-"İşyerindeki yüzde 50 artı 1 barajı korunuyor" İSTANBUL (A.A) - 26.10.2011 - Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, sendikal mevzuatı Toplu İş İlişkileri yasa taslağı altında birleştirdiklerini ve bu yasa taslağı ile konfederasyonlar arası ihtiyari çerçeve sözleşmesi getirdiklerini belirterek, ''Taslakta işyerindeki yüzde 50 artı 1 barajı aynen korunuyor, işletme barajı yüzde 40, işkolunda yüzde 10'dan, binde 5'e gerileyen bir baraj anlayışı var. Çalışanların yüzde 57'si sendikalı diye görünüyordu. SGK verilerini esas aldığımızda böyle bir tablo söz konusu değil'' diye konuştu. Çelik, İstanbul Sanayi Odası (İSO) Ekim ayı Meclis Toplantısında yaptığı konuşmada, Van'da yaşanan depreme değinerek, deprem bölgesinde SSK ve SGK primlerinin bir yıl ertelenmesi ve oradaki işletmelerin kısa çalışma ödeneğinden yararlanmasıyla ilgili çalışmaların başlatıldığını söyledi. Türkiye ekonomisinin son dönemde kaydettiği başarılara değinen Çelik, 2008-2011 döneminde istihdamını en çok artıran G20 ülkesinin Türkiye olduğunu belirtti. Yeni dönemde 2023 hedeflerine doğru ilerlenirken, ilk işin sivil, prangalarından kurtulmuş bir anayasa olduğunu ifade eden Çelik, ''Milletin değerleriyle uzlaşan, kısa, sade, hiçbir zümreye imtiyaz tanımayan, dert değil derman olan bir anayasa yapmamız gerekiyor'' dedi. Çalışma hayatında son 9 yılda gerçekleştirilen reformlara değinen Çelik, önümüzdeki dönem için gündemde yer alan konuları ise sendikalar kanunu, toplu iş sözleşmesi, grev ve lokavt kanunu, memurlara toplu sözleşme hakkı konusunda uyum yasası, iş sağlığı ve güvenliği yasasının çıkarılması, alt işverenlik, esnek çalışma, kıdem tazminatı olarak sıraladı. -''Sendikal mevzuatı 'Toplu İş İlişkileri Kanunu' adı altında birleştirdik''- Çelik, sendikal mevzuatı birleştirerek ''Toplu İş İlişkileri Kanunu'' adı altında tek yasa haline getirdiklerini, ancak bu ismin de tartışmaya açık olduğunu kaydederek, değerlendirmelerini almak üzere yasa taslağını İSO Başkanı Tanıl Küçük'e teslim etti. AB ve ILO normları çerçevesinde ve ülke gerçeklerini dikkate alarak hazırlanan taslak konusunda işverenlerin okumadan bir değerlendirmede bulunmalarını doğru bulmadığını ifade eden Çelik, ILO'da bu konuda hesap veren ya da daha ileri bir adımda kara listeye alınan bir ülke olmayı kimsenin istemeyeceğini, AB müzakerelerinde de 19. faslın açılmasıyla ilgili bir süreç başlatmak gereği dolayısıyla bu konuda zaman kaybetmemek gerektiğini anlattı. Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Konfederasyonlar arası ihtiyari çerçeve sözleşmesi getiriyoruz. Bu konuyu çokça tartıştık ve anayasadaki değişiklikten kaynaklanan bu düzenleme, bu şekilde bir çıkış yolu bularak metinde yer aldı. Taslakta işyerindeki yüzde 50 artı 1 barajı aynen korunuyor, işletme barajı yüzde 40, işkolunda yüzde 10'dan, binde 5'e gerileyen bir baraj anlayışı var. Yüzde 10 işkolu barajı, ILO ve AB normları çerçevesinde olmaması gereken bir baraj olarak Türkiye'nin önüne konan bir bakış açısı. Biz de tüm bu örgütlenmede verileri SGK verilerine endeksledik. Bu düzenlemeyi yapınca sendikal hayatımızın gerçek tablosunu da görmüş olduk. Çalışanların yüzde 57'si sendikalı diye görünüyordu. SGK verilerini esas aldığımızda net bir şekilde görüyoruz ki, böyle bir tablo söz konusu değil.'' Bakan Çelik, bu verilere göre, gerekli yasal düzenlemenin yapılmaması halinde iki konfederasyonun tamamen ortadan kalkacağını, Türk-İş'in ise yarı düzeyde sendikalarını kaybedeceğini ve sendikasız bir Türkiye'nin ortaya çıkması gibi bir tehlikenin belireceğini dile getirdi. -İş Sağlığı ve Güvenliği yasa taslağı yarın Bakanlar Kuruluna sevk edilecek- Müstakil bir İş Sağlığı ve Güvenliği yasa taslağının da hazırlandığını aktaran Bakan Çelik, bunun, kuralcı değil önleyici ve iyileştirici bir yasa olacağını; işçilerin yanı sıra memurları da içine alarak bütün çalışanları kapsayacağını söyledi. Çelik, yarın sabah sosyal taraflarla bir araya geldikten sonra taslağı Bakanlar Kuruluna sevk etmeyi düşündüklerini kaydetti. -Kıdem tazminatı- Faruk Çelik, kıdem tazminatı konusuna da değindiği konuşmasında, işverenlerin memnun olmadığı bu uygulamadan birçok işçinin de yararlanamadığını, kapsam dahilindeki işçilerin oranının düşük olduğunu söyledi. Hükümetin bu konuda tavrının net olduğunun altını çizen Çelik, kazanılmış hakları koruyan, tüm işçilerin yararlanacağı fon esaslı bir çözümün, sosyal taraflarla görüşmeden çıkarılmasının doğru olmadığını, ancak buradaki sorunların çözüme kavuşturulması konusunda da kararlı olduğunu kaydetti. Çelik, ''Taraflarla konuşmadan bir çıkış yolunun varlığını beyan etmemizin doğru olmayacağını belirtmek istiyorum'' dedi. Yönetimlerin amacının istihdamı artırmak olduğunu dile getiren Çelik, ''Sizlere de, bizlere de, işçi sendikalarına da düşen önemli görevler var. Hep birlikte bu işi yeni açmazlara sokacak kesimlere karşı verilecek ciddi cevaplar var. Elimiz güçlü bu konuda'' diye konuştu. -''İstihdam teşviklerinde sadeleştirmeye gideceğiz''- Bakan Çelik, yeni yıla sarkıtmadan Ulusal İstihdam Belgesini yayınlamayı hedeflediklerini, işsizlik oranında yüzde 5'i hedeflediklerini belirtti. Geçmiş dönemde hayata geçirilen 5 puanlık sigorta primi indiriminin, 5 milyar liralık bir yükü işverenlerden aldığını dile getiren Çelik, ''1,3 milyon işyerinden 966 bini, bu 5 puanlık indirimden yararlanıyor. Bu da 6,7 milyon işçiye tekabül ediyor'' bilgisini paylaştı. İstihdamı artırmaya yönelik teşviklere de değinen Çelik, bu konuda da mevzuat karmaşasını ortadan kaldırarak sadeleşmeye gitmeyi planladıklarını söyledi. -''Ben de bir aylık maaşımı Van'daki kardeşlerime gönderiyorum''- Konuşmasının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Bakan Çelik, maaşını Van'daki depremzedelere bağışlamasına ilişkin soruyu, ''Şimdi birlik zamanı. Dolayısıyla gönlümüzden geldiği en üst düzeyini bu birlik zamanına aktarmamız gerekiyor. Dayanışma zamanı. Kimin gönlünden ne kopuyorsa vermesi gerekiyor. Ben de bir aylık maaşımı Van'daki kardeşlerime gönderiyorum'' şeklinde yanıtladı.