünya Savaşı'nın bıraktığı derin bir travma. Bu dönemde yalnızca Anadolu'da, 2,3 milyonu Müslüman olmak üzere 3 milyon insan öldü. Yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti'nde 1920'li yılların sonunda yaşayan 13 milyonluk nüfusun üçte birinden fazlasını, başka coğrafyalardan göç etmiş, yıpranmış, yoksullaşmış, köklerini kaybetmiş insanlar oluşturuyordu." Cumhuriyet dönemiyle birlikte yeni bir ulusal kimlik ve yeni bir toplum modelinin benimsenmesiyle Ermeni vatandaşlara Lozan Antlaşması'ndan kaynaklanan özel haklar tanındığını hatırlatan Ersavcı, ASALA terörünün Türkler için yeni bir travmayı beraberinde getirdiğini, çoğunlukla diplomatları ve yakınlarını hedef alan 200 kadar saldırıda 34 Türk vatandaşının katledildiğini anlattı. "Kurbanlar genç insanlardı. Osmanlı makamları tarafından alındığı iddia edilen herhangi bir kararla ilgileri yoktu" diyen Ersavcı, makalesinde şu görüşlere yer verdi: "Bu terör kampanyasıyla eşzamanlı olarak Avrupa'da Türkiye'ye şiddetle saldıran yayınlar çıktı. Bu yayınlarda yer alan tezler, avukatları tarafından teröristlerin savunmasında kullanıldı. Şok ve şaşkınlık içindeki Türk kamuoyu için ikisi tek bir kampanyaydı. Bu olaylar hala yenidir. Yaralar derindir. Türklerin hafızası da çok acılıdır. Bu nahoş ortamda, insanların acılı bellekleri kendiliklerinden birleşmeyecektir. Bizce sadece tarihçilerin objektif çalışması yakınlaşmayı sağlayabilir." Türkiye ve Ermenistan arasında birkaç yıl önce başlayan diyalog sürecine Ermeni diasporasının karşı çıktığını belirten Ersavcı, iki ülke arasında imzalanan ama henüz onaylanmayan protokollerde ortak tarih komisyonu kurulmasının öngörüldüğüne dikkati çekti. Bu komisyonun hayata geçirilmesi halinde Türk ve bazı yabancı araştırmacılara kapalı olan Ermeni arşivlerinin yanında, ilgili üçüncü ülke arşivlerinde çalışmalar yapılabileceğini kaydeden Ersavcı, Türkiye'nin ortak tarih komisyonunun ulaşacağı sonucu kabul etmeye hazır olduğunu vurguladı. Ersavcı, Türk ve Ermeni halklarının geçmişin acılarını paylaşırken aynı zamanda daha iyi bir ortak gelecek üzerinde yoğunlaşması gerektiğini ifade etti.