Gündem

"Komplo kuranlarla cinayeti işleyenler aynı" İSTANBUL (A.A)

23 Ocak 2012 20:17

-"Komplo kuranlarla cinayeti işleyenler aynı" İSTANBUL (A.A) - 23.01.2012 - ''Kafes Eylem Planı'' ve ''Amirallere Suikast'' iddialarına ilişkin davalarla birleştirilen Poyrazköy'de ele geçirilen mühimmatla ilgili 71 sanıklı davada söz alan tutuklu sanık emekli Deniz Binbaşı Levent Bektaş, ''Bize komplo kuran, sahte belgeler hazırlayan ve Dink cinayetini işleyenler aynı kişilerdir'' dedi. İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesinde devam eden duruşmada tutuklu sanık emekli Binbaşı Levent Bektaş'ın beyanlarının ardından söz alan avukatı Hüseyin Ersöz, bu duruşmada müdahil olma talebi kabul edilen Dilek Bozkaya'nın, ''müdahil'' olarak değil, ''tanık'' olarak dinlenilmesi gerektiğini belirtti. ''Bektaş'a ait olduğu iddia edilen bir DVD'de bulunan belgelerde adının geçtiği gerekçesiyle mağdur edildiğini ve bu yüzden sivil memurluk işinden çıkarıldığını'' anlatan Bozkaya'nın kendilerini ziyaret ettiğini ifade eden Ersöz, ''Kendisiyle saatlerce konuştuk. Biz de bu DVD içindeki bilgilerin gerçek dışı olduğunu söylüyoruz. Kendisi de DVD'de bulunan bilgilerin gerçek dışı olduğunu söylüyor. Aynı şeyleri söylüyoruz. Müvekkilim hangi fiili gerçekleştirmiş ki, Bozkaya müdahil oldu? Müvekkilim hangi fiili işlemiş ki, Bozkaya zarar görmüş. Bu kararı doğru bulmuyoruz. Kendisi de bu davadaki bütün belgeleri, iddiaların yalan olduğunu gördüğünde bize hak verecek'' dedi. -''Hakkımda linç kampanyası başlatıldı''- Duruşmada yeniden söz alan tutuklu sanık Levent Bektaş da, ''Kafes eylem planı'' adlı belgede bulunan imzanın kendisine ait olmadığının Adli Tıp Kurumu tarafından yapılan inceleme sonucu ortaya çıktığını ve bütün gerçeklerin ortaya çıkacağına inandığını ifade ederek, ''Hakkımda yine bir kısım medya tarafından linç kampanyası başlatıldı. Dink davasıyla ilgili bu hafta karar verildi. Bu karar sonrasında bazı gazeteciler bu davayı üzerimize yıkmak için ellerinden geleni yapıyorlar. Bize komplo kuran, sahte belgeler hazırlayan ve Dink cinayetini işleyenler aynı kişilerdir'' dedi. Sanık Tuğamiral Fatih Ilğar da, Deniz Kuvvetleri Komutanlığının canlı canlı ameliyat edildiğini iddia ederek, ''Dink cinayeti ile ilgili bir delil olsaydı, şimdiye kadar irtibat kurulmaz mıydı? İddiaların hepsi yalan ve gerçek dışıdır'' dedi. -Tanık beyanları- Duruşmada, daha önce tanık olarak dinlenilmelerine karar verilen bazı kişilerin dinlenilmesine geçildi. İlk olarak dinlenilen ve bir şirkette kaynakçı olarak çalıştığını belirten Erol A, 2003 ve 2008 yılları arasında Gölcük'te bir sitede kapıcı olarak çalıştığını ve sitede bir çok genç subayın ev tuttuğunu belirtti. Erol A, şunları söyledi: ''Teğmen Faruk Akın da görevli olduğum sitede bir ev kiraladı. Bir kaç arkadaşı beraber kalıyorlardı. Bana diğer arkadaşlarının tayininin çıkacağını söylemişti. Ben genelde aidat ve yakıt konularında Akın ile muhatap olurdum. Akın göz altına alınmadan 3-4 gün önce, o apartmanın merdiven boşluklarını boyuyorduk. Temizlik ve boya işleri yaptığımız sırada, Akın'ın evine kapıyı anahtarla açan 2-3 kişinin girdiğini gördüm. Bu kişiler 3-4 kez geldiler. Genelde Akın'ın mesai saatlerinde geliyorlardı. 1-2 saat kalıp gidiyorlardı. Ellerinde spor çantaları vardı. Ben bu kişileri Akın'ın yeni ev arkadaşları sandığım için, Akın'a söylemedim. Zaten 3-4 gün içinde de bu olaylar meydana geldi.'' Tanık olarak dinlenilen emniyet görevlisi Ceyhun Ç. de, terörle mücadele şubesinde görevli bir polis memur olduğunu ve Karamürsel'deki ev aramasına katıldığını belirterek, o dönemde aradıkları şahısların evde bulunmadığını kaydetti. Çilingir yardımıyla eve girdiklerini ifade eden Ceyhun Ç, ''CD'leri ve diğer ele geçirilen delilleri hazirun ve görüntünün eşliğinde alıyorduk. CD'lerin imajının alınıp alınmadığını hatırlamıyorum. Yanımızda herhangi bir teknik eleman yoktu. Evde terör ve uyuşturucu maddesi aradık'' dedi. -Sanığın hakime tepkisi- Tanık Ceyhun Ç'nin beyanları sırasında, üye hakim Mehmet Hamzaçebi,  tanığa arama tutanaklarıyla ilgili kimi sorular sordu. Tanık ve üye hakim Hamzaçebi arasında çok yakın mesafe bulunduğu gerekçesiyle hakim Hamzaçebi'ye tepki gösteren tutuklu sanıklardan Eren Günay, ''Sayın üye hakimin tanıkla ne konuştuğunu duymuyoruz. Bu kadar yakınına çağırmasına gerek yok. Lütfen arasına biraz mesafe koysun'' dedi. Hakim Hamzaçebi'nin, ''Bu kadar tepki göstermenize gerek yok. Benimle ilgili bir şikayetiniz varsa, yasal haklarınızı kullanın'' ifadeleriyle karşılık vermesi üzerine Günay, bu kez de, ''Ben reddi hakim hakkım olduğunu biliyorum. 3 yıldır cezaevinde hukuk çalışıyorum. Suçsuz olduğunuz halde 3 yıldır cezaevinde yatsaydınız, siz de aynı tepkiyi gösterirdiniz. Adaleti mumla arıyoruz'' şeklinde konuştu. Tanık olarak dinlenilen polis memuru Kemalettin K. de, Kocaeli Emniyet Müdürlüğünde görevli olduğu sırada İstanbul Emniyet Müdürlüğünün Gölcük'te bir arama yapmak üzere kendilerinden destek ekip istediğini kaydederek, ''Aramada uyuşturucu madde bulunmuştu. CD'lere flash belleklere ve bilgisayarlara el konuldu. Biz İstanbul ekibine, yardım etmek için arama yapılan eve gittik. Yani biz yardım ekibiydik'' ifadelerini kullandı. Duruşmada daha sonra tanık Kemalettin K'nın katıldığı Gölcük'teki aramaya ilişkin görüntüler izlendi. Görüntünün izlenmesi sırasında söz alan sanık Fatih Ilğar'ın, ''Görüntüde bir görevli, 'bulunan malzemelerin toplanmasının ardından hangi odadan çıktığını yazmayın' diyor. Bu görevli kimdir, sesinden tanıdınız mı?'' şeklindeki sorusu üzerine Kemalettin K, ''Sezai Ağabey galiba. Tam emin değilim. Bizim başımızdaki amirimiz. Şu anda Ankara'da görevli. Tayini oraya çıktı. Bu konuşmaya şahit olmadım'' dedi. Fatih Ilğar'ın, ''Görüntüde bir amir ısrarla kendi gösterdiği noktayı arattırmaya çalışıyor. Polis memurlarının, bir şey yok dediği yerin ısrarla tekrar aranmasını istiyor. Bu istek sonucunda oradan uyuşturucu madde çıkıyor. Bu durumla ilgili ne diyeceksiniz?'' sorusuna da Kemalettin K, ''Amirimiz olduğu için bizi yönlendiriyor. Sadece orası için değil. Arama yapılan her yer için geçerli. Bu durumda herhangi bir gariplik olduğunu düşünüyorum'' yanıtını verdi. Tanık anlatımlarının ardından duruşmaya, 25 Ocak Çarşamba günü devam edileceği belirtilerek ara verildi.